İSTANBUL – Pandemiden dolayı işten çıkarılma yasaklanınca işverenler, SGK’ye Kod 29 olarak düzenlenen “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymama halleri” üzerinden iş sözleşmesini feshetmeye başladı. İşten çıkarılan Mesut Toprak, “Kod 29 patronların sırtını dayadığı anti emek yasasıdır” dedi.
İş akdi feshedilen işçinin çıkarılma nedenini 10 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirmek zorunda olan işverenler, mesai, bildirim ve kıdem tazminatlarından kaçınmak için Kod 29 denilen “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller (davranışlar)” maddesi üzerinden başvuru yapıyor. Bu kod üzerinden SGK’ye yapılan başvurularda işçiler, işsizlik maaşı dahil tüm haklarını kaybediyor.
PANDEMİ FIRSATA ÇEVRİLDİ
Pandemi süreciyle birlikte işten çıkarılmanın yasaklanmasının ardından işverenler, işçilerin işten çıkarma gerekçesi sürekli bu kod üzerinden göstermeye başladı. Yüzlerce işçi salgın döneminde bu kodla birlikte haklarını alamadan işten çıkarıldı. Bu kodla işten çıkarılanlardan işçilerden Mesut Toprak yaşadıklarını süreci konuştuk.
KOD 29 GEREKÇE GÖSTERİLDİ
Toprak, 2 buçuk yıl boyunca Mapfre sigortaya bağlı Tur Assist firmasında çalıştığını ve salgın döneminde evden çalışmaya başladıklarını belirterek, bu durumun da çalışma koşullarının daha da ağırlaştığını söyledi.
Evden çalışma sistemiyle birlikte mesai kavramının ortadan kalktığını vurgulayan Toprak, dönüşümlü olarak ofiste de çalıştıklarını ifade etti. Toprak, “7 Eylül’de ofise çağırdılar. Çalışma var, diye gittim. Fakat işe başlatmadan insan kaynaklarıyla görüşmem istendi. Bana direk, ‘Yolun sonuna geldik’ diyerek bir takım belge imzalatmaya çalıştı. İmzalamayınca insan kaynakları beni kandırarak, ‘Sözleşmeyi imzalamazsam işsizlik maaşı alamazsın’ diyerek tehdit etti. Sonrasında imzaladım. Bir gün sonra kod 29’dan işten atıldığımı öğrendim” dedi.
PANDEMİYLE BİRLİKTE ARTTI
Bu kodla işten atmak için işverenin somut delile ihtiyacı olmadığının altını çizen Toprak, işverenin işten attıktan sonra bile sebep bulabildiğini dile getirdi. Salgınla birlikte bu kodun daha çok kullanılmaya başlandığına dikkati çeken Toprak, “Özellikle bu kodun içindeki 25/2 maddesinin ucu çok açık. ‘Yapmak zorunda olduğunuz işleri yapmadı’ diyerek sizi işten atabiliyorlar. Yemek molanızı 5 dakika fazla kullanmış olmanız bile yeterli olabiliyor. Benim atılmam da uygunsuz çalışma koşullarına itirazım” diye belirtti.
'PAZARDA SU SATTIM'
İşten atıldıktan sonra ailesiyle birlikte birçok sorun yaşadığını dile getiren Toprak, ailesinin geçimini sağlamak için birçok işte çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Toprak, “Pazarda su satmaya başladım. Bir yerde durup sattığınızda ise; zabıta geliyor ‘Burada duramazsınız, satış yapamazsınız’ diyor. Ondan dolayı sırtınızda taşıyarak satmak zorunda kalıyorsunuz. Oradaki esnaflar halden limon gibi hafif şeyler getirerek bana yardımcı oldu. Sonrasında baktığımda pazarcı olmuştum. Zabıtalar yeniden engel oldu. Derdimi anlattığımda dinlemediler. Ben de el arabasıyla yürüyerek satmaya başladım” diye konuştu.
