ŞIRNAK - Baharın gelişi ve doğanın canlanmasıyla birlikte koçerler de hareketlenmeye başladı. İdil'de konaklanan koçerler, sonbahara kadar sürecek yayla göçüne hazırlanıyor.
Baharın gelişi ve doğanın canlanmasıyla birlikte koçerler de sonbahara kadar sürecek yayla yolculuğu için hazırlıklara başladı. Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Yukarı mahallesinde yaşayan koçer kadınlar, bir taraftan yıpranmış çadırları onarıyor diğer taraftan da teşî (öreke) ile yün çoraplar örüyor. Elbirliğiyle süren hazırlıklar, kilamlarla neşe katılıyor.
TEŞÎ GEÇMİŞE GÖTÜRÜYOR
Yün eğirmek için elinden düşürmediği teşî ile çorap yapan Şirin Tatlı (50), "Eskiden beri çoraplarımızı teşî ile yapıyoruz. Eskiden teşî kültürü çok yaygındı ve hemen hemen her kadının elinde bir teşî bulunurdu. Son dönemlerde ise kullanımı çok azaldı. Ama koçer kadınlar olarak her şart ve koşulda teşî kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Çok zahmetlidir. Bir çorap yapana kadar el ve kol çok yoruluyor. Ama teşî ile bir şeyler yaptığımda mutlu oluyorum. Çünkü eskiler aklıma gelir" dedi.
HERKES BİR İŞ YAPIYOR
Havaların ısındığına dikkati çeken Tatlı, "Bunun için biz de her yıl olduğu gibi bu yıl da yayla hazırlıklarına erkenden başladık. Her birimiz bir şeyle uğraşıyoruz. Şimdi evimizin bahçesinde hazırlıklarımızı yapıyoruz. Hazırlık için çorap yapıyorum. Diğer kadınlar da çadır dikiyor. Eskiden çadırlarımızı da teşî ile yapıyorduk. Ama şimdi kimse yapmıyor. Tabii bu zamanda teşî kültürünü bile yaşatmak anlamlı ve önemlidir” diye konuştu.
YÜK KADINLARIN SIRTINDA
Hazırlıkları yapanlardan Gül Öner (44) de koçerlikte bütün yükün kadınların omuzlarında olduğunu vurgulayarak, "Bizim hazırlıklarımız yaylaya çıkmadan bir ay öncesinden başlıyor. Koçer yaşamı oldukça zorlu ve zahmetli. Çünkü hep yerini değiştirmek zorunda kalıyorsun. Biz evimizi sırtımızda taşıyoruz. Ama tabii yine de mutluyuz" diye belirtti.
‘HEYECANLIYIM'
Ellerini çabuk tutmaları gerektiğini dile getiren Öner, şöyle devam etti: "Bir ay içinde hazırlıklarımızı tamamlamamız gerekiyor. Sadece bir çadırın bitişi üç gününüzü alabiliyor. Bu yüzden de biz elimizden geldiği kadar daha erken bitirmek istiyoruz. Bu yaşıma geldiğimden beri yaylalara gidiyorum. Ama her yaylaya yolculuk başladığında ilk gün ki gibi heyecanlanırım. Şimdide dört gözle yaylaya gitmek için bekliyoruz.”
MA / Zeynep Durgut