MANİSA - Sanıksız süren Soma Davası’nın duruşmasında konuşan avukatlar, “Yargılama yok. Boş sandalyeler yargılanıyor” derken, aileler de, “Güneş çarığı sıktı, çarık da ayağı” sözleriyle tepki gösterdi.
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te meydana gelen katliamda yaşamını yitiren 301 madencinin ölümünden sorumlu Can Gürkan, Efkan Kurt, Adem Ormanoğlu ve Haluk Evinç’in Yargıtay tarafından bozulmasının ardından görülen davanın 3’üncü duruşması devam ediyor.
Akhisar Bülent Ciğeroğlu Salonunda görülen davada verilen aranın ardından ilk olarak söz alan avukat Melik Şahin, sanık Haluk Evinç, konusunda tevsi-i tahkikat taleplerinin gerekçe gösterilmeden heyet tarafından ret edilmesine tepki gösterdi. Madene hiç inmediğini söyleyen Evinç’in, başka ifadesine göre bilirkişiye madende rehberlik yaptığını dile getirdiğime dikkati çeken Şahin, tüm bunlara rağmen Evinç hakkında heyetin ve Yargıtay’ın verdiği kararları hatırlattı.
Havalandırmanın ters çevrilmesi olayına dair bilirkişi raporu taleplerinin heyet tarafından neden ret edildiğini soran Şahin, maddi gerçeği açığı çıkarmadığı için reddi hakkim talebinde bulunduklarını ama heyetin talebe ilişkin hiçbir gerekçe göstermeden reddi hakkim taleplerinin reddettiğini vurguladı.
BERAAT TALEBİNE TEPKİ
Şahin, “Evinç katliamdan sonra işçilere mesaj atıyor ve bunu ‘inisiyatif kullandım’ diyerek açıklıyor. Evinç, açık bir şekilde yalan söylüyor. Ve siz ona basit taksirle ceza verip indirim uyguladınız. Beğenmediğimiz Yargıtay kararı dahi o kadar olmaz diyor. Evinç'in havalandırmayı ters çevirmeye dair kararı verdiğine ilişkin çok açık ve kesin deliller var. Havalandırmanın ters çevrilmesi 23 kişinin ölümüne 120 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Evinç bu verdiği karar ile doğrudan bu olayın sorumlusudur. Evinç'in maden yönetiminde açık sorumluluğu vardır. İfadelerinden ve insanlara talimat vermesinden bu durum anlaşılıyor. Çelişkili ifadeleri pek çok yerde mevcut” dedi.
“Havalandırmanın ters çevrilmesi konusunu ciddiye almadınız ama bu çok önemli. 23 kişinin ölmesi anlamına geliyor bu durum. Bu kararı verenler cezalandırılmadı. Sanık beyanları bunu açık bir şekilde gösteriyor” diyen Şahin, “Evinç hakkında savcılık nasıl beraat isteyebiliyor” diye sordu. ,
Şahin, son olarak heyete Evinç’in cezalandırılması talebinde bulundu.
‘HAKİMLER MONİTÖRE BİLE BAKMIYOR’
Avukat Mürsel Ünder, “Nafile çabalarla halen teknik açıklamalar yapıyoruz, ancak sizi etkilemeyeceğimizin farkındayız. Sizin yanınızdaki iki genç hakimin bahtsız iki kişi olduğunu düşünüyoruz. Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamı dosyasında hiçbir şey yapmıyorsunuz. Meslektaşımız monitöre belge sundu, ayağa kalktım, size baktım monitöre dahi bakmıyordunuz. Alakanız bu kadar. Bu kadar mı kararınız belli” diyerek sözlerine başladı.
