SES: Sağlıkçıların istifa hakkı elinden alınamaz

img
ANKARA- Sağlık Bakanlığı genelgesiyle getirilen istifa yasağının hala devam ettiğine dikkati çeken SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, “OHAL ilan edilmeden istifa ve emeklilik yasağı getirilemeyeceği ortadayken sağlık emekçilerinin bu haklarının ellerinden alınması Anayasaya aykırıdır” dedi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey, pandemi kısıtlamaları kapsamında Sağlık Bakanlığı yayınladığı genelgeye ilişkin basın toplantısı düzenledi. SES Genel Merkez binasında yapılan toplantıda "Sağlık emekçilerine yönelik ayrımcı genelgeleri kabul etmiyoruz haklarımızı istiyoruz" pankartı asıldı. 
 
Toplantıda konuşan SES Eş Genel Başkanı Atabey, tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi Kovid-19 hastalığında da çalışanlar arasında en yüksek enfeksiyon riski olan meslek grubunun sağlık çalışanları olduğunu söyledi. Tüm dünyadaki insanların salgının kontrol altına alınabilmesi için mümkün olduğunca evlerinde kalmaya çalıştığını belirten Atabey, sağlık çalışanlarının ise artan iş yükünün doğal bir sonucu olarak her zamankinden daha fazla çalışmak zorunda bırakıldığına dikkati çekti. 
 
‘10 KAT ARTTI'
 
Atabey, 1 Mart itibariyle sözde kademeli normalleşme kararı ile birlikte yapılan “lebalep” kongrelerin sonucu olarak vaka sayılarının hızla artamaya başladığını ifade etti. Yeniden kısıtlama kararı alınan 15 Nisan itibari ile Şubat ayındaki vaka ve ölüm sayılarına oranla 10 kat artmış olduğunu vurgulayan Atabey, "Günlük vaka sayımız 62 bine dayandı. Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise günlük 297 kişiye yükseldi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı tırmanışa geçerek 2 bin 845 kişiye yükseldi. Toplam vaka sayısı 4 milyonu geçti (4 milyon 86 bin 957 kişi), toplam can kaybı 35 bin 31 kişiye yükseldi" diye konuştu. 
 
'ÜSTESİNDEN GELMEK ZORUNDAYIZ'
 
Açıklanan sayıların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Atabey, şöyle devam etti: "Alınmayan tedbirler ve var olan eşitsizliklerin kendisi Kovid-19'un yayılması ve ölümcüllüğünün artması gibi bir işlev görmüş, dezavantajlı sınıflar bundan kaynaklı daha çok hasta olmuş ve daha çok ölmüştür ama bu durum karar alıcıların ve sermayenin umurunda bile olmamıştır. Patates ve soğan dağıtarak, bunu da basının önünde teşhir ederek ekonomik olarak daralmış 84 milyon halkı bir de pandeminin yayılmasından sorumlu tutup, yükü de sağlıkçıya yıkıp, toplumsal dayanışmayı bozamazsınız. Bu bir toplumsal durum ve hep birlikte üstesinden gelmek zorundayız. Daha dikkatli açıklamalar ve düzenlemeler yapmalısınız." 
 
391 SAĞLIK EMEKÇİSİ YAŞAMINI YİTİRDİ
 
Atabey, şimdiye kadar yapılan tespitler doğrultusunda 391 sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini ve 180 binin üzerinde sağlık çalışanının enfekte olduğunun bilgisini paylaştı. Atabey, şöyle devam etti: "Uluslararası Çalışma Örgütü gibi kuruluşlar ve 129 ülkenin meslek hastalığı olarak kabul ettiği bu durum yasal düzenlemelerimize göre meslek hastalığı veya iş kazası olarak tanımlanmasına rağmen ülkemizde bildirim yaptırılması ekonomiye yükünden dolayı engellenmektedir. Yine salgının en son safında mücadele etmesine rağmen salgının bitirilmesinde kilit faktör olan sağlık emekçilerinin de aynı kaygıdan olsa gerek, temel ücreti artırılmamakta verdikleri 3 bin 600 ek gösterge sözü yerine getirilmemektedir."
 
SAĞLIK BAKANLIĞININ GENELGELERİ  
 
Atabey, Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı genelgeleri ise şöyle yorumladı: "2020 Kasım ayında Sağlık Bakanlığı genelgesi ile her ne sebeple olursa olsun görevden çekilme (istifa) talebi kabul edilmeyecek dendi ve bu yasak hala devam etmektedir. OHAL ilan edilmeden istifa ve emeklilik yasağı getirilemeyeceği ortadayken sağlık emekçilerinin bu haklarının ellerinden alınması Anayasaya aykırıdır. Yine bu 2. Genelgede iller arası geçici görevlendirilen (resen atanan) personelin derhal ayrılışı yapılarak görevlendirildiği yere gitmesi sağlanacak denmektedir. Pratikte bunun karşılığı Batman ve izmir örneğinde yaşadığımız gibi çoğunlukla sürgün anlamına gelmektedir. Oysa sürgün suçtur, bu durum kabul edilemez. Radyoaktif ışınla çalışan personele verilmekle yükümlü olunan bir aylık sağlık izni (sua izni) kurum amirlerinin inisiyatifine bırakılmıştır.  Kamuda görev yapan ve 10 yaş altı çocuğu olan kadın emekçilere tanınan idari izinlerin kadın sağlık emekçilere tanınmaması büyük bir ayrımcılıktır.”
 
TALEPLER
 
Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulunan Atabey, taleplerini şöyle sıraladı: "Atama bekleyen binlerce sağlık emekçisinin derhal kadrolu, güvenceli ataması yapılmalıdır. Haksız, hukuksuz şekilde işlerinden edilmiş hepsi de uzun yıllarını meslekte geçirmiş tecrübeli insanlar olan KHK'li sağlık emekçileri işlerine döndürülmelidir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yasasının kaldırılmalı ve bu sebeple işe başlatılmayan sağlık emekçileri bir an önce işlerine başlatılmalıdır. Pandemi yönetiminde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri karar alma süreçlerine dahil edilmelidir. Kovid-19 iş kazası ve meslek hastalığı kapsamına alınmalıdır.