ANKARA - Geçirdiği kaza sonucu 8 ay boyunca yürümeyecek olan kurye Sait Kalabalık, kazaların temelinde şirketlerin “hızlı teslimat” baskısı olduğunu söyledi. Psikolog Pelin Balgı ise, ödül ve prim rekabetiyle çalışanların insani duygudan uzaklaştırmaya neden olduğuna dikkati çekti.
Salgın tedbirleri kapsamında artan servis paketi uygulaması sonucunda yemek şirketlerde motorlu kurye olarak çalışanların sayısı bir milyonu buldu. Kayıt dışı çalışmanın çok yüksek olduğu motorlu kuryelik sektöründe çalışanlarının sadece dörtte biri sigortalı. Hızlı teslimat yarışına giren yemek şirketleri kuryelerin belirlenen zaman kısmında siparişi müşteriye teslim etmesi durumunda ödül, yetiştirmemesi durumunda maddi ceza uyguluyor. Bu koşullarda altında pandemi döneminde 203 motorlu kurye çalışını yaşamını yitirdi.
ZAMANLA YARIŞ
Ankara’nın Çankaya ilçesinin Balgat semtinde bir yemek şirketinde motorlu kurye olarak çalışan Sait Kalabalık, 7 Nisan’da yemek siparişini yetiştirmeye çalışırken geçirdiği kaza sonucu sol ayağı kırıldı. Kalabalık, 3 ameliyat geçirdikten sonra doktorlar ancak 8 ay sonra baston destekli yürüyebileceğini söyledi. Kurye çalışanlarının yemek şirketleri tarafından zamanla yarışa girmeye zorlandığını söyleyen Kalabalık, “Eskiden ‘hızlı olursan prim alırsın, yavaş gidersen prim kaybedersin’ gibi durum söz konusu değildi. Yemek firmalarının kendi aralarında başlattığı rekabetten dolayı böyle oldu. İlk başlangıçta aslında büyük bir yemek şirketi yarım saatte pizza getireceğim kampanyası başlattı. Daha sonra bütün yemek şirketleri bu durum esas alarak ve bir rekabet durumu söz konusu oldu. Hız olayını asıl amacı, yemek şirketlerinin daha çok kar elde etmesidir” diye belirtti.
MAAŞLAR EKSİK
Kaza yapmadan önce çalıştığı şirkette belirlenen zamanda teslim ettiği yemekler için prim aldığını belirten Kalabalık, “Yemek sipariş eden müşteri, motorlu kuryeye 0-10 arasında puan veriyor. Müşterinin sana verdiği puanlar üzerinden aylık prim alıyorsun. Bazı yemek şirketleri siparişi zamanında teslim etmediği için ay sonunda çalışanın maaşını eksik yatırıyor. Bu işleyiş şirketler arasında değişiyor” ifadelerini kullandı.
EN AZ 4-5 SİPARİŞ
Müşterilerden anlayış beklediklerini dile getiren Kalabalık, “Bazı siparişlerde asansör kullanmamıza izin vermiyorlar. Bir sefere çıktığımız zaman 4-5 sipariş götürüyorum. En son siparişi teslim ettiğim müşteri neden geç kaldığımı söylüyor. Ne yapabilirim ki ben ancak gidebiliyorum. Bu sefer müşteri bana bir puan veriyor ve benim primimi düşürüyor. Oysaki ben çalışıyorum hem de yoğun bir şekilde. Ne yapacağımızı şaşırdık” diye konuştu.
EN KÖTÜ SİSTEM
Pandemi döneminde motorlu kuryelerin yaşadığı iş cinayetlerinin en temel sebebinin hız-puanlama sistemi olduğunu ifade eden Kalabalık, “Hızları üzerinde bir rekabet oluşması demek motorlu kuryelerin canını hiçe saymaktır. Hızlı gelirsen puan veririm diyorlar. Biz de prim almazsak geçinemiyoruz” diye belirtti.
KAYGIYA NEDEN OLUYOR
Ödüllendirme-cezalandırma uygulamasının insan psikolojisinde kaygıya neden olduğunu söyleyen psikolog Pelin Balcı, “En son insan kaynakları çalışmaları gösteriyor ki, ödül ve prim gibi rekabete yoğunlaştıran ilişkiler, çalışanları insani duygundan uzaklaştırmaya neden oluyor. Zamanla rekabet etmek insan yaşamını tehlikeye girmesi demektir. Burada, herhangi bir hobinin karşılığında verilen bir ödülden bahsetmiyoruz. İnsanların hayatlarını kazandıkları, kendilerini ve ailelerinin yaşamını devam ettirmelerini sağladığı için onların hayatlılarının içine yerleştiriliyor. Bu nedenden dolayı insanların keyifli, güzel bir yaşanmışlık beklenemiyor” şeklinde konuştu.
İNSAN KAYNAKLARI EĞİTİMİ
Şirketlerin çalışanlarına doğru temelde insan kaynakları eğitimi vermesi gerektiğinin altını çizen Balcı, “Kar eden şirketlerin kaygı ve stresi indirmek adına insan kaynakları eğitimleri vermediklerini biliyoruz. Şirketler ne kadar insan kaynakları eğitim veriyoruz desenler de sadece teoride kalıyorlar" dedi.
UCUZ ÜRÜN KULLANILIYOR
Konuyu birçok kez Meclis’e taşıyan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, kuryelerin yaşamı için kritik olan kask ve eldiven gibi koruyucu önlemlere dair firmaların ucuz ürünler kullanmayı tercih ettiğini söyledi. Piroğlu, şunları söyledi: “Ölüme açık bir sektör gelişti. Bu insanlar kendi sigortaların yatıracaklar diye sorumlu hale getiriliyor. Ve parça parça ücret üstünden de çalışmaya zorlanıyor. Büyük kısmının ehliyeti yok. Bu nedenden dolayı yemek şirketleri küçük çaplı ehliyet zorunluluğu olmayan elektrikli motosiklet kullanıyor.”
'YANLARINDAYIZ’
Motorlu kurye çalışanlarının örgütlü şekilde sendikalaşması gerektiğini söyleyen Piroğlu, “Bu sektör önümüzdeki dönemde işçi sınıfının önemli alanlarından biri haline gelecektir. Örgütlü değillerse bu sorularını çözme şansları yoktur. Örgütlenmedikleri takdirde ezilmeye her türlü tehdit altında çalışmaya ve iş cinayetlerine kurban edilecekler. Şu an örgütlenme, sendikalaşma çalışmaları var. Sayıları çok fazla olduğu için dağınık bir örgütlenme çalışması olduğunu görüyoruz” diye belirtti.
MA / Hakan Yalçın