İSTANBUL - Gözaltında çıplak aramaya maruz kalan Sinbo işçileri, bu duruma karşı çıktıklarında polislerin kendilerine 'Biz bunu hep yapıyoruz' diyerek karşılık verdiklerini söyledi.
Sendikal faaliyetleri nedeniyle zorla ücretsiz izne çıkarıldıkları işlerine geri dönmek için çadır kurup eyleme başladıkları fabrika önündeki gözaltına alınıp götürüldükleri Balat Polis Merkezi’nde çıplak aramaya varan kötü muameleye maruz kalan Sinbo işçileri İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası’na (TOMİS) bağlı işçilerin açıklama yaptığı salona "Çıplak arama insanlık suçudur" pankartı asıldı.
SORUŞTURMA BAŞLATILMALI
Toplantıda ilk olarak işçilerin avukatı olan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Seher Eriş konuştu. Eriş, işçilerin gözaltına alınmaları sonrası götürüldükleri Balat Polis Merkezi’nde çıplak aramaya maruz kalmalarına ilişkin adli soruşturma başlatılması gerektiğini söyledi.Çıplak aramanın “işkence” olduğunu vurgulayan Eriş, başlatılması talebinde bulundukları soruşturmanın takipçisi olacaklarını kaydetti.
'AMAÇ GÖZDAĞI VERMEK'
Direnişteki Sinbo işçilerinden Dilbent Türker de, işçilere dönük saldırıların gün geçtikçe katmerleştiğini, işten atmanın yasaklandığı günlerde Kod-29'un yeniden devreye girdiğini hatırlattı. Katlanan baskıların tek amacının emekçilere “göz dağı vermek” olduğunu ifade eden Türker, Kod-29'la işten atmalara karşı başlattıkları direnişin 5 buçuk ayı geride bıraktığını söyledi.
İktidarın krizi her alanda fırsata çevirmek için hiçbir yasa ve kural tanımadığının altını çizen Türker, "Hakları ve geleceği için sokağa çıkan herkes iktidarın her türden işkencesine maruz kalıyor. Eylem alanları demokratik haklarını kullanan işçilerin, kadınların, köylülerin, gençliğin baskı ve zorbalığa karşı çıkan diğer toplumsal kesimlerin sokak ortasında vahşi polis şiddetine uğradığı işkence alanlarına dönüştürüldü" dedi.
POLİSİN 'BİZ BUNU HEP YAPIYORUZ' YANITI
Çıplak arama uygulamasının rutinleştirilmiş bir hal aldığını vurgulayan Türker, Sinbo fabrikası önünde başlattıkları direnişin 157'nci gününde gözaltına alınarak çıplak aramaya maruz kaldıklarını dile getirdi. Polisin gözaltı aracında başlayan fiziki ve psikolojik şiddetinin karakolda sürdüğünü belirten Türker, yaşadıklarını şöyle anlattı: "İmzadan imtina hakkımızı, susma hakkımızı kullandığımızda dahi polisin saldırısına maruz kaldık, tehdit edildik ve bir gün boyunca keyfi olarak nezarette tutulduk. Zorla ve darp edilerek parmak izi ve fotoğraf çekimine maruz kaldık. Gece yarısı nezaretlerin demir parmaklıklarına sert cisimlerle vurularak rahatsız edildik.”
Türker, bu duruma 'insanlık suçu' diyerek karşı çıktıklarında ise polislerin kendilerine 'Biz bunu hep yapıyoruz' diye karşılık verdiğini aktardı.