ANKARA - Bala’da tarlada hasadın başlamasının ardından 80 kuruşa alınan soğan, markette 3 TL’ye satılıyor.
Ankara’nın Bala ilçesine bağlı Kesikköprü Mahallesi’nde bulunan soğan tarlalarında hasat zamanı başladı. Hatay’dan gelen yaklaşık 80 kişinin yanı sıra 6 yıl önce Suriye'den göç etmek zorunda kalan 15 kişilik bir aile, günde 12 saat tarlada soğan topluyor. Hasat döneminde işçi de işveren de koşullardan memnun değil. Balâ’da tarla kiralayanlar, bölge kentleri ve Suriye’den gelerek tarlada çalışan emekçilerle yaşamlarını ve zorluklarını konuştuk.
6 YILDIR ÇADIRDA YAŞIYORLAR
Suriye’den 6 yıl önce Türkiye’ye gelen Abdurrahman Eleci, ailesiyle tarlalar da çalışarak geçimini sağlıyor. 6 yıldır çadırda yaşadıklarını söyleyen Eleci, “Çadırda annem, babam dışında kimse kalmıyor. Çocuklar da bizimle birlikte tarlaya geliyor. Günde 12 saat çalışıyoruz, sadece çalışıyor ve yemek yiyoruz. Ne kadar toplasak o kadar para alıyoruz. Çapa da günlük 90 TL alıyorduk. Söküm bitene kadar buradayız. Kışın da nerede iş varsa oraya gidiyoruz, depolarda çalışıyoruz. Sabit bir evimiz yok” dedi.
‘BİZE UYKU YOK’
Hatay’dan gelen Münevver Şengül, 10 yıldır tarlada çalıştığını söyledi. İki ay daha soğan tarlasında çalışacaklarını söyleyen Şengül, “Buradan gidince de portakal tarlasına gideceğiz. 6 ay da portakal tarlasında çalışacağız. İş bitmiyor. Kazandığımız parayla borçları ödüyoruz. 3 gün boyunca soğanın sökümünü yaptık, şimdi de toplayıp çuvallara koyuyoruz. Kişi başı ortalama 50 TL alıyoruz. Çadırda yaşıyoruz, su ve elektrik yok. Kanalın suyunu içiyoruz. Buradan gidince de çadırda çalışıyoruz. Bize uyku yok” diye belirtti.
Hastalandıklarında ya da acil bir durum olduğunda ambulansların gelmediğini anlatan Şengül, “Geçen sene burada bir çocuk su kanalda boğularak öldü. Ambulans gelmedi. Kendi imkanlarıyla hastaneye götürdüler orada öldü” diye konuştu.
ÇOCUKLARINI TARLADA BÜYÜTTÜ
15 yaşından bu yana tarlada çalıştığını aktaran Dılşa Şengül, “8 çocuğum var. Çocuklarımın hepsi tarlalarda büyüdü. Buradan gidip çadırda çalışacağız. Soğan bitince de başka tarlalara gideceğiz. Yılın 9 ayı çalışıyoruz. Akşama kadar güneşin altındayız, başkaları için çalışıyoruz. Mesleğimiz yok mecburen buralara geliyoruz. Toprağımız olsaydı gelmezdik” ifadelerini kullandı.
YILDA 2 AY EVDE KALIYORLAR
Urfa’nın Siverek ilçesinden gelen 22 yaşındaki Seyit Ahmet Mızrak, 8 yıldır tarlada çalıştığını ifade ederek, “6 ay soğan tarlasında çalışıyoruz. Sabah 6 gibi başlıyor, akşam saat 7-8 gibi işi bırakıyoruz. Çuval başı 9 TL alıyoruz. Siverek’te iş koşulları yok. Bu nedenle buralara geliyoruz. Verdiğimiz emeğin karşılığını alamıyoruz. Yaşam alanımızı kendimiz oluşturuyoruz” şeklinde konuştu.
Çadırda kaldıklarını ve yağmur yağdığında çamurlarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını anlatan Mızrak, bir yandan da tarlalarda bulunan akreplerin de başlarına bela olduğunu söyledi. Mızrak, devamında şunları söyledi: “Yeme içme her şey bize ait. Elektrik yok. Güneş panellerimiz var ondan faydalanıyoruz. Ama çamaşır elden yıkanıyor, buzdolabı olmadığı için günlük yiyecek alıyoruz. Kısacası bu işin her şeyi zor. Bizim memlekette fabrika ya da iş imkanı olsaydı buralara gelmezdik. 2 yıldır evimize gitmedik. İzmir’deydik oradan da buraya geldik. Buradan da portakal tarlalarında çalışmaya gideceğiz. Yılın sadece 2 ayı evde kalıyoruz.”