‘BOŞ SANDALYELER YARGILANIYOR’
“Davada karar verme konusunda tayininiz çıkmasına rağmen karar çıkarmak için halen motivasyonunuzun kaynağı nedir? Avukat arkadaşımız Aydın'ın sunumunda ekrana dahi bakmadınız. Mahkeme başkanı ile ilgili hiç bir umudumuz yok” diyen Ünder, davanın ideolojik bir dava olduğunu bu davanın işçi sınıfı ile sermaye sınıfı arasında geçtiğini söyledi. Bu anlamda savunmalarının ideolojik olarak yaptığını ve buna açık açık söylemekten çekinmediğini ifade eden Ünder, boş sanık sandalyelerini işaret ederek, “Siz sanıklar Haluk'un, Adem'in, Can'ın burada yargılandığını söyleyebilir misiniz? Kimse yok burada. Kimi yargılıyoruz biz burada? Biz sanık müdafi miyiz? Aileler mi yargılanıyor mu burada? Biz mi yargılanıyoruz? an Gürkan bize göre sermayeyi temsil ediyor. Burada en çok korunan kişi Can'dır. Bu da sınıfsal konumundandır. Biz biliyoruz Can'a, Adem'e bilinçli taksir vereceksiniz. Burada meslektaşlarımız olası kast için çok açık deliller sundular. Bunlara bakmadınız bile. Burada ideolojik bir yargılama dönüyor. Biz hukukun herkesin üstünde muktedir bir kuvvet olmadığını biliyoruz. Biz yargının mağdurun yanında olmasını talep ediyoruz. Ama burada sadece kirli ilişkiler dönüyor. Savcı ayarlanıyor, hakim ayarlanıyor bu duruşmada” diyerek, heyete “Meslek onurunuzu koruyun" diye seslendi.
‘GÜNEŞ ÇARIĞI SIKTI’
Avukata Ünder beyanlarda bulunurken, davayı salonda takip eden aileler mahkeme heyetine, “Dillerim Allah’tan siz de aynı acıları yaşarsınız. Güneş çarığı sıktı, çarık da ayağı” diye tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu tepkiler üzerine aileleri salondan çıkarma tehdidinde bulundu. Aileler bu durumu da, “Sanık değil sandalyeleri yargılıyorsunuz. Umarım siz de aynı durumları yaşarsınız” diye tepki gösterdi.
Avukat Tamer Doğan, “Bizim tarihe not düşmek gibi bir alışkanlığımız var, biliyoruz ki burada söylediklerimiz tarihte yer edecek. Bundan dolayı sözümüzü söylemekten kaçınmıyoruz. Söylediklerimizi sizi ikna etmek için değil tarihe not düştüğü için detaylı açıklıyoruz. Sizi ikna etmeye çalışmayacağız. Çünkü siz zaten iknasınız” diye konuştu.
‘TARİH SINIF SAVAŞINDA KAYITLI’
“Siz heyetin, sanıkların ve sanık müdafilerinin yıllardır neden karşı karşıya geldiğimizi anlamadığı bir konu var” diyen Doğan, şöyle devam etti: “Biz yargının, sizlerin ikiyüzlülüğüne hep tanığız. Çorlu'da mağdur ailesi twitt attı diye soruşturma başlatılırken, AYM'den hala bir sonuç çıkmadığını görüyoruz. Hatay'da Ahmet Atakan'ın dosyasında da aynı şeylere şahit oluyoruz. 3’üncü Havalimanı işçileri dosyasında tanıklardan birisi otobüse sığmayan işçilerin bagajda gittiğini ve bu yüzden canlarından olduklarını beyan etti. Sanık müdafi biz cinayet deyince bu ideolojik diyor. Biz diyoruz ki tüm bunlar olduğu gibi bu duruşma da ideolojik. Önceden kırbaçlı dayıbaşları vardı kölelerin tepesinde. Şimdiki düzen de bundan farklı değil. Farklığı kırbaçlarının olmamasıdır. Şimdi ‘hadi hadi’ meselesi var. Kölelerin başındaki dayıbaşı ‘hadi hadi’ der. 3’üncü Havalimanı yetiştirilmek için işçilere ‘hadi hadi’ dediler. Tarih, sınıf savaşında kayıtlı.”
