SES: Sosyal yardımlarda siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır

img
ANKARA - 2022 yılı bütçesiyle ilgili hazırladıkları raporu açıklayan SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, “Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma ve rant-siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır” dedi 
 
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), yarın görüşülecek olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçesiyle ilgili hazırladığı raporu sendikanın genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda konuşan SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, görüşülecek olan bütçe taslağı üzerinden Bakanlığın önümüzdeki yıl için nasıl bir hizmet hedeflediğine dair sendikanın değerlendirmelerini ve taleplerini paylaştı. 
 
SÖMÜRÜ ARTTI 
 
Bütçe görüşmelerinin gerçekleştiği bu sürecin, emekçiler ve hizmet alacaklar için her zamandakinden daha önemli hale geldiğini belirten Atabey, “Hâlihazırda gün geçtikçe daha da ağırlaşan ekonomi kriz, krizin yükünün emekçiler ve halkın sırtına yıkılma programları ile karşı karşıya olduğumuz bu süreçte 1,5 yıldır devam eden pandemi yaşadığımız sıkıntıların tuzu biberi olmuştur. Pandemi, mevcut ekonomik krizi daha da derinleştirmiş, iktidar ise bu ekonomik kriz karşısında 2022-2023 toplu iş sözleşmesinde sermayenin çıkarlarını korumanın yolu olarak emekçilere dönük sömürüyü artırmış ve kamu emekçileri daha da yoksullaşmıştır” diye konuştu. 
 
ACİL KAMU HİZMETİ 
 
Bakanlık bütçesinin, salgın koşullarında daha da risk altında olan ama yeterince korunamayan kadınlar, çocuklar, mülteciler, engelliler ve ekonomik yoksunluk içerisinde olan kesimlerin acil kamu hizmetleri ile buluşmasına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Atabey, 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Tasarısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına aktarılmasını öngörülen ödenek 66 milyar 131 milyon 543 bin TL olduğu bilgisini verdi. Atabey, “Bu bakanlık, 2018 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birleştirilmiş; 21 Nisan 2021’de cumhurbaşkanı kararı ile bakanlıklar tekrar ayrılmıştır” ifadelerini kullandı. 
 
“Kadınlara yönelik hizmetlerin planlanması ve şiddetin önlenmesi konusunda ana sorumlu ve koordinatör birim olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) için 2022 bütçesinde 22 Milyon TL pay ayrılmıştır” diye belirten Atabey, bu bütçe planının, KSGM’nin giderek daha çok etkisizleştirilmesinin bir parçası olduğunu kaydetti. 
 
Atabey, “Kadın erkek eşitliğinin sağlanması hedefi ve buna uygun faaliyetler Genel Müdürlüğün hedeflerinden çıkartılarak revizeler yapılırken, kadınların varlıklarını ve haklarını aile içindeki ‘görevleri’ üzerinden tanımlayan muhafazakâr söylem ve pratikler KSGM’nin çalışmalarını da büyük ölçüde etkilemiştir. Sosyal yardımlarda önemli bir yer tutan engelli ve yaşlı bakımında da, kamusal sorumluluk yerine getirilmek yerine ağırlıklı olarak hane içindeki kadınların emeğine dayanarak sürdürülmektedir” diye ifade etti. 
 
‘LÜTUF İLE SOSYAL YARDIM’ 
 
Sosyal yardım politikalarına ilişkin konuşan Atabey, “AKP iktidarının uzun süredir sosyal yardımı hak olmaktan çıkardığını, yardım, lütuf ve bağımlılık ile oy ilişkisi bağlamına yerleştirdiğini vurguluyoruz. Sosyal yardımlar yoksulluğu sürdürme, yoksullaştırılan emekçileri iktidara bağımlı hale getirme politikasının bir aracı olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Uzun yıllardır sosyal hizmetlerde ana kalemin giderek artan şekilde bu biçimde kurulan bir sosyal yardımdan oluşması da temel itirazlarımızdan birini oluşturuyor. Sosyal yardımların düzenli olarak artması ihtiyaç sahiplerinin sosyal hizmet, istihdam, eğitim, sağlık gibi en temel hizmetlere erişimini artırmayı hedefleyen etkin politikaların olmamasının sonucudur” şeklinde konuştu. 
 
