MERSİN - Her yıl işlerin daha da kötüye gittiğini söyleyen biber yetiştiricisi Ahmet Kılınç, “Artık dayanacak gücümüz kalmadı” derken, işçiler ise düşük yevmiye, ağır çalışma koşullarını anlattı.
Tarım kenti Mersin’deki sebze yetiştiricileri, artan girdi maliyetleri ve derinleşen krize karşı dayanacak güçlerinin kalmadığını dile getirdi. Geçen yıla oranla gübre ve ilaç gibi üretim aşamasında kullanılan maddelerin fiyatına en az 200 TL zam yapıldığını satış fiyatlarında ise değişiklik olmadığını ifade eden çiftçi, çaresizliğini anlattı. Tarlada çalışan işçiler ise yevmiyelerin düşüklüğüne dikkati çekti. Bölgenin hem sıcak olması hem de nem oranın yüksek olmasından kaynaklı daha çok efor sarf etmek zorunda kalan işçiler, serada çalışmanın zorluklarına vurgu yaptı. Yevmiyelerin 90 TL olduğunu ve bunun 10 TL’sini aracıya verdiklerini belirten işçiler, ayda en fazla 25 gün çalıştıklarını ve ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarını söyledi.
FİYATLAR DÜŞÜK
16 dönümlük arazide sera altında biber yetiştiriciliği yapan tarla sahibi 50 yaşındaki Ahmet Kılınç ise 10 yaşından beri tarlalar ile içli dışlı olduğunu söyledi. Kılınç, Eylül ayında biberleri ektiklerini ve ilk hasadı da Aralık ayında aldıklarını belirterek, Temmuz ayında da son hasadı alacaklarını ifade etti. Sebze Hali’ne biberlerin çeşidine göre 1 TL 60 kuruş ile 1 TL 80 kuruş arasında sattıklarını kaydeden Kılınç, satış fiyatlarının çok düşük olmasından yakındı. Biberin marketlerdeki fiyatının satış fiyatlarının 4 katı olduğunu sözlerine ekleyen Kılınç, fiyat farkını ise üretici ile tüketici arasında çok sayıda aracının olmasından kaynaklı olduğuna dikkati çekti.
ÇİFTÇİ KAZANAMIYOR
Bir dönümlük arazide ektikleri biberin kendilerine 25 bin TL ile 30 bin TL arasında mal olduğuna vurgu yapan Kılınç, bir dönümlük araziye 2 bin ile 2 bin 500 fide ektiklerini anlattı. Zirai ilaçlara yapılan zamlara da tepki gösteren Kılınç, geçen yıl 25 kilogramlık ve 400 TL’ye aldıkları gübreyi bu yıl 600 TL’ye aldıklarını belirtti. Biberin değerinde satamadığını dile getiren Kılınç, “Şu an zarar ediyoruz. Biberin kilosu şu an 3 TL ile 3 buçuk TL arasında satmamız lazım ki bizi kurtarsın” dedi. Önümüzdeki haftalarda biberin fiyatının artması durumunda zararlarını karşılayabileceklerini; aksi bur durumda ise zarar edeceklerine söyleyen Kılınç, iktidarlara tepkili: “Devletimiz hiçbir zaman çiftçiye bakmıyor. Çiftçiyi hep eziyor. Çiftçinin kazanmasını istemiyor.”
GÜÇ KALMADI
Devletin yaptığı desteklemelerin de gülünç olduğuna dikkati çeken Kılınç, 16 dönümlük araziye 220 TL destekleme aldığını ve “Bizimle dalga geçiyorlar. Bu para mı? Verse ne olur vermezse ne olur? Türkiye’de çiftçi bitmiş. Bu parayla yemeğe gitsen yemek parasına yetmez. Çiftçi mağdur. Ürünlerimiz çöpe gidiyor. Tesisi kurmuşuz, bu işi zoraki yapıyoruz. Kar zarar yapmak zorundayız. Başka yapacak işimiz yok. Bankaya 800 bin TL borcum var. Borcu borçla ödüyoruz. Gittikçe işler kötüye gidiyor. Maliyet yükseliyor ama fiyatlar aynı. Yaptığımız iş boş gerçekten. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bir sene daha bu işi yapabiliriz, ondan sonra da yapamayız” diye belirtti. .
ÜCRET YETERSİZ
Suriye’de 3 yıllık sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra çıkan savaştan kaynaklı 5 yıl önce Türkiye’ye geldiğini dile getiren 28 yaşındaki Ahmet Salom ise geçimini tarlada biber toplayarak sağlıyor. Evli ve iki çocuk babası olan Salom, aldığı 80 TL’lik yevmiyle temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını söyledi. Sıcak havada çalışma koşullarını anlatan Salom, saat 05.00’te uyandıklarını ve çalıştıkları 8 saatliğin karşılığında aldıkları ücretin yetersiz olduğuna dile getirdi. Salom, “Bir ayda 20 ile 25 gün arasında çalışıyoruz. Ailede bir tek ben çalışıyorum. Bu para, ancak yemeğimize yetiyor. Seranın altı çok sıcak ama mecbur alıştık ve çalışıyoruz” diye belirtti.
10 LİRASI ARACIYA
Tarlada yaklaşık 30 işçinin çalıştığını belirten aracı (çavuş) Mehmet Dizlek, 90 TL’lik yevmiyenin 10 TL’sinin kendisine verildiğini kaydetti. İşçilerin sabah saat 06.00’da tarlaya geldiklerini ve saat 14.00’de paydos ettiğini belirten Dizlek, işçilerin bu durumdan memnun olduğunu ileri sürdü. Mal sahibinin ürünü satamadığından kaynaklı işçilerin yevmiyelerini vaktinde veremediklerini sözlerine ekleyen Dizlek, bu durumdan da işçilerin mağdur olduğunu söyledi.
MA / Mehmet Şah Oruç - Ömer Akın