MARDİN - Mardin’de bir buçuk milyon dekar arazide ekin kurudu. Borç batağında olan çiftçi sulak araziler için de kaygılı.
Mezopotamya Ovası son yılların en ağır kuraklığını yaşıyor. Mardin’de her yıl yaklaşık 3 milyon 140 bin dekar tarım arazisi ekilirken, bunun sadece bir milyon 600 bin dekarı ekonomik olarak sulanabilen arazi statüsündedir. Sulama ihtiyacı daha çok yer altı sularından karşılandığı bölgede bir milyon 500 bin dekar tarım arazisinin gidişatını mevsimsel yağışlar belirliyor. Nisan ayının yağışsız geçmesinden kaynaklı buğday ekili tarlalar olmak üzere ekili bir milyon 500 bin dekar arazi kurumaya başladı.
BAŞAK VERMEDİ
Sulak arazilerin de yeteri kadar suya kavuşamadığını belirten Çiftçiler, ürün değişikliğine gitmek zorunda kaldı. Sulanan araziler yeşil, susuz bölgeler ise sarı rengine büründü. Susuz bölgelerde ekinler başak vermedi. Yüksek maliyetlerle borç altında ekim yapan çiftçiler, bir yandan borçlarını nasıl ödeyeceklerini düşünürken, diğer yandan borç gerekçesiyle DEDAŞ’ın olası elektrik kesintilerinden endişeleniyor.
ÇİFTÇİYİ ÖLDÜRÜYOR
Ekinlerinin büyük bir bölümü kuruyan çiftçi Bedir Ari, borçlarını nasıl ödeyeceklerini bilemediklerini söyledi. Yaşanan kuraklığa rağmen destek alamadıklarını ifade eden Ari, elektrik faturalarının sulu arazi üzerinden dönüm başı yapılması nedeniyle kuru araziye dahi elektrik şirketi tarafından fatura yazıldığını söyledi. Sadece kendi köylerinde 800 dönüme yakın arazinin kuraklıktan etkilendiğini belirten Ari, yapabilecekleri bir şeyin kalmadığını ifade etti. Buğday hasadının az olacağını ancak buna rağmen fiyatların düşük olacağını belirten Ari, “Devlet buğdayın çıkması ile birlikte buğday ithal etmeye başlıyor. İthal yaptığı zaman çiftçiyi öldürüyor zaten. Çiftçinin toprağında satılacak buğday da yok zaten bu yıl. Ne yapacağız. Çalışma yok, çiftçilik de olmasa oturuyoruz, hayvancılık da hepten ölmüş. Çiftçilerin borçları yüksek, borçlara erteleme yapılması gerekiyor. Yardım yapılmaz ise, zaten bitmiş durumdayız. Kullandığımız gübrenin parasını ödeyemeyiz. Kooperatiften almışız ama para yok ödeyelim” diye konuştu.
BORÇ İÇİNDE
Çiftçi Fazıl Sarıyer de, bu yıl harap olduğunu dile getirerek, 2008 yılından bu yana devletin teşvik etmesi ile çiftçilere sulama kuyularının açıldığını ancak gelinen noktada çiftçilerin borçlarla boğuştuğunu kaydetti. Devletin “hibe programları” adı altında çiftçileri kredi çekmeleri yönünde teşvik ettiğini anlatan Sarıyer, “Bu kredileri açacağına devlete çağrımız; 30-40 yıldan bu yana projesi yapılan GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) projesinin artık bölgeye ulaştırılmasını istiyoruz” dedi.
EKİM YAPILAMAYACAK’
Sulu arazilerde de rekoltenin düşük olmasından endişe ettiklerini ifade eden Sarıyer, önlem olarak borçlarının ertelenmesi, desteklemelerin düzgün bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. Çiftçi desteklemelerine DEDAŞ tarafından bloke konulmasının büyük sorun olduğunu sözlerine ekleyen Sarıyer, kuraklık yaşanan bir dönemde de benzer durumların ortaya çıkmasından duydukları endişeyi dile getirdi. Sarıyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Çiftçi artık ne ekim yapabilecek ne de girdi maliyetlerini artık yetiştiremeyecek. Sene başında gübrenin fiyatı 3.5 TL idi. Şu an gübre fiyatı 5 TL’ye dayanmış ve gübre de bulunmuyor. Önümüzdeki günlerde buğday hasadı yapıldığında mısır ekimi de yapılamayacak. Çünkü çiftçi artık altından kalkamayacak.”
MA / Ahmet Kanbal