Besiciler bir yıl ömür biçti

img

MERSİN - Yem ve samana yapılan zamlarla işlerinin her geçen gün kötüleştiğini ve yeterli destek alamadıklarını belirten besiciler, “Böyle giderse bir yıl sonra bu işi bırakacağız” dedi. 

Hayvancılık uygulanan politikalar nedeniyle bitme noktasına geldi. Geçen yıl tonu bin 100 TL'ye alınan arpanın fiyatı 2 bin 100 TL’ye, tonu bin 300 bin TL’ye alınan samanın ise 2 bin TL’ye, 70 TL'ye alınan yem torbası da 120 TL’ye çıktı. Mersin’in Tarsus ilçesinde hayvancılıkla uğraşanlar, besiciliğin geldiği durumu ve yaşadıklarını anlattı. 
 
4 AY BESLİYORLAR 
 
Kendisiyle birlikte 8 kişiye bakan İsa Demir, hayvan satımından kazandığıyla yaşamını idame ettirdiğini söyledi. Hem hayvancılığın zorluklarına hem de hayvan yemi, arpa ve samana yapılan zamlara işaret eden Demir, zor şartlar altında hayvancılık yaptıklarını ve böyle gitmesi durumunda ise işini bırakmak zorunda kalacağını vurguladı. Demir, bölge şartlarından dolayı hayvanları sadece 4 ay dışarıda otlatarak besleyebildiklerini yağışın az olduğu yıllarda da bu sürenin daha da düştüğünü söyledi. 
 
BİR ÇOK KİŞİ İFLAS ETTİ
 
Kasaba etin kilosunu 40 ila 45 TL'ye verdiklerini; ancak kasapların kilosunu 60 ila 65 TL’ye sattıklarını belirten Demir, “Hem yem satıcıları hem de kasaplar tarafından eziliyoruz. Biz hayvancılık yapanlar, yemcilere ve kasaplara çalışıyoruz. Devlet önlem almadığı için kasapların hamalı olmuşuz. Burada adaletsizlik var” dedi. 
Koçer olan ve bu nedenle başka bir iş tecrübesi olmadığını söyleyen Demir, “Hayvancılığa alışan biri, bu işi severek yapar ve başka bir iş yapamaz. Hayvancılık gittikçe zorlaşıyor. Hayvancılık işiyle uğraşan bir çok kişi, zarar ederek iflas ediyor. Borçlarından kaynaklı intihar edenler bile var” diye konuştu.
 
YEM KARABORSAYA DÜŞTÜ
 
Ekonomik krizinden dolayı çok fazla zarar ettiklerini kaydeden Demir, hayvan yeminin bile karaborsaya düştüğünü dile getirdi. Demir, hem yoğurt hem de peynir ihtiyaçlarını koyunlardan elde ettikleri sütten sağladıklarını; ihtiyaçlarının fazlasını ise çevredekilere sattıklarını kaydetti. Koyun yününün geçmişte elbise, battaniye gibi ürünlerin üretiminde çok önemli bir yer kapladığını; ancak artık bir değerinin kalmadığını belirten Demir, şimdilerde yünlerin çöpe gittiğini ifade etti. 
 
Yaklaşık 100 koyunun olduğunu belirten Demir, daha önceleri var olan koyun sayısıyla 20 kişilik bir ailenin geçimini sağladığını; ancak bugün 300 koyun bile olsa 10 kişilik bir ailenin geçimini sağlamayacağını dile getirdi. Hayvan yemi ve ilaçlarına yapılan zamların düşürülmesi gerektiğini kaydeden Demir, “Fiyatlar düşmezse bu işi bırakmak zorunda kalacağız” şeklinde konuştu. Devletin hayvancılık ile uğraşanlara verdiği desteğin çok yetersiz olduğuna vurgu yapan Demir, “Diğer devletler, büyük destek ve kıymet veriyor hayvancılık ile uğraşanlara. Ama Türkiye vermiyor” diye konuştu.
 
KUZULAR ZAMLANDI
 
Yıllardır besicilik yapan Bayram Demir, geçen yıllarda bin 700 TL’ye aldıkları 4 veya 5 aylık kuzuların çiftini bu yıl 2 bin 200 TL aldıklarını söyledi. Demir, getirilen kuzulara 4 ay boyunca çiftlik içerisinde besiye aldıklarını, bu süre zarfında da her kuzu çiftine 800 TL masraf ettiklerini sözlerine ekledi. Hayvan yemlerine zam yapılmasına rağmen sattıkları koyunların etinin kilosunu kasaplara geçen yıl ki fiyattan verdiklerini aktaran Demir, “Beslediğim koyunlar satış aşamasına gelmiş ama satamıyorum. Çünkü, satarsam çok büyük zarar ediyorum" diyerek, tepkisini dile getirdi. Kendilerine verilen desteğin yetersiz olduğunu dile getiren Demir, “Bana yapılan yardım, hayvanlarımın bir günlük ihtiyacını karşılamıyor. Hayvanın masrafı büyüktür ama yapacak bir şeyimiz yok. Çünkü, başka işlerde çalışmıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
SÖZDE DESTEK 
 
Aldıkları koyunları zararına da satmak zorunda kaldıklarının altını çizen Demir, “Böyle giderse bu işi bir daha yapamayız. Böyle giderse bir yıl sonra bu işi bırakacağız. Çünkü, artık gücümüz kalmadı. Mecbur bu işi bırakmak zorunda kalacağız. Halimiz perişan” diye konuştu. Kasaplara canlı koyunları kilosunu 24 TL’den sattıklarını belirten Demir, sattıkları koyunun 150 kilonun altında olması durumunda zarar edeceklerini söyledi. Demir, devletin kendilerine destek verdiğini; ancak verdiği desteğin iki katını geri olarak kendilerinden aldıklarını söyleyerek, “Hayvancılık üzerine kredi çekiyoruz. Geçmiş yıllarda yüzde 2.5 faiz veriyorduk ama şimdi yüzde 9 oranında faiz veriyoruz. Sözde destek veriliyor. Geçmiş yıllarda iyiydi, yaşamımızı sürdürüyorduk ama şimdi sürdüremiyoruz. Hayvancılığın tadı kalmamış” diyerek, tepkisini dile getirdi.
 
İHRACAT POZİSYONU 
 
Devletin hayvanlarda oluşabilecek bulaşıcı hastalıklara karşı hayvancılara ücretsiz ilaç vermesi gerektiğini vurgulayan Demir, ancak devletin bu ilaçları sağlamadığını; kendilerinin ücretli bir şekilde bu ilaçları temin etmek zorunda kaldığını söyledi. Veteriner masraflarının çok fazla olduğunu dile getiren Demir, bundan kaynaklı uzun yıllar hayvancılık yaptıklarından ötürü tecrübeli olmalarından dolayı veteriner görevini kendileri yaptıklarını söyledi. Türkiye’deki küçük ve büyükbaş hayvan sayısının çevredeki bir çok ülkenin et ihtiyacını karşılayabilecek durumda olduğuna dikkati çeken Demir, ithal edilen hayvanlar ile hayvancılık yapanların zarara uğratıldığını söyleyerek, “Kimse yalan konuşmasın. Türkiye’deki hayvanlar çok fazladır. Dışarıdan hayvan getirip hayvancılık ile uğraşanlara oyun oynanmasın. Türkiye, et ihracatı yapacak kapasitededir. İthalatla büyük marketlerin karını artıyorlar” diyerek, tepkisini dile getirdi.
 
MA / Mehmet Şah Oruç - Ömer Akın