ADIYAMAN - “Yetki belgesi" şartına karşı başlatılan eylemlerde yer alan tütün yetiştiricisi Abuzer Keklik, binlerce köylünün tek geçim kaynağının elinden alındığını belirterek, direnmekten başka çarelerinin olmadığını söyledi.
Tarım ve Orman Bakanlığından "yetki belgesi" almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticaretini 1 Temmuz itibariyle yasaklamasına karşı Adıyaman ve Malatya’da başlayan eylemler 3’üncü gününde devam ediyor. Tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilmesi yönünde düzenlemenin geri çekilmesini talep eden binlerce tütün yetiştirici, Adıyaman merkez ile Çelikhan ilçesi ve Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde yol kapatıp eylem yaptı. Yolu saatlerce kapatan yetiştiriciler, davul zurna eşliğinde halaylar çekti. Yetiştiricileri ikna çalışmaları ise karşılık bulmadı. Yaptıkları eylemlerle sanal medyada seslerini duyurmaya çalışan tütüncülerden birinin paylaştığı “Tirşikçî kapitalistlere hayır (emek vermeden varlığa sahip olmak/ bedavacı)” sloganı ve görüntüsü kısa sürede binlerce kez paylaşıldı.
Tütün yetiştiricileri, söz konusu uygulamayla yaşadıkları zorlukların katlanacağını belirterek kaygılarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
Adıyaman’ın merkez Tekpınar (Kulikreş) köyünde çocukluk yıllarından bu yana tütün yetiştiren Abuzer Keklik (50), binlerce insanın tek geçim kaynağının tütün olduğunu söyledi. Tütün yetiştirmenin ‘yetki belgesi’ ile yasaklanacağını ifade eden Keklik, “Kooperatifleştirileceği söyleniyor. Yani ranta açılacak. Birkaç kişinin zengin olması için yapılıyor. Bu köyün başka bir geçim kaynağı yok. Kuru tarımı maliyetlerden kaynaklı zaten yapamıyoruz. Her şeyimizi tütünle karşılıyoruz. Şayet bu tütünde yasaklanırsa, buradaki insanlar hamallık için başka illere göç etmek zorunda kalacak” diye belirtti.
‘EKMEĞİMİZİ ELİMİZDEN ALIYORLAR’
Yasağa karşı geri alınıncaya kadar direneceklerinin altını çizen Keklik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tütünümüzü kimseye yedirmeyeceğiz. Çünkü direnmekten başka çaremiz yok. Yani bu topraklarda 10 dönüm ektiğimiz tarlada en fazla 400 kilogram tütün elde edebiliyoruz. Bakın masrafları bile karşılamıyor. Bir olup direneceğiz. Tütünümüzü ortadan kaldırıp, bizi açlığa mahkum etmeye çalışıyorlar. Bu işi bırakmamız için yapıyorlar. Ektiğimiz tütüne kaçak diyorlar. Hayır, bu tütün yıllardır bu topraklarda üretiliyor. Ekmeğimizi elimizden alıyorlar.”
‘AMAÇ KÖYLÜYE ORTAK OLMAKTIR’
Aynı köyde uzun yıllardır yetiştiricilik yapan Abuzer Büyükkaya (45) da tek geçim kaynaklarının tütün olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Bu köyün yüzde yüzü tarım ile geçimini sağlıyor. Başat geçim kaynağımız ise tütündür. Şu an kendi yerli tütünümüzü yasaklamaya çalışıyorlar. Resmen tütünümüze el konuluyor. Bu yasa ile tütünümüzün yüzde 50’sine ortak olacaklar. Geri kalan yüzde 50’nin yarısını da vergi olarak veriyoruz. Çünkü tarım girdilerinin vergisi de var. Yani bu şekilde devlete çalışmış oluyoruz. Bize yüzde 20 kalıyor. Biz tütünümüze sahip çıkıyoruz. Yasanın amacı köylüye ortak olmaktır. Bu köyde 500 kişi yaşıyor. Devlet bu insanları çalışıp çalışmadığını dahi bilmiyor. Bu köyde yaklaşık yıllık olarak 200 ton tütün üretiliyor. İnsanlar bu tütün ile geçiniyor.”
YASA NE ANLAMA GELİYOR
1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan “yetki belgesi” almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapmak yasaklanıyor. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda Kasım 2017’de yapılan düzenlemeyle yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilecek. Kanunun uygulaması en son Haziran 2020’de yeni bir düzenlemeyle 1 Temmuz’a ertelenmişti.
2017 yılında çıkarılan kanunun ardından Tarım ve Orman Bakanlığının Tütün Üretimi, İşlenmesi, İç ve Dış Ticareti ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği Aralık 2020 tarihinde yayımlandı. Yönetmeliğe göre tütün üreticilerinin tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip tütün çeşitlerinin üretildiği bakanlıkça belirlenmiş üretim merkezlerinde en az 250 tütün üreticisi gerçek kişinin bir araya gelerek Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri kurması gerekiyor. Çiftçiler bu durumun bazı kişilere rant sağlayacağını ve kendilerine bir gelir sağlamayacağını savunuyor.
MA / Barış Polat