DİYARBAKIR - Sendikalarına yönelik baskılara ilişkin açıklama yapan Eğitim Sen Amed Şubeleri, eğitim emekçilerinin biat etmeyeceğini ve diz çökmeyeceklerini söyledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 1 ve 2 Nolu şubeleri, sendikalarına yönelik baskılara ve hukuksuz ihraçlara ilişkin Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Birçok eğitim emekçisinin katıldığı açıklamaya, kentte bulunan sivil toplum örgütü (STÖ) temsilcileri de destek verdi. “OHAL uygulamaları son bulsun. 35. Madde kaldırılsın” pankartının açıldığı açıklamada, sık sık “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “KHK’ler gidecek biz kalacağız” ve “Hak hukuk adalet direnerek gelecek” sloganları atıldı.
SENDİKAL FAALİYETLER SUÇ SAYILAMAZ
Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şubesi Eşbaşkanı Emine Akşahin, 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile iktidarın hayatın her alanında kendisine biat etmeyen tüm kurum ve kuruluşları hedef aldığını belirtti. Hedef haline gelen kurumların başında da Eğitim Sen geldiğini söyleyen Akşahin, kentte sendikalarına karşı yapılan hukuksuzluklara dair şunları söyledi: “Son dönemde Amed Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yoğun gözaltı ve tutuklama yapılmaktadır. Burada ihraç listeleri oluşturulup, ilgili komisyonlara gönderilmektedir. Hepimiz biliyoruz ki sendikal faaliyetler suç sayılamaz. Kentte yürüttüğümüz mücadele bazı kesimleri rahatsız etti. Siyasi iktidara biat etmediğimiz için cezalandırılmaktayız. Siyasi iktidar, yargı emniyet güçleri gibi birçok güçle üzerimize gelmektedir. Ancak şu çok iyi bilinmelidir ki, Eğitim Sen susmaz, biat etmez, korkmaz ve göz yummaz. Bundan sonraki süreçte de ihraç edilen tüm arkadaşlarımız geri dönünceye kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
35. MADDE VURGUSU
Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şubesi Sekreteri Volkan Tuncer, OHAL uygulamaların bugün de hukuksuz bir şekilde devam ettiğini dile getirdi. Tuncer, sendikalarının kentteki üye ve yöneticilerine dönük sindirme ve baskı politikalarının arttığına değinen Tuncer, bu uygulamaların bilinçli bir şekilde yapıldığını söyledi. İhbarcılığa dayalı istihbarat bilgileri ile sendika yönetici ve aktivistlerine yönelik gözaltı, açığa alma ve ihraç etme gibi uygulamalarla cezalar yağdırıldığını belirten Tuncer, “Devlet belgeleri arasına giren ‘kurum kanaati, kanaat değerlendirmesi’ gibi kavramlarla oluşturulan dosyalardan ötürü sendika üyesi arkadaşlarımızın ihraç olmaları açıkça kanıtlamaktadır ki bir hukuk devletinin en asgari ölçülerinden bile eser kalmamıştır. İlimizde düne kadar sendikal faaliyetler gerekçesiyle yürütülen idari soruşturmaların tüm aşamaları ilde tüketilirken 6 Kasım soruşturma dosyaları bilinçli ve siyasî kararla bakanlık müfettişlerine gönderilmiş ve arkadaşlarımızın ihracı talep edilmiştir. Soruşturmalar adli olarak beraat edilmesine karşın, idari olarak yürütülen soruşturma dosyaları, kentte belirli kişiler ve kurumlar arası yürütülen ideolojik işbirliği neticesinde oluşturulmuş, içi kanaat değerlendirmeleri ile doldurulmuş ve suç unsuru olarak ihraca gerekçe gösterilerek 35. Madde komisyonuna gönderilmiştir” dedi.
‘ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Tuncer, örgütlü mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, “Her türlü yasadışı girişim ve saldırıya rağmen hukuki, fiilî meşru mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz. 35. Madde komisyonu kapatılıncaya ve ihraç edilen tüm arkadaşlarımız görevine dönünceye kadar mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz” diye konuştu.