ANKARA - Türkiye’nin temel sorununun işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi olması gerektiğini belirten emekçiler, “İşçinin hakkı verilmeden memleket refaha ermez” dedi.
Her yıl yüzbinlerce kişinin katılımıyla kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı, bu yıl salgın, ekonomik kriz, siyasal baskının gölgesinde kutlanıyor. Ankara’da emekçi ve işçiler, taleplerine de kulak verilmesi gerektiğini belirtti.
‘SLOGANLARLA GEÇİŞTİRİYORUZ’
Emekli Öğretmen Hasan Aydın, 1 Mayıs’ın işçi ve emekçiler için kutsal bir gün olduğunu belirterek, “1 Mayıs’ta üretimin, işçinin, kalitenin değerlerini konuşmamız lazım. Taksim olsun, Ankara olsun fark etmiyor Türkiye’nin hiçbir yerinde 1 Mayıs’ın hakkıyla, işçinin derdini, maaşını, yaşantısını, giyimini her şeyini tartışacak, konuşacak bir ortam oluşmadı. Her işimizde yaptığımız gibi slogan ve afişlerle geçiştiriyoruz bugünü” ifadelerini kullandı.
‘UMURSAMIYORLAR’
Aydın, Türkiye’nin temel sorununun işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi olduğunu söyleyerek, “Nasıl daha çok istihdam sağlayabiliriz, üretimi nasıl devam ettirebiliriz, insanımıza daha çok nasıl gelir sağlayabiliriz bunları konuşmamız lazım. Muhalefet de iktidar da bugün oturup işçinin durumu nedir bunu konuşmalı. Bir sürü işçi partileri mevcut fakat kimsenin dönüp işçilerin durumuna
‘ZULME ALKIŞ TUTULMAZ’
1 Mayıs’ta emekçilerin haklarının ve yaşamlarının konuşulması ve tartışılması gerektiğine dikkati çeken Aydın, “Sadece alanlara sloganlarla gidiyoruz, bir şeyi tartışmıyoruz, sorunlarımızı konuşmuyoruz. Bugün işçinin ve emeklilerin ekonomik sorunu, sosyal sorunu ne bunları sormuyoruz. Bunları dile getirin, gündeme taşıyın. Dünyayı kurtaracak olanlar işçilerdir. İşçinin emeği, alın teri var. Alın teri kurumadan hakkını vereceksin. En büyük zulüm çalışan kişinin hakkını vermemektir. Zulme kimse alkış tutamaz. Hakkını, emeklerinin karşılığını alamayan emekçinin bayramı olmaz” şeklinde konuştu.
‘CUNTA’DAN SONRA HAKLAR BUDANDI’
Esnaf Erdal İlgi de 12 Eylül 1980 darbesinden sonra bütün işçi haklarının hiçe sayıldığını belirterek, “Şimdi sadece işçinin değil, emeklinin de üniversite öğrencisinin de hayatları berbat. Demokratik ve adaletli olmayan yaşam bütün bu felaketlere gebedir. Bu felaketler; işsizlik, üretimsizlik, verimsizlik. Bunların tohumu 1980 yılında cunta tarafından atıldı. Yaşadığımız gerçekler ve gelecekteki sıkıntılar daha da büyüyor. Demokratik yaşam herkes için gerekli. İşçinin, emeklinin hakkı verilmeden bu memleket refaha ermez. 1 Mayıs’ın anlamı da budur önemi de” ifadelerini kullandı.
‘SENDİKALAR DA YETERSİZ KALDI’
Türkiye’de gerçek anlamda bir sendikalaşmanın olmadığını söyleyen İlgi, “Bugün sadece iktidarı konuşmak da yetmez. Sendikalar da iktidarlar kadar demokratikleşmedi. Uzun yıllarca değişmeyen sendika başkanları var. Sendikalar da ağalaştı. İşçiler de bu sendikaların peşinden gitti. İşçilerin çalışma koşulları, ülkenin içinde bulunduğu koşullar hiç gerçek anlamda değerlendirilmedi sendikalar tarafından. 12 Eylül’den sonra budanan onca haklar için sendikalardan ses çıkmadı. Bunları da konuşmak gerek” dedi.
‘BİZE KULAK VERSİNLER’
Satış elemanı olarak çalışan Sedat Karademir ise, “1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayram’ında işçi yine çalışıyor. İşçiler hakları için direniyor şu anda ama herkesin kulakları tıkalı bu konuda. Haklarımızı almamızda yardımcı olsunlar. Her 1 Mayıs’ta alanlarda olan işçileri gözaltına almaktan vazgeçsinler. Biraz kulak versinler, bu işçiler ne istiyor diye sorsunlar. Gözaltına alınmak değil haklı taleplerimizin yerine getirilmesini istiyoruz. Haklarımızı versinler” şeklinde konuştu.