ANKARA - Bakanlığın tarımda büyümeden söz etmesini eleştiren HDP'li Rıdvan Turan,"Hükümetlerin büyüme olarak baktığı şey küçük bir azınlığın işlerinin yolunda gitmesidir" dedi.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına yönelik bütçeye dair Bakan Bekir Pakdemirli’nin sunumu ardından muhalefet partileri eleştirilerini sıraladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, bakanlığın büyüme verileri ve ihracat verilerine dair çizdiği iyi tabloya dair eleştirilerini sıraladı. Bütün bakanlıkların sunumlarında bir büyüme hikayesi anlattığına dile getiren Turan, “Türkiye’nin de adım adım büyüdüğüne ilişkin yayınlar dinliyoruz. Sayın Tarım Bakanlığı’nın anlattığı çerçevede tarımsal açıdan Türkiye büyüyor. Bütün kapitalistlerin yaptığı hata var. Bu büyüme neye karşılık geldi, ne anlama geldiği sis perdesinin arkasında kalıyor” şeklinde konuştu.
GELİR ADALETİ VAR MI?
“Büyüme dediğiniz şey istihdam yaratıyor mu” sorusunu yönelten Turan, “Tarım Bakanlığı şunu söyleyebiliyor mu? Biz büyüyoruz ama tarımsal istihdam artıyor diyebiliyor mu? Diyemiyor. AKP’nin son 19 yıllık zamanında kırsal olağanüstü bir hızla tasfiye edildi. ÇKS verilerine göre çip sayısında azalma var. Büyüme hikayesine istihdam açısından bakarsak, bunun karşılığı yok. Matematiksel bir büyüme var. Azınlığın cebini dolduran, az sayıda insanın büyümesini sağlayan bir niteliğe sahiptir. Büyüme gelir dağılımı adaleti sağlıyor mu? Büyüme eş güdümlü bir kırsalın zenginliği var diyebiliyor muyuz? Kırsalın zenginliği yok. Kırsalın perişanlığı var, uygulanan zulüm var. İnsanların nasıl üretimden uzaklaştığını görüyoruz. Perspektif ve bakış açısıyla sürece adım atan hükümetlerin büyüme olarak baktığı şey küçük bir azınlığın işlerinin yolunda gitmesidir” ifadelerini kullandı.
‘TAAMMÜLDEN SUÇ İŞLENİYOR’
Sayıştay raporlarına yansıyan usulsüzlüklere de değinen Turan, “Çok enterasan Sayıştay ne iş görüyor? Sayıştay bu kurumları denetlemeyecekse ne yapacak? Anayasa Mahkemesi’ni kapatmaya niyetli olanlar var. Sayıştay’ı da kapatın, rahatlayın bari. Sayıştay raporları yine zehir zemberek, muhasebe kayıtları yanlış tutuluyor denmiş. Tarımsal amaçlı kooperatiflere kullandırılan alacakların gerçek tutarı göstermemesinden yatırıma alınmış projelerinin gerçekleşme olmadan ödemesi yapılmasına kadar bir ton eksiklik var. Neyin nereye gittiği net olarak bildirilmiyor. Uygulanan idari para cezalarının muhasebeleştirilmediğine dair veri var. Ne oldu o para biri cebine mi attı? Yolda yürürken düşürdü kayıp mı etti? Bu görev küsuru değil. Yıllardan beri yapıldığı için tahammülden suçtur” dedi.
Turan, usulsüzlüklere dair şöyle devam etti: “221 milyon 665 bin 224 lira bakiyeden 4 bin 222 adet banka hesabının bakanlık ve bağlı birimleri adına açıldıkları halde genel bütçe, döner sermaye ve sosyal tesisler muhasebe birimlerinde muhasebeleştirilmedikleri, bakanlıkça 1990-2010 yılları arasında 39 kooperatifte toplam 1 milyar 238 milyon 890 bin TL’lik kayda yer verilmediği belirtilmiş. Taşınırların yıl sonu sayımları yapılmamış. Kişilerin kullanımlarına verilen taşınırlara dair belge oluşturulmadığı, ambar giriş çıkışlarının yapılmadığı ve daha çok sayıda ihlal var. Kamu adına utanç verici. Bu para kimsenin babasının parası değil. Bizim vergilerimizle terkip edilen kamusal bütçelerin bu şekilde denetimsiz bir şekilde kullanılması ayıptır.”
'DEĞİŞEN BİRŞEY YOK'
Sayıştay raporu ardından bakanlığın kamusal yararı gözeterek iş yaptığına ilişkin iddialara inanmak için verinin olmadığını belirten Turan, "Yeni bir döneme girdik. Pandemi ile birlikte yeni döneme girdik. Bu döneme dair tarımsal politika söz konusu değil. Olağanüstü olmayan tedbirler yıkımı kolaylaştırır. İklim krizinden bahsediyoruz, bu bakışa uygun bir yeniden yapılanmaya mecburdur. Ama bakıyoruz, bir önceki yılın ondan önceki yıllardan rakamların miktarları ve yanlarındaki sıfırdan başka değişen bir şey yok” ifadelerini kullandı.
İHRACAT ELEŞTİRİSİ
Buğday hasadının yeni bittiği ve diğer hasada ise 8 ay olduğunu hatırlatan Turan, “Sayın Bakan dünyada şöyleyiz, aldık, başımızı gidiyoruz diyene kadar şu anda tonu 360 dolar olan buğdayın 8 ay sonra nasıl olacağına ilişkin projeksiyon sahibi olması gerekmez mi ? O projeksiyona ilişkin de şöyle planlarımız var. Ciddi bir gıda güvenliği riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Biz Bakanlık olarak şu anda 360 doların kur artışı ve stok sebebiyle artacak demesi gerekmez mi? Ciddi bir risk ve sıkıntıyla karşı karşıyayız. 800 milyon ton civarında dünyada üretilen buğday miktarı baz alınırsa bunun 300 milyon tonu stok, 150 milyonu da Çin’in cebinde. Kimse söz konusu riskleri göz önüne alarak, rahat rahat ihracat politikalarına yönelmiyor” diye konuştu.