Özel sektörde çalışan hekimlerin yüzde 70'i ciro baskısı altında

img
İZMİR –  İzmir Tabip Odası'nın yaptığı ankete göre, özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin yüzde 53’ü çalışma koşullarından memnun değil, yüzde 61’i sosyal hayatlarının giderek kötüleştiğini, yüzde 70’i ciro baskısı yaşadığını, yüzde 61’i ise iş güvencesi kaygısı taşıdığını belirtti. 
 
İzmir Tabip Odası, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimler ile yapılan anketin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Oda’nın konferans salonunda düzenlenen toplantıda salona “Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin hakları sağlıkta piyasalaşmanın insafına bırakılamaz” yazılı pankart asıldı.
 
Anketin sonuçlarını İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı paylaştı.
 
Binlerce yeni mezun hekimin ve geç uzmanın piyasalaştırılmış sağlık sisteminin dayatmaları ile ucuz iş gücü olarak sektörde istihdam edildiğini dile getiren Çamlı, özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin yoğun iş yükü, uzayan çalışma süreleri, istihdam, gelir ve sosyal güvencesizlikle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. 
 
ÖZEL HASTANE SAYISI ARTTI
 
2003 yılından itibaren uygulamaya giren Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın özel sağlık sektörü yatırımlarını teşvik edici politikalar içerdiğini kaydeden Çamlı, 2002 yılında 270 olan özel hastane sayısının 2018 yılında 577’e yükseldiğine dikkat çekti. 
 
Türkiye'deki 153 bin hekimden yüzde 29'unun özel sağlık sektöründe çalıştığını belirten Çamlı, 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre çalışma süresi haftada en çok 45 saat iken, ankete katılanların yüzde 19’unun 55 saatin üzerinde, yüzde 46’sının ise 45 saatin üzerinde çalıştığını aktardı. 
 
YÜZDE 24’ÜNÜN YEMEK VE DİNLENME ARALIĞI YOK
 
Tabip Odası Başkanı Çamlı, yaptıkları ankete katılan hekimlerin yüzde 38’inin son iki yıl içerisinde toplamda 10 günden az, yüzde 41’inin ise 11-20 gün izin kullanabildiğini de söyledi. Çamlı, “Gün içinde ara vermeksizin hasta bakmaya zorlanmak, randevularda dinlenme aralarının göz önüne alınmaması özel sağlık kuruluşunun karlılığını artırırken hekimleri tüketmektedir. Ankete katılanların sadece yüzde 35’i günlük mesailerinde yemek ve dinlenme aralarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Yüzde 39’u yemek aralarının olduğunu ama dinlenme aralarının olmadığını, yüzde 24’ü ise yemek ve dinlenme aralarının olmadığını ifade etmişlerdir. Neredeyse tuvalet ihtiyacının bile mesai dışı saatlerde giderilmesinin isteneceği bir ortam yaratılmıştır” diye belirtti.
 
YÜZDE 54’ÜNÜN AYLIK KAZANCI YETERSİZ 
 
Bu koşullara rağmen hekimlerin emeklerinin karşılığını alamadığını vurgulayan Çamlı, güvencesiz çalışma koşullarında her geçen gün reel ücret kaybı yaşandığının da anket sonuçlarına yansıdığını belirtti. Çamlı, “Hekimlerin yüzde 54’ü çalıştığı kurumdaki aylık kazancının yaşamı için yetersiz olduğunu belirterek, döviz cinsinden kazanç değişimi sorgulandığında katılımcıların yüzde 45’i iki kat civarında azaldığını, yüzde 27’si en az beş kat ve üzeri azalma olduğunu, yüzde 16’sı en az on kat azalma olduğunu belirtmiştir. Sağlık kuruluşlarının yaşadığı finansal sorunlar ya da ekonomik krizin faturası hekimlere çıkartılamaz. Bu alanda sendikalaşmanın yaygınlaşmasının önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı. 
 
Artan iş yüküne rağmen azalan gelirin hekimlerin motivasyonunu düşürdüğünü, bedensel ve ruhsal sağlıklarını olumsuz etkilediğini ifade eden Çamlı, şunları ekledi: “Ankete katılanların yüzde 53’ü şu anki çalışma koşullarından memnun olmadığını belirtmiştir. Yüzde 61’i sosyal hayatlarının giderek kötüleştiğini, yüzde 70’i ciro baskısı yaşadığını, yüzde 61’i iş güvencesi kaygısı taşıdığını belirtmiştir” dedi. 
 
Bu sonuçlarla Sağlıkta Dönüşüm Programının hekimlere artan emek sömürüsü dışında bir şey sunmadığını vurgulayan Çamlı, ankete katılan hekimlerin yüzde 81’inin Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın hekimleri “emek, gelir ve iş güvencesi açısından olumsuz etkilediğini” ifade ettiğini belirtti. 
 
Çamlı, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin haklarına sahip çıkma ve sorunlarının çözümü için dayanışma içerisinde olacaklarını ve birlikte mücadele edeceğini kaydetti.