YÜZDE 70 FİYAT DÜŞTÜ
Çeşitli yerlerde 20 yıldır kiraladığı tarlalarda tarımla uğraşan Serkan Gürel, geçen yıla göre girdilerle çıktılar arasında çok ciddi rakamların oynadığını söyledi. Gübre ve ilaç fiyatlarının geçen yıla göre yüzde yüz arttığını söyleyen Gürel, şunları dile getirdi: “Gübrenin bir tonu 7 bin 500 TL. Ama soğanın kilosu bundan bir ay önce 1 TL 70 kuruştu, şimdi 80 kuruş. Soğanın üretiminden tüketiciye kadar giden yolda yaklaşık 10-15 kişi oluyor. Burada 80 kuruşa almak istediklerinde vermeyip bazı yıllar depoya atıyoruz. Depoya attığımızda da çürüyor. Bu sene yüzde 70 fiyat düşüşü oldu. Söküm başladı, satış da başladı. Biz tüccara 80 kuruşa veriyoruz ama tüketici 3 TL’ye alıyor.”
YILDA 3 MİLYON GİDER
Her yıl 4 ay boyunca işçi çalıştırdıklarını dile getiren Gürel, “Bir yılda yaklaşık 3 milyon giderimiz oluyor. Ama her sene o kadar kazanamıyoruz.10 sene zarar ediyorsunuz belki bir sene kar edebiliyorsunuz. Ama bu şartlarda bundan sonra çiftçilikten kar etmek çok zor. Çoğumuz da artık bu işi bırakmak istiyoruz. Bu şekilde devam ederse herkes bırakacak. Çünkü gübre ve mazota yetişemiyoruz. Ciddi bir işçi sorunumuz var. İşçi bulmakta da zorluk yaşıyoruz. Artık kendi tarlası olanlar bile ekmemeği düşünüyor. Devletin hibe desteği vermesi gerekiyor. İşçilere yönelik düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bunlar yapılmazsa bir ay önce 1 TL 70 kuruş olan soğanın kilosu 80 kuruşa düşüyor” dedi.
7 YAŞINDAN BERİ TARLADA
Çocuk yaşta ailesiyle birlikte mevsimlik tarım işçiliğine başlayan, şimdi Hatay’dan Ankara’nın Bala ilçesine gelip kiraladığı tarlalarda üretim yapan Hüseyin Altun, 1980’den sonra Urfa’dan sürgün edildiklerini söyledi. Altun, şöyle anlattı: “Mevsimlik tarım işçileri genelde hep Kürt kentlerinden gelenler oluyor. Çünkü çoğunun ya babası ya annesi ya da toprağı yok. Dedelerimizin toprağı var ama onlar da ya birbirini öldürmüş ya da siyasi görüşünden dolayı göç etmek zorunda kalıyorsun. Biz de sürgün edildik. 7 yaşımdan beri başkalarının toprağında çalışıyorum. 70 yaşına gelsem de aynı olacak, ama emeğinin karşılığını alamıyoruz.”
İŞİN ZORLUKLARI
Yaptıkları işin zorluklarına da değinen Altun, “Soğan para etmiyor. İş var ama karşılığını alamıyoruz. Çalıştırdığımız işçilerin emeğini de zamanında veremiyoruz. Biz de zamanında para alamıyoruz. Normalde 6 aydan sonra paramızı almamız gerekiyor. Ama çok geç veriyorlar ya da bazen soğanı alıp, parayı vermeden kaçıyorlar. Bazen çek veriyorlar o da geçersiz çıkıyor. Bazen biz kandırılıyoruz bazen de biz başkalarını kandırıyoruz. Sürekli bir ezme ezilme ilişkisi var. Soğanın, bizden alıp markete gelene kadar fiyatı artıyor. Ben bunları burada 70 kuruşa satıyorum, komşum bunu 3 TL’ye alıyor marketten. Büyük bir adaletsizlik. Ben de aynı şekilde 70 kuruşa sattığım soğanı marketten 2 ya da 3 TL’ye alıyorum. Bu zincirin kırılması gerekiyor. Burada ürettiğim soğanı istediğim yere gönderebilir, istediğim yerde satabiliyor olmam gerekiyor. Ama devlet bunun önünü almış durumda” diye belirtti.
TARLA DÖNÜMÜ 600 TL'YE ÇIKTI
Diyarbakır’dan Ankara’ya gelen Paşa Doğuhan da kiraladığı tarlalarda işçi çalıştırıyor. Diyarbakır’daki arazilerinin satıldığını söyleyen Doğuhan, başka yapacak işleri olmadığı için tarla kiralayarak tarım yaptıklarını söyledi. Topladıkları soğanların para etmediğini söyleyen Doğuhan, “Geçen yıla göre zarardayız. Geçen sene tarlanın dönümünü 300 TL’ye kiralıyorduk, bu sene 600 TL’ye çıktı. Mazot ve gübre fiyatları çok arttı. Her şey pahalı ama soğanı ucuza satıyoruz. Depoya koyduk zarar ettik, buraya geldik yine zarar ediyoruz. Burada 70-80 kişi çalışıyor. Ama onların da koşulları çok kötü biz de karşılayamıyoruz. Bu yaştan sonra başka bir iş yapamam. İmkan oldukça bu işi yapacağız ama koşullar düzeltilmezse nasıl yapacağız bilmiyoruz” dedi.
MA / Zemo Ağgöz