İSTANBUL - Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, halktan yana bir bütçe için talep etmenin yetmediğini ve sokaklarda mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 26 Ekim’de başlayan 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri sürüyor. Bakanlık ve kurumların 2022 yılı bütçelerinin belirleneceği görüşmeler, 26 Kasım’da tamamlanacak. Komisyondaki görüşmelerin ardından 2022 bütçesinin, Aralık ayında Meclis Genel Kurulu'na geleceği bekleniyor. İstanbul'daki sendika temsilcileri, en büyük payın savunma ve savaşa ayrıldığı bütçeyi değerlendirdi.
SAVAŞ VE SERMAYA BÜTÇESİ
Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, Meclis'te halkın değil bazı sermayedarların bütçesinin tartışıldığını söyledi. İşçi ve emekçiler olarak bütçeden bir beklentilerinin olmadığının belirten Karabulut, “İktidar tam bir patronlar hükümeti gibi çalışarak, onların çıkarının dışında bir bütçe oluşturmuyor" dedi.
Sağlığa ayrılması gereken bütçenin şehir hastaneleri üzerinden sermayedarlara aktarıldığını ifade eden Karabulut, "Eğitim noktasında baktığımızda, özel okullara teşvikler akıyor. Eğitim emekçilerinin maaşlarını ödemenin dışında eğitime ayrılan bir bütçe yok. Okulların temizlik giderlerini bile veliler kendi ceplerinden ödemek durumunda kalıyor. Bütçe savaşa ve sermayeye gidiyor” diye belirti.
PARAMİLİTER GÜÇLERE DESTEK
Karabulut, özellikle 2015 sonrasında AKP ve küçük ortağı MHP'nin savaş ve savaş sermayesini halka dayattığını kaydetti. Karabulut, “İktidar yarattığı çözümsüzlük nedeniyle ekonomik ve siyasi bir kriz içinde. Orta Doğu’nun bütün paramiliter güçleri Saray'ın bütçesiyle desteklenerek, finanse ediliyor. Neredeyse yüzde 60-70 bütçe, resmi olarak güvenlik politikaları adı altında savaşa ve savaş sanayisine aktarılıyor. Burada bir avuç aile şirketi zenginleşiyor onların kasası doluyor” diye konuştu.
SAVAŞ KARŞITLIĞI ÇAĞRISI
İşçilerin bunun karşısında “Somali’de, Libya’da ve Suriye’de Türkiye’nin ne işi var” diye sorması gerektiğini vurgulayan Karabulut, bütçenin akıtıldığı savaşların toplum yararına olmadığını ifade etti. Karabulut, "Toplum çıkarına orada değiller. Kendi kasaları için çözümsüzlükte ısrar edip, savaşı sürdürmek istiyorlar. Emekçiler buna karşı çıkmadığı müddetçe de bu ülkenin kaynaklarının Saray'a ve savaşa akıtılacağı görülüyor. Kendileri de bunu ‘bir merminin kaç para olduğunu biliyor musun’ sorusunu halka yönelterek, konuyu ret etmediler" diye konuştu.
SOKAKTA MÜCADELE
“Saray'dan bakılınca bu toplumda bir geçim sıkıntısı olmadığı söylenebilir” diyen Karabulut, iktidardakilerin halkın yaşadığı sorunları görmezden geldiğini dile getirdi. Karabulut, “Ekonomi şaha kalktı, büyüyor' deniliyor. Ama bizler gün geçtikçe yoksullaşıyoruz. Sanal medyada buna dair bir şey yaptığınızda soruşturmaya tabi tutuluyor. Bu yoksulluğu görmek istemiyorlar. Halktan yana bir bütçenin oluşması için sokaklarda buna dönük muhalefetin, mücadelenin geliştirilmesi gerekir. Emekten, barıştan yana bir bütçe talep ediyoruz. Talep etmekle kalmayıp bunun mücadelesini sokaklarda yürütüyoruz. Bir avuç sermayeye savaşa değil, yoksullara ve halka bütçe istiyoruz” diye kaydetti.
EMEKÇİLERİN PAYI AZALIYOR
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Dönem Sözcüsü Fadime Kavak ise, son bütçe görüşmelerinde iktidarın sermayeden yana olan tavrının değişmediğini ifade etti. Emekçilerin bütçeden alacağı payın daha da azalacağını kaydeden Kavak, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında “müşteri garantili” projelere 2019 bütçesinden 9,7 milyar, 2020 bütçesinde 18,9 milyar TL ayrıldığını anımsattı. Kavak, "Bütçe halkın ihtiyaçlarından çok sermaye gruplarının çıkarları doğrultusunda kullanılıyor. Emekçilerin payına bu bütçeden dolaylı dolaysız vergiler düşecek. Gerçek enflasyon yüzde 50’lerde, TÜİK enflasyonu yüzde 20’lerde. Kamu işçilerine yüzde 12+5, memurlara ise 2022 için 5+7 ve 2023 için 8+6 artış yapıldı. Rakamlara baktığımızda emekçilerin her geçen gün ne kadar yoksullaştığı ortada” diye belirtti.
Kavak, emekçilerin mücadeleden başka bir yolu olmadığına işaret ederek, "Emekçiler, talepler etrafında işyerlerinden başlayarak birleşmek, ortak bir mücadeleyi yükseltmek zorunda” dedi.
MA / Kadir Güney