İŞE ALMIYORLAR
Pazarda bir esnaf sayesinde bir yer edindiğini anlatan Toprak, şöyle devam etti: “Artık rutin olarak haftada 4-5 gün pazara çıkıyordum. Sattıklarım sadece günü çıkarıyor. Fatura ve kiraları ödeyemiyorum. Yeni yılı 4 aylık işsizlikle karşıladım. Vaka sayılarının artmasıyla birlikte pazarda kalabalık azaldı. Bunun sonucunda satışlar da azaldı. Bu da işsiz bir insan için olumsuz bir durum. Pazara çıkmak dışında başka bir şansım yok. Çünkü iş arıyorum ama almıyorlar.”
KOD YÜZÜNDEN DAMGALANIYORSUNUZ
Toprak, atıldığı kodun damgalayıcı bir kod olduğunu hatırlatarak, “İçeriğine baktığınızda ürküyorsunuz. Arkadaşlarım telefonlarıma cevap vermedi. Bunun politik bir şey olduğunu görmeyip, size yüklenmeleri çok zor. Bu süreçte iş arıyorsunuz ama reddediliyorsunuz. Yakın bir zamanda iş görüşmesi yaptım. Kod 29’la atılma sebebini sorarak konuyu irdelediler” dedi.
İŞ ARARKEN ÖNÜNÜZE ÇIKIYOR
Kod 29’un yeni bir iş aramaya engel olduğunun altını çizen Toprak, şunları dile getirdi: “Sektörde tanıdığım insanları aradım. Fakat benle görüşmediler. Kodun mahkemeyle kaldırılmasından sonra görüşebileceklerinin söylediler. Bir başka dezavantaj ise işveren sizinle kod yüzünden pazarlık yapabiliyor. ‘Sen kod 29’lusun bu sektörde iş bulman imkansız, bu ücrete çalışırsan gel başla” diyorlar. Kod 29’lu olarak işe başlarsanız da daha fazla mobbinge maruz kalıyorsunuz. Bir diğer kötü tarafı da sürekli kendinizi anlatmak, kanıtlamak zorundasınız. Ahlaksız ilan ediliyorsunuz ve bunu kanıtlamaya çalışıyorsunuz.”
‘ANTİ EMEK YASADIR’
Toprak, yaşadıkları haksızlara karşı hukuk yoluna başvurma hazırlığında olduğunun bilgisini vererek, “Kod 29 patronların sırtını dayadığı anti emek yasasıdır” diye tepki gösterdi. “İşçiler olarak sorumluluk üstlenmeliyiz” diyen Toprak, “İşverenlere avantaj sağlayan tüm yasa ve kanunların kaldırılması ve ya dönüştürülmesi yönünde ortak sınıf hedefi belirleyerek mücadele etmeliyiz” çağrısında bulundu.
İŞÇİ HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILIYOR
İşten çıkış kodlarının, “işten çıkarma yasağı” ile birlikte daha fazla gündeme geldiğini anımsatan avukat Pınar Dinç ise, işten çıkarma yasağında 29 çıkış koduyla istisna yaratıldığını dile getirdi. Dinç, “Fiilen işten çıkarma yasağı olmadığı gibi, bu yasağı bu yöntemle delen işveren, işçiyi işsizlik maaşından da mahrum bırakmaktadır” diye belirtti.
YAPTIRIMI BULUNMUYOR
İşçilerin bu kodla işten atıldıktan sonra kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneğine hak kazanamadığını anımsatan Dinç, işsiz kalan işçiye dava açmaktan başka seçeneğin kalmadığını belirtti. Dinç, sözlerini şöyle tamamladı: “Dava sonucunda iş akdinin işverence haksız gerekçeyle feshedildiği kararına varılırsa, işçiye işsiz kaldığı süreler için geriye dönük ödeme yapılıyor. Ancak bu tür davalar yıllar sürebiliyor. İşverenin keyfi olarak 29 kodla işten atması tescillense bile işverene bir yaptırımı bulunmuyor.”
MA / Kadir Güney