Duygularını taşa işliyor

img
ANKARA - Nehir kenarından topladığı taşları boyadıktan sonra hazır hale getiren Mine Kiper, duygularını tablolara işliyor. 
 
Bir şeyin zorluğunu anlatmak için sert olma özelliğine benzetilen taş, 63 yaşındaki Mine Kiper’in ellerinde sanat eserine dönüşüyor. Ankara Batıkent’te yaşayan emekli fizik öğretmeni Mine Kiper, hobi olarak başladığı taş tablo sanatını ekonomik sorunlar yaşamaya başlayınca geçim kaynağına dönüştürmeye karar veriyor. Arkadaşlarının yardımıyla topladığı taşları zımpara makinesinden geçirip hazırlayan Kiper, çeşitli işlemlerden geçirdiği bu taşları bir tablo içinde topluyor. Kiper’in yaptığı her tablonun bir hikayesi var. Günümüzde teknoloji bağımlılığının insanların düşünmesi ve sorgulamasını engellediğini dile getiren Kiper, bu tarz geliştirici aktivitelere yönelmenin önemli olduğunu dile getirdi.
 
Emekli olduktan sonra geçinemediğini ifade eden Kiper, “Baktım ki geçinemiyorum, işi ticarete dökmek zorunda kaldım. Ekmeğimi taştan çıkarmaya başladım. Benim tablolarım duygularımı anlatıyor” şeklinde konuştu. 
 
Bu çağda el emeğinin değer görmediğini dile getiren Kiper, “İnsanlar marka meraklısı olduğu için benden almaktansa herhangi bir markadan almak istediler, bazı müşterilerimi ikna etmeye, emeğe saygıyı öğretmeye çalışıyorum. Türkiye’de el emeğinin değeri yok, markaya dünyanın parasını verip alabiliyorlar ama el emeğine gelince pazarlık ediyorlar, yarı fiyatına indirim istiyorlar, bende kibar bir şekilde reddediyorum, emeğim benim için çok önemli” ifadelerini kullandı.
 
TERAPİ MERKEZİ 
 
Açtığı işyerinin kısa sürede kendisi için bir terapi merkezine dönüştüğünün altını çizen Kiper, “Bir gün Kuşadası’na gittim orada boyalı taşlar, magnet yapanları gördüm ve bende yapmaya başladım. Daha sonra büyük taşları boyamayı bırakıp küçük taşlara yöneldim ve çalıştıkça daha da ilerledim. Bu dükkanı açtım. 6 yıldır bu işi yapıyorum. Bu işi yapmak isteyen insanlara da azim ve titizlikle öğretiyorum” diye belirtti.
 
HER TABLO BİR HİKAYE 
 
İşlediği taşları akarsu, nehir ve deniz kenarlarından topladığını aktaran Kiper, “Tabloya anlatmak istediğim konuyu işliyorum, insanlarda baktı mı o hikayeyi görmeli. Bakmak ve görmek arasında fark vardır, ben görmelerini istiyorum, şimdiye kadar baktıkları taşı artık görüyorlar. Hobimi geliştirdim, fizik ve hobiyi birleştirdim, bir tablo yaparken bile ağırlık merkezini hesap ediyorum, taşı yapıştırdığımız zaman eğilmemesi gerekiyor tablonun o taşı taşıyabilmesi gerekiyor bunları dikkate alarak yapıyorum” diye konuştu.
 
ÜRETEN TOPLUM
 
Toplumun tüketen değil, üreten olması gerektiğini vurgulayan Kiper, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben burada her kesime hitap ediyorum. Gençlerimiz teknoloji bağımlılığından gerçek duygularını anlatamıyorlar, bu durumdan kurtulmalı bu tarz aktivitelere yönelmeli. Buradan kadınlarımıza sesleniyorum; emekçi olun kendi kazandığınız parayı harcayın, kimseden bir beklentiniz olmasın.”