ADIYAMAN - Tarım Orkam-Sen Adıyaman Temsilcisi Yusuf Demir, kuraklıktan kaynaklı bu yıl kentteki tarım ürünlerinin yüzde 60-70'nin hasadının yapılamayacağını belirterek, tarım politikalarında değişikliğe gidilmesini istedi.
NASA Ulusal Kuraklık Azaltma Merkezi'nin ardından Meteoroloji Genel Müdürlüğü de bölge kentleri için şiddetli kuraklık uyarısı yaptı. Müdürlüğün Şubat, Mart ve Nisan aylarını kapsayan "Meteorolojik Kuraklık Haritası"na göre, bölge kentlerinin birçoğu "olağanüstü kuraklık", "çok şiddetli kuraklık" ya da "şiddetli kuraklık" kategorisinde yer alıyor. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinden seyrettiği kentlerde kuraklığın böyle devam etmesi halinde tarım ürünlerinin büyük zarar görmesi bekleniyor.
Kuraklıktan etkilenen ve hazırlanan haritalarda "şiddetli kuraklık" kategorisinde yer alan kentlerden birisi de Adıyaman. Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Adıyaman Temsilcisi Yusuf Demir, bu yıl kentteki tarım arazilerinin yarısından fazlasında hasat yapılamayacağını aktardı.
OVADAKİ KURAKLIK
Hem Akdeniz hem Doğu Anadolu hem de Güneydoğu Anadolu ikliminin kentte etkili olduğunu belirten Demir, kentte kuraklığın en çok "Güneydoğu Torosları" olarak adlandırılan şehrin kuzeyine düşen bölgede hissedildiğini ifade etti. Demir, kentin diğer taraflarında kalan Kahta, Besni, Merkez ve Samsat ilçelerinin tarım açısından zengin olduğunu ancak buraların da kuru tarıma mahkum olduğunu ifade etti. Demir, “1968 GAP Master planıyla bu bölgelerin sulanması projesi vardı. Fakat bugüne kadar hiçbir ilerleme kaydedilmedi. 50 küsur senedir ovaların sulanma projesi var. Fakat bu iş faaliyete geçmeyince ova kuraklığa mahkum kaldı” dedi.
UMUTLAR BOŞA ÇIKTI
Yağışlardaki düşüklüğün de kuraklığı derinleştirdiğine dikkati çeken Demir, “Neredeyse hiç yağmur yağmadı. Henüz tespitler yapılmadığı için net rakam veremiyorum. Ancak özellikle arpada çok büyük zayiat var. Yağmur belki yağar buğdayı kurtarır diye bir bekleyiş vardı. Ancak bu bekleyiş de boşa çıktı. Yağmur yerine çok büyük bir fırtına geldi. Arpalara ciddi zarar verdi. Buğday, mercimek ve nohuda da çok zararı oldu” diye kaydetti.
Söz konusu durum karşısında daha önce verilen desteklerin de kesildiğini ifade eden Demir, "Eskiden çiftçiye tohum desteği verilir, borçları ertelenirdi. 2005 yılından bu yana bu tür yardımlar kesildi. Devlet, çiftçiye ‘ürününü sigortala herhangi bir şey olursa devlet sana primini versin’ diyor. Ülkedeki çiftçilik, başka hiçbir çaresi olmayanların yaptığı iş konumuna geldi” diye konuştu.
BORÇLAR ARTACAK
Kuraklığın tarım ürünleri üzerindeki etkisine de değinen Demir, henüz ne kadar arazinin kuraklıktan etkilendiğini tespit edemediklerini dile getirdi. Demir, “Ancak gözlemlerimize göre Adıyaman’da ürünlerin yüzde 70-80'inin hasat edilemeyeceğini söyleyebiliriz. Edilse bile saman için yapılabilir. Üretici bazen samanını kurtarmak için bile biçerdöveri tarlaya sokabiliyor” dedi. Demir, bu durumun çiftçiyi olumsuz etkileyeceğine işaret ederek, "Öngörüme göre çiftçi daha çok borçlanacak. İlaveten kredi almak zorunda kalacak. Arazilerine, traktörlerine ve varsa biçerdöverlerine belki haciz gelecek" diye kaydetti.
Demir, kuraklığa bağlı yaşanacak olumsuzlukların kentteki mevsimlik tarım işçi sayısının artışına da neden olacağına işaret etti. Demir, “Tarlasından ürün alamayan ve borçlarını ödeyemeyen çiftçi, tarlayı bırakıp mevsimlik başka kentlere gidecek. Başka bölgelerde günübirlik çalışmak zorunda kalacak" ifadelerini kullandı.
TARIM POLİTİKALARI
Tüm bunlar karşısında halen devrede olan tarım politikalarını eleştiren Demir, şunları söyledi: "Ülkede bir ürün planlaması yok. Bir yıl bir ürüne arzın çok olmasından kaynaklı fiyatlar dip yapıyor. Başka yıl çiftçi zarar edince kimsenin o ürünü ekmeyerek fiyatlar pik yapıyor. Bu durumlarla karşılaşılmaması için bir planlamanın yapılması gerekiyor. Çiftçi tarlasına ne isterse onu ekiyor. Bakanlığın 'şu ürünü ekersen sana destekleme vermem' önelim dışında herhangi bir yaptırım yok. Çiftçi tamamen piyasanın insafına bırakılmış. Kulaktan dolma bilgilerle ne ekeceğine karar veriyor. Zaten seçenek yok. Üstüne bir de kuraklık bindiği zaman çiftçinin hali içler acısı bir hal alıyor” şeklinde konuştu.
‘KREDİLER ERTELENSİN’ ÇAĞRISI
Kuraklıktan zarar gören çiftçilerin kredilerinin faizsiz olarak 1 yıl ertelenmesini isteyen Demir, şöyle devam etti: “Yeni sezonda tekrardan üretim yapılabilmesi için gübre ve tohum desteği mutlaka sağlanmalı. Çiftçinin eline yılda bir kere nakit para geçiyor, dolayısıyla bir sonraki yıla kadar nakdi bir desteğin de çiftçiye verilmesi lazım. Çiftçinin ayakta kalabilmesi ve üretimden kopmaması için bunlar elzemdir” diye kaydetti.
MA / Lezgin Tekay