AİLELERDEN HEYETE TEPKİ
Avukat beyanları devam ederken, aileler sık sık “Böyle yargılama olmaz. Adalet bir gün onlara da lazım” olur sözleriyle tepkilerini dile getirdi.
‘LAFIM SİZİN ÜSTÜNÜZDEKİLERE’
Daha sonra beyanlarda bulunan Seçil Ege Değerli “Sunduğumuz teknik delilerin sizin nezdinde bir etki yaratmadığını gördük. Belki matematiksel olarak derdimizi anlatırız. Permütasyon ve kombinasyon diye kavramlar var. Soma Katliamı bir örnek uzaydır ve her ihmal bir olaydır. Laflarım sizin üstünüzdekilere. Oralara laflarımızı gittiğini pek ala biliyoruz. Bütün bunların hesabını soracağız” ifadelerinde bulundu.
‘PİSLİĞİ HALK TEMİZLER’
Sercan Aran da yargının geldiği durumdan utanç duyduğunu söyledi. Gelenin noktada yargıdan hiçbir beklentilerinin olmadığının belirten Aran, “Yargıtay'dan savcısına müdahale var. Burada size biçilen misyon sanıkları korumaktadır. Bir de buna rağmen koltukları işgal ediyor ve maaş alıyorsunuz. Ben bu mesleğe bu dava ile başladım. Duruşma salonunda nerede olursak olalım, her zaman iktidarın korunması amaçlanıyor. Ortada bir pislik var ve bu pislik her yana yayılmış durumda. Bu pisliği halk temizleyecektir” dedi.
‘DOSYAYI BİTİRECEĞİM DİYE ACELE ETMEYİN’
Murat Kemal Gündüz de “Davaya çok açık siyasal iktidarın müdahalesi var. Birçok eksik ve yetersizlik varken sadece üst düzey 4 yöneticinin yargılanmasını kabul etmiyoruz. Dosyayı bitireceğim diye acele etmeyin” diyerek, sanıkların tutuklanması talep etti.
KARAR NEDEN ÖNEMLİ?
Avukat Özgür Karaduman dava kararının önemi üzerinde durdu. Geleceğe dönük bir hüküm kurulmaya çalışıldığını belirten Karaduman, “İnsan hayatına ilişkin Türkiye sanayi hayatı için, gelecekte emsal olmaması için uğraşıyoruz. Buradan çıkacak karar yeni Can Gürkanlar olmasını sağlayacak. Denetlemenin ihmal edilmesinden dolayı olası bir kasıtla bir karar çıkaramazsak; binlerce çocuğun duruşma salonunda büyümesine neden olacaktır. Sermayenin çalışanların hiçe saymaması için verilecek karar onların sorumlu davranmaya davettir. Eğer daha önceki mahkemelerde olası bir kasıtla ceza verilmiş olsaydı; işçileri ölüme götürecek bir patron cesareti olmazdı. Burada bir sübjektif bir hata var. Türkiye Osmanlı döneminde bu yana bu topraklarda kömür çıkarıyor. 1829’dan bu yana 3 bin işçi yer altında hayatını kaybetti. İnsanlığını görevi sorunları çözmektir. Can Bey’in babası yaşam odalarının iddia ettiği TV programında maliyeti düşürdüğünü söyledi. Kasıt budur” diye belirtti.
Davanın emeğiyle geçinirken yaşamını sürdürenler için önemli olduğunu dile getiren Karaduman, “Gürkan’a yüz yılda verseniz bu insanların yüreği soğur mu sanıyorsunuz? Bu dava daha çok kar etme hırsıyla patronların olası kasıtla yargılanabilirim dedirtebileceği için çok önemli” diye konuştu.
Avukatların beyanlarından sonra mahkeme heyeti duruşmaya 20 dakika ara verdi.