‘KAYNAKLARA İLİŞKİN  BİLGİ YOK’ 
 
Engellilerin Toplumsal Hayata Katılımı ve Özel Eğitim programı için 2021 yılında 16 milyar 233 milyon 552 bin TL bütçe teklifi yapıldığı bilgisini veren Atabey, bu programın altında evde bakım yardımlarının, sosyal kültürel ve sportif etkinlikler ile bakım ve rehabilitasyon merkezleri için aktarılması teklif edilen kaynakların yanı sıra engelli bireylerin ekonomik hayata katılımı hedefleri için ayrılan kaynakların da bulunduğunu  fakat bu içeriklere ve kimlere ulaştığına ilişkin yeterli bilginin bulunmadığına vurgu yaptı. 
 
Atabey, bütçenin halkın ve emekçilerin örgütleri aracılığı ve onların katılımıyla yapılması gerektiğinin altını çizdi.  
 
İHTİYACA GÖRE BÜTÇE 
 
Atabey, sendikanın talep ve çözüm önerilerini şöyle sıraladı: 
 
“* Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.Sosyal hizmet alanlarındaki politikalar sorunları önlemeye odaklı, iktidarın siyasi ihtiyaçlarından arındırılmış, kapsamlı politikalar olmalıdır.  
 
* Bu alanda yapılacak planlarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaç neyse gerekli bütçe ayrılmalıdır. Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma ve rant-siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır. Yardım alanların yardım kesilme tehdidi ile düşük maliyetli çalıştırılmalarına neden olacak uygulamalardan vazgeçilmelidir. Mevcut bütçe teklifi pandemi, deprem gibi olağanüstü dönemleri hesaba katmamaktadır.  
 
* Halkın büyük kısmı yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaktadır. Tüm bunları gören yoksulluğu teşvik eden değil istihdamı önceleyen ve yoksulluğu bitirme hedefiyle bütçe planlamaları yapılmalıdır.
 
‘İŞÇİLERİN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI’ 
 
“* İşkolunda çalışan tüm emekçilerin temel ücreti yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Pandemi nedeni ile bakanlık personelinin iş yükü çok fazla artmıştır. Bütçede personel ödemelerin de personel açığı düşünülerek kadrolu ve güvenceli istihdamla personel açığının hızlı bir şekilde giderilmesi için ödenek arttırılmalıdır. 
 
* Ağır engelli, çocuk ve yaşlılara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışanların ek ödeme oranlarına 10 puan ilave edilerek artış sağlanmıştı. Benzer koşullarda ve risk altında hizmet vermesine rağmen kadınlara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışanlara puan ilavesi yapılmamıştı. Bu maddenin düzeltilmesi ve kadınlara hizmet veren yatılı kurumların da aynı puan artışından yararlanmaları sağlanmalıdır. 
 
* Meslek farklılıklarını ve meslek sorumluluk sınırlarını ortadan kaldıran, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işlerin yaptırılmasına zemin hazırlayan “sosyal çalışma görevlisi” tanımı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmalıdır. 
 
* Meslek çalışmaları mesleklerin sorumluluk alanları ve sınırları çerçevesinde tanımlanmalı, çalışanlara keyfi ve görevleri olmayan işlerin yaptırılması engellenmelidir.  
 
* Sosyal hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu bir çalışma alanıdır. Sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi gereken durumlar, güvenlik riski olanlara yönelik kurumlarda yapılan çalışmalar, çalışanlara yönelik tehditler başta olmak üzere çalışanların fiziki ve hukuki güvenliklerinin sağlanması için gerekli tedbirler alınmalıdır.” 
 
Son olarak, bütçe görüşmelerini dikkatle takip etmeye ve sözlerini söylemeye devam edeceklerini ifade eden Atabey, gerçek bir toplu sözleşme, halk için bütçe için örgütlenmeye, mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.