ANKARA - Saray, “düşük faiz-yüksek kur” politikasını 2022 yılında da sürdürmekte kararlı. TL’nin değerini düşürerek, ihracat ve turizm gelirlerini arttırmayı düşünen iktidar, kıdem tazminatını fona devretmeye hazırlanıyor. Makroekonomi göstergeleri iyileşmeden seçim öngörülmüyor.
Enflasyonu takip eden zamlar ve geçim sıkıntısı yaşayan geniş halk kitleleri sokaklarda seslerini duyurmaya çalışıyor. Ancak AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talitatı doğrultusunda “düşük faiz- yüksek kur” politikasını sürdüren Merkez Bankası, aynı düzlemde hareket etmekte kararlı. Mevcut politikayla iç talebi ve ihracatı canlandırmayı düşünen iktidar, bunun sonucunda enflasyon ve işsizliğin düşeceğini savunuyor.
AKP’ye yakın ekonomistler, yürürlükteki politikaya dair günlerdir Saray’da bir tartışma içinde olduğu ve Erdoğan’a çeşitli sunumlar yapıldığı biliniyor. “Düşük faiz