MERSİN - Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, 17 günlük kapanmanın sermaye tarafından fırsata çevrildiğini belirterek, “Bazı sektörlerde çarkların daha hızlı dönmesinin yolu açılmış, emek sömürüsünün derinleştirilmesi ve örgütlülüğüne yönelik saldırılara hız verilmiştir” dedi.
Mersin Tabip Odası, pandeminin son durumuna ilişkin oda binasında açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Eşbaşkanı Zeynep Benli, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eşbaşkanı Dr. Sinan Zeki Doğan, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Şube temsilcileri katıldı.
Açıklamayı yapan Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, salgınla mücadele kapsamında 29 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasında alınan kapanma kararının çalışanların yüzde 17’sini kapsamadığını belirtti. Üretim çarklarının dönmesinden vazgeçilmediğini söyleyen Antmen, “Hatta salgın fırsata çevrilmiş, bazı sektörlerde çarkların daha hızlı dönmesinin yolu açılmış, emek sömürüsünün derinleştirilmesi ve örgütlülüğüne yönelik saldırılara hız verilmiştir” dedi.
AŞI YAYILMALI
Kamu çalışanlarının bir kısmı evde tutulurken, özel sektörün üretime devam ettiğini kaydeden Antmen, çalışma ortamı ve koşullarına ilişkin hiçbir önlemin alınmadığını dile getirdi. Antmen, şöyle devam etti: “Ülkemizin acilen harekete geçerek, etkililik düzeyi en az yüzde 70 ila 80 olan aşıları toplumun mümkün olan en geniş kesimine hızla uygulanması gerekli. Aşılama süreci ile toplumsal bağışıklığa ulaşana kadar, virüsün toplumda yayılımının sınırlanması ve bulaşın önlenmesi için etkili stratejiler geliştirilmeli, önlemler doğru ve güvenilir veri ile bilgilere dayanmalıdır.”
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Antmen, bulaşın sınırlanması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“ * Riskli grupları kapsayacak yaygın tarama ile belirtisiz ama pozitif vakaların saptanması, pozitif vakalar ve temaslıların uygun kamusal olanaklarla toplumdan ayrılması, ekonomik ve sosyal destek verilmesi önceliklidir.
* Riskli gruplar öncelikli olmak kaydı ile bağışıklama çalışmasına hız verilmesi de en az birincisi kadar önemlidir.
* Toplumsal önlemlerin güvenlikçi saiklerle uygulanması sorunludur. Topluma dayatılan, hakları yok sayan, çoğulcu olmayan, ayrımcı uygulamaları önlemeden ziyade demokrasinin rafa kaldırılması ve insan hakkı ihlallerinin artması şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
* Toplumsal önlemlerin, ekonomik ve sosyal destek ile yaşama geçirilmesi zorunludur. Ekonomik destek bağlamında gelir desteği, gıda-iletişim-elektrik-su-doğalgaz vb. gereksinimlerin sağlanması, işçi ve köylülerin her türlü borçlarının ertelenmesi kritik önemdedir.
* Toplu katılım olan ve özellikle kapalı ortamlardaki etkinliklerin ve toplantıların sınırlandırılması (düğün, cenaze, açılışlar, kongreler, eğlence ortamları),
*Toplu yaşam alanlarının kısıtlanması (yurtlar, işçi yatakhaneleri vb.),
*Kapalı ortamların sınırlandırılması, kapalı ortamlardaki kişi sayısı ve geçirilen sürenin kısıtlanması (fabrikalar, atölyeler vb.),
*Toplu ulaşımdaki sınırlamalar,
* Seyahat sınırlamaları (şehir içi, şehirlerarası ve uluslararası),
* Zorunlu üretim dışında üretimin durdurulması, zorunlu üretime yönelik gereksinimlerin asgariye indirilmesi,
* Üniversitelerde yüz yüze eğitimin sınırlandırılması,
* Sokakta kalabalıklaşmanın sınırlandırılması gerekmektedir.”