HABER MERKEZİ - Sağlık sisteminin çöktüğünü belirten tabip odaları, sistemin toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmesini talep etti.
Diyarbakır, Ankara ve İzmir tabip odaları, hastanelerin ticarethaneye dönüştürüldüğünü belirterek, , sağlık sorunları yaşayan yurttaşların, bilgisayar ve telefon başında kuyruk oluşturduğuna dikkat çekti.
DİYARBAKIR
Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu, faaliyet binalarında düzenledikleri basın toplantısında sağlık sisteminin iflas ettiğine dikkati çekti. "Sağlık sistemlerinin toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmesini istiyoruz! Sağlık sistemi çöktü! Emek bizim söz bizim" pankartının asıldığı toplantıya çok sayıda hekim katıldı.
Açıklamayı yapan Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu (YK) üyesi Fırat Akengin, koruyucu sağlık hizmetlerinin terk edildiğini, sağlık hizmetlerinde basamaklandırmanın kaldırıldığını, kışkırtılmış sağlık talebi üzerine kurulan sistemin toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve hekimlik değerlerini derinden sarstığını söyledi.
HİZMET GÖZARDI EDİLDİ
İktidarın tercihini toplumdan yana kullanmadığını, salgının bilimin gereklerine göre değil ekonominin ihtiyaçlarına göre yönetildiğini hatırlatan Akengin, “Toplumu, yerel yönetimleri, emek-meslek örgütlerini, bilim insanlarını, demokratik kitle örgütlerini salgınla mücadele sürecine dahil etmeyen iktidar, güvenlikçi anlayışın ötesine ve pandeminin yıkıcı sonuçlarının önüne geçememiştir. Tüm bu yaşananlara rağmen Sağlık Bakanlığı 2021 yılı bütçesi genel bütçenin ancak yüzde 5,7’sini oluşturmuş, salgında da koruyucu sağlık hizmetleri göz ardı edilmiştir. Bu bütçede halk sağlığı, salgınla etkili mücadele, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarında iyileştirme yoktur” dedi.
SANAL KUYRUKLAR
Sağlığa erişimin giderek zorlaşmakta olduğunun altını çizen Akengin, katkı katılım paylarıyla ekonomik krizin derinleştiği koşullarda yurttaşın cebinden giderek daha fazla para çıktığını söyledi. İktidarın her seferinde “Artık hastane önünde kuyruklar oluşmayacak” söylemlerin hatırlatan Akengin şunları söyledi: “Aylarca randevu alamayan yurttaşları evlerinde, telefon hatlarının ucunda, bilgisayar ekranlarında sanal kuyruklara yerleştirmiştir. Sanal kuyruklar 5 dakikada bir randevu verilerek, hekimler bir günde 100’den fazla hasta bakmaya zorlanarak çözülmeyeceği gibi, insanların erişemedikleri sağlığın bedeli daha fazla başvuru, daha uzun kuyruklar ve sonunda sağlıkta daha da katmerlenen şiddet olacaktır.”
YÜRÜYÜŞ TAKVİMİ
İktidarın sağlık politikalarına iflas ettiğini ve buna karşı “Karanlığa karşı, önlüğümüzün beyazına, özlük haklarımıza, halkın sağlık hakkına sahip çıkıyoruz” şiarıyla başlattıkları “Beyaz Yürüyüşü” anımsatan Akengin, şunları söyledi: “Yürüyüşte bugün Kocaeli’nde olan yürüyüş kolumuz 25’inde Bursa’da, 26’sında Eskişehir’de meslektaşlarımızla, sağlık çalışanlarıyla, halkımızla buluşacak. Yürüyüşün sonunda Ankara’da 7 bölgemizden ve tüm illerimizden gelecek hekimler ve sağlık çalışanları ile 27 Kasım’da gerçekleştireceğimiz ‘Beyaz Forum’da hep birlikte önümüzdeki dönemde daha iyi bir sağlık ortamı için birlikte mücadelenin yolunu açacağız. Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikaların durdurulması, sağlık hizmetlerinin toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmesi, sermayeye değil sağlığa bütçe ayrılması için önerilerimizi, taleplerimizi ve mücadele yöntemlerimizi konuşacağız. Gün dayanışmanın, birbirimize güvenmenin, mesleğimizin taşıdığı güce güvenmenin, yaşam ve sağlık haklarımızı savunmanın ve geliştirmenin günüdür.”
ANKARA
Ankara Tabip Odası (ATO), oda binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan ATO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşe Uğurlu, “Toplumu, yerel yönetimleri, emek-meslek örgütlerini, bilim insanlarını, demokratik kitle örgütlerini salgınla mücadele sürecinin dışında tutan iktidar, güvenlikçi anlayışın ötesine ve pandeminin yıkıcı sonuçlarının önüne geçememiştir” dedi
'MÜŞTERİ OLARAK GÖRÜYORLAR’
Sağlığa ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu ifade eden Uğurlu, “Tüm bu yaşananlara rağmen Sağlık Bakanlığı 2021 yılı bütçesi genel bütçenin ancak yüzde 5,7’ini oluşturmuş, salgında da koruyucu sağlık hizmetleri göz ardı edilmiş, şehir hastanesi müteahhitleri aslan payını almıştır. Ödeneklerin neredeyse dörtte üçü tedavi edici hizmetlere, bütçenin beşte biri şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedellerine ayrılmıştır. Hastaneleri işletme, hastayı müşteri olarak gören bu sağlık politikaları sonucunda sağlık sistemi çökmüştür. Sağlığa erişim giderek zorlaşmakta, katkı-katılım payları ile ekonomik krizin derinleştiği koşullarda yurttaşın cebinden giderek daha fazla para çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
TEKELLEŞME
Uğurlu, hastaların randevu almak için telefon ve bilgisayarların ucunda kuyruk oluşturduğunu, sağlığa erişimin tıkanma noktasına geldiğini belirterek, “5 dakikada bir MHRS randevusu verilmesine rağmen, birçok branşa randevu alınamamaktadır. Hastalar, bilgisayar ve telefon başında kuyruk oluşturmaktadır. Birçok yerde devlet hastaneleri kapatılarak kamu sağlık hizmeti ‘şirketleştirilmiş’ şehir hastanelerine bırakılmış; özel hastaneler kamunun olanaklarıyla tekeller haline getirilmiştir” diye konuştu.
Yeni açılan tıp fakültelerinin niteliksiz olduğunu ve yorucu çalışma sistemiyle hekimlerin çalışmaz duruma geldiğini söyleyen Uğurlu, 27 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirecekleri Beyaz Forum’da daha iyi bir sağlık ortamı için birlikte mücadelenin yolunu açmayı tartışacaklarını söyledi.
İZMİR
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel de odada düzenlediği basın toplantısında, neoliberal politikaların sağlıkta çöküşü getirdiğini belirterek, Sağlıkta Dönüşüm Projesi'nin hekimler ve tüm sağlık çalışanlarını tükettiğini aktardı. Koruyucu sağlık hizmetlerinin terk edildiğini, kışkırtılmış sağlık talebi üzerine kurulan sistemin toplumun nitelikli sağlık hizmet alma hakkını ve hekimlik değerlerini derinden sarstığını söyleyen Yüksel, "Ülkemizde iktidarın tercihini toplumdan yana kullanmadığını, salgının bilimin gereklerine göre değil ekonominin ihtiyaçlarına göre yönetildiği bir sürece hepimiz tanıklık ediyoruz" dedi.