ARTVİN - Çay kotasının kaldırılmasını isteyen Hopalı yetiştiriciler, ÇAY-KUR'un almadığı çayı özel şirketlere daha düşük fiyata satmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Karadeniz bölgesi kentlerinde bu yılki çay hasadı üreticilerin isyanı ile başladı. Üreticiler, yaş çay taban alım fiyatının prim desteğiyle birlikte 4 TL olarak belirlenmesine tepkili. Üreticilerin memnun olmadığı bir başka nokta ise, çay alımlarındaki kota uygulaması. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAY-KUR), kotadan kaynaklı üreticiden günlük dönüm başına 15 kilo çay alımı yapıyor. Üreticiler, geriye kalan çayları özel şirketlere satmak zorunda kalıyor. Bu da fiyatların düşmesine neden oluyor. 4 TL olarak açıklanan fiyat kimi bölgelerde 3 TL’ye kadar düşüyor.
ÜRETİCİ KAZANAMIYOR
Çay üreticilerinden Özcan Ustabaş, çayda yaşadıkları sıkıntının başında kota uygulaması geldiğini aktardı. Ustabaş, “Kontenjan uygulaması başlayınca üretici kendi çayını satamıyor. 5 ton çay üreten bir üreticinin çayının 3 tonunu ÇAY-KUR alıyor. ÇAY-KUR’a satamayınca özellere satmak zorunda kalıyor. Normalde 10-15 gün de bitmesi gereken çay hasadı, ÇAY-KUR'un uyguladığı kotadan kaynaklı 1,5 aya kadar çıkıyor" dedi. Çayın uzun süreli dalda kalması nedeniyle verimin düştüğüne dikkati çeken Ustabaş, "Üretici yine mağdur oluyor. Her gün tarlaya arabayla gitmek zorundayız, o da ayrı masraf. Çay toplamak için işçi tutuluyor. Çay parasının üçte biri işçiye gidiyor. Çaya başlamadan gübreleme yapılıyor. Ortalama üçte biri de oraya gidiyor” diye konuştu.
FİYAT DENETİMİ TALEBİ
Gübre fiyatlarına yaklaşık yüzde 40 zam geldiğini söyleyen Ustabaş, buna rağmen çay alımına sadece yüzde 17 zam yapıldığını ifade etti. Hopa’daki çay fabrikasının da yetersiz olduğunu kaydeden Ustabaş, “Yeni bir fabrika kurulabilir. Ama özel şirketler ile iş birliği içinde oldukları için bırakın yeni fabrika kurmayı, mevcut fabrikanın kapasitesini bile arttıramıyorlar. En azından özel sektöre müdahale edilmeli. Özel sektörlerinde çayı 4 TL’nin altında almasına izin verilmemeli. Bununla ilgili ciddi bir yasa çıkması lazım. Özel sektöre ciddi bir denetleme yapılması lazım. Halk artık bıktı. Esnaf dükkanını kapatmış ‘bari çay toplayayım’ diyor. Ama bakıyoruz ki devlet orada da sömürüyor” diye kaydetti.
ÖZELE MAHKUM
Çay üreticilerinden Elmas Karabacak, devletin çayı kendilerinden almasını istedi. ÇAY-KUR’un önce kontenjanı düşürdüğünü ardından ise randevulu sisteme geçtiğini anımstan Karabacak, “Çayımızı nasıl satacağız?” diye sordu. Özel şirketlere mahkum edildiklerini vurgulayan Karabacak, “Onlar da keyiflerine göre alıyorlar. Devletin açıkladığı fiyat boşuna. Günlük bin 300 TL işçilere veriyoruz. İşçisi olmayan da günlük 200 kilo topluyor. Onun da 50 kilosunu devlet alıyor. Geri kalanı özele gidiyor. Özeller de çay parasını gelecek yıl Mayıs ayında verecek. Karadeniz’de bir çayımız var onu da devlet bize haram etti. Devlet fabrika yapsın. Hopa’da bir tane fabrika var" şeklinde konuştu.
KOTA TEPKİSİ
Kota ve özel şirketin fiyatları düşürmekten dert yanan çay üreticisi Havva Ustabaş, kendisinin çay toplayamadığını, işçi tutmak zorunda kaldığını ve kazançlarının büyük bir bölümünün işçi ücretlerine gittiğini söyledi. "Böyle giderse aç kalırız" diyen Ustabaş, "Şimdi de kontenjanı düşürdü. Bizim bağımız ve bahçemiz yok, sadece çayımız var. Şuan çamurun içinde çay topluyoruz. Topladığımız çayın yarısını ÇAY-KUR’a vereceğiz. Ama diğer yarısı elimizde kalacak. İnsanlar sabaha kadar çayını satmak için bekliyor” dedi.
BEKLETİLEN ÇAY KURUYOR
Benzer sıkıntılar yaşayan çay üreticisi Umut Berkay Ustabaş ise, özel sektöre satmak istemedikleri çayların dallarında kuruduğuna işaret etti. Ustabaş, "Karadeniz dendiği zaman akla çay gelir. Bunun için fabrikaların büyük olması lazım. Ama bu fabrikalar bu çayı alamıyorlar. Bazen hiç çay almıyorlar.100 kilo olan kontenjanı 3 günde 15 kiloya kadar indirdiler. Bazı insanlar çay parası ile geçiniyordu ama artık geçinemez hale geldiler. İnsanların çaylarını dereye bile döktüğü oluyor. Bu işin düzülmesini, çayda kota uygulamasının kaldırılmasını istiyoruz.”
MA / Tolga Güney