Eğitim Sen: İktidara değil öğrencilerimize karşı sorumluyuz

img
ANKARA - Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, 2012 yılında bir öğretmenin maaşıyla 977 ABD doları alabiliyorken, bugün aynı derece ve kademede öğretmenin 383 doları alabildiğini söyledi.
 
Eğitim ve Bilim Emekçilerin Sendikası (Eğitim-Sen) 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne ilişkin genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, eğitim emekçilerinin iktidara değil halka ve öğrencilere karşı sorumlu olduğunun altının çizdi. 
 
‘KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ’
 
24 Kasım tarihinin 12 Eylül zihniyetinin ve günümüzdeki temsilcilerinin oluşturmak istediği örgütsüz ve itaatkâr öğretmen profilinin idealleştirildiği simgesel bir gün olduğunun altını çizen Kurul, “Yıllardır dile getirdiğimiz temel taleplerimiz karşılanmamış ve yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmemiştir. Her 24 Kasım’da öğretmenliğin kutsallığından, ‘onurlu bir meslek’ olduğundan söz edilmesinden vazgeçilmesini ve sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesi istiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘383 SEVİYESİNE İNDİ’
 
Yaşanan ekonomik krizden öğretmenlerin de ciddi etkilendiğini belirterek, şu verileri paylaştı: “1 doların ortalama 1.81 TL olduğu 2012 yılında, 1.769 TL aylık alan 9’uncu derece 1’inci kademedeki bir öğretmen, maaşıyla 977 ABD doları alabiliyorken, bugün aynı derece ve kademede 4 bin 960 TL alan bir öğretmenin maaşı 24 Kasım saat 10.00 itibariyle 383 ABD doları seviyesine inmiştir. 9/1 derecedeki bir öğretmenin maaşı son 10 yılda, dolar bazında 2,5 kat erimiştir. Dolar kurunun sürekli artması yaşanan erime sürecinin artarak devam edeceğini göstermektedir. Benzer bir şekilde 2012 yılında 9/1 derecedeki bir öğretmen, maaşı ile 10 çeyrek altın, 2013 ve 2014’te 14 çeyrek altın alabiliyorken, şu anda aynı derecedeki öğretmen aldığı maaşla ancak 4 çeyrek altın alabilmektedir.”
 
‘İKTİDARA DEĞİL HALKA SORUMLUYUZ’
 
Ekonomik krizin yaşam koşullarını ağırlaştırdığı bir dönemde ailelerin çocuklarını zorluklarla okula gönderdiklerini kaydeden Kurul, şunları ifade etti: “Çocuklarımızı ve gençlerimizi okul içinde ve dışında bekleyen tehlikelerin, eğitim sistemini kuşatan ırkçı-gerici uygulamaların en yakın tanığıyız. Yıllardır yaşadığımız sorunlara somut ve kalıcı çözümler üretilmesini istiyor. Bizler, öğretmenlerin ‘hükümet memuru’ yapılmasını, öğretmen ve yönetici atamalarının siyasi torpillerin gölgesinde yapılmasını değil; nitelikli eğitimin nitelikli öğretmenle mümkün olabileceği gerçeğinden hareketle, çalışma ve yaşam koşullarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. Dünyanın her yerinde eğitim emekçileri siyasi iktidarlara değil; halka ve öğrencilerine karşı sorumludur. Aksi yöndeki tüm politika, uygulama ve dayatmalara rağmen hükümetin değil, halkın öğretmeni olmak için mücadele ediyoruz.”