İZMİR - Ekonomideki kötü gidişatın sürdürülemez boyuta geldiğini söyleyen Ekonomist Aydın Arı, Kürt sorunu çözülmeden ekonomide bir iyileşmenin olamayacağını vurguladı. Arı, “Toplum, Kürt sorunun çözümü için irade göstererek bir gelecek inşa etmeli” dedi.
Türkiye ekonomisi her geçen gün kan kaybetmeye devam ediyor. Yürütmeden yargıya, dış politikadan saray harcamalarına, kötü gidişatı hızlandıran sebepler devam ederken çözüm olarak Merkez Bankası (MB) Başkanı 9 ayda 4 kez değiştirildi. Tüm bu isim değişiklikleri de ekonomideki kötü gidişatı durdurmaya yetmedi.
Ekonomide yaşanan gelişmeleri ekonomist Aydın Arı, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
SORUNLAR TARİHSEL BİRİKİME SAHİP
Türkiye'nin kolay yönetilebilecek bir ekonomisinin olmadığını belirten Arı, ülke ekonomisinin birçok sorunu içinde barındıran tarihsel bir kırılganlığa sahip olduğunu söyledi. Ekonominin 150 yıla yakın tarihsel geçmişinde birçok sorunu biriktirdiğini dile getiren Arı, bu süreç içerisinde tüketim endeksli geliştiren politikalarla ülke ekonomisinin zayıf bir şekilde ikincil, üçüncül hatta dördünce role girdiğini aktardı.
Arı, “Her şeyde yetmezliği olan bir ekonomi modeli mevcut. Dünya kapitalizmi içinde kendisine verilmiş rolü zar zor götürmeye çalışan bir ekonomi modelinden bahsediyoruz. Tarihsel arka planı da kötü olan bu ekonomiyi iyi yönetebilmek için bir planlama yapabilecek politikalar üretmek gerekiyor. Ama maalesef böyle yönetimden bahsetmek mümkün değil” dedi.
BAŞKANLIK KÖTÜ GİDİŞATI HIZLANDIRDI
Ekonomide iyileşmeyi sağlama iddiasıyla getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin krizi iyileştirmenin aksine problemleri daha da gözle görünür bir hale getirerek, derinleştirdiğini kaydeden Arı, “AKP’nin 20 yıldır yaptığı şey ülkenin hazır kaynaklarını kullanmak oldu. Gelinen aşamada birçok tarım ürününü dahil ithal eden bir ekonomi haline geldi. Neden? Çünkü kendi kaynaklarını tüketti. Bu sorunlar elbette birikmiş tarihsel kapitalist ekonomi anlayışının etkisi var. Ama merkezileşmiş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yönetim anlayışı kötü gidişatı hızlandırdı” diye belirtti.
‘KUMARHANE KAPİTALİZMİ’
Meclis ve denetim mekanizmalarının etkisinin azalması ve otoriterleşen rejimin ekonomide ciddi problemleri yarattığının belirten Arı, AKP dönemindeki özelleştirmelerin yeni bir politik anlayış olmadığına dikkati çekti. Gerçekleştirilen özelleştirme politikalarının ölçeğinde değişim olduğunu aktaran Arı, “Süleyman Demirel, Turgut Özal’da benzer politikalar yaptı. Ama bu iktidar ölçeğini büyüttü. Kumarhane kapitalizmi, mafyatik bir kapitalizm var, artık” diye konuştu.
KUR NEDEN DENGELENEMİYOR?
Döviz kurundaki yükselişi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Arı, MB politika faizinin kuru dengeleyebildiğini ancak gelinen aşamada politika faizinin yüzde 20’lere çıkarılmasına rağmen kur yükselişini dengeleyemediğini belirtti. Arı, “Naci Ağbal Kasım’da göreve geldiğinde faizi yüzde 10,25’ten yüzde 15’e çıkarmıştı. Ardından yüzde 17’e çıkardı. Faiz artışa geçince döviz kuru hafifçe toparlandı. Ama üretimden yoksun ve dışa bağımlı bir ülke olarak döviz sıkıntısı bitmek bilmedi. Dolayısıyla bir süre sonra tekrar faiz artırımı yaptığında kurban olarak MB Başkanı hızlıca görevden alındı. Böyle ekonomik bir model içinde faiz artırımın zorunlu olduğunu doğru politikayı uyguladıkları için görevden alındılar. Atanan başkanlar faiz indirimine gidemiyor. Orada bir açmaz da hükümet. Bu açmazın kolay bir çözümü yok” ifadelerini kullandı.
‘SÜRDÜRÜLEMEZ’
“Artık rezervlerin olmadığı bir ülkeyiz. Olmamız da normal” diyen Arı, şöyle devam etti: “Döviz rezervleri tükendi ve artık bu sürdürülemez. Öyle görünüyor ki bu kriz daha çok su götürecek. Ülkenin diğer sorunları da krizi derinleştirecek gibi görünüyor. Hükümet tam bir açmazda. Çıkmazda ve dar boğazda olduğunu biliyor. Onun için birtakım hamleler yapmaya çalışıyor ama sorunun temelini çözmeye yönelik hamleler değil geçici önlemler. Ekonomi kendisini toparlayabilir mi çok ümitli değilim. Çünkü sorunları temelden çözecek bir yönetim anlayışları yok.”
HDP’NİN KAPATILMA TARTIŞMALARI
Yeni bir politik yönelime ihtiyaç olduğunu aktaran Arı, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizlik çok yüksek, ortalama gelir, asgari ücret çok düşük, fiyatlar inanılmaz yüksek. Düşük gelirle yüksek fiyatlar çok uyumsuz. Bunları kökten değiştirecek yeni politik bir yönelime ihtiyaç var. Tablo bu haldeyken iktidar gündemi manipüle eden gündemler yaratıyor. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme, HDP ve AYM’nin kapatılma çağrıları ve vekilliklerin düşürülmesi bu tablonun görünürlüğünü manipüle etmeye yönelik. Dolar yükselişe giderken HDP’nin kapatılmasına yönelik iddianame AYM’ye gidiyor. BM Başkanı değişirken Gergerlioğlu’nun evine baskına gidiliyor. Ekonomideki tablo manipüle edilmeye çalışılıyor ama manipülasyon döviz kurunu daha da yukarıya çekti.”
‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN İYİLEŞME OLMAZ’
Kürt sorunu çözülmeden ekonomik anlamda hiçbir iyileşmenin olamayacağını belirten Arı, “Kürt sorunun çözümü için sadece hükümetin değil bütün toplumun bir irade göstermesi gerekiyor. Çünkü sorunun çözümsüzlüğü ekonomik olarak her bir yurttaşı etkiliyor. ‘Yurtta barış dünya da barış’ politikalarının savunucu olduğunu iddia eden hükümetler tarafından yıllardır yönetiliyoruz. Ama ne yurtta bir barışa sahibiz ne de dünya da bir barışa sahibiz. Kürt sorunu özelinde barışçıl bir politika gütmeden kolay bir gelecek bizi beklemiyor. Şu anki tablodan dolayı çok karamsar buluyorum. Bütün toplumun kendi sorunlarının çözümü yani asıl sorun olan Kürt sorunun çözümü için irade gösterebileceği bir gelecek inşa edilmeli” diye konuştu.
MA / Naci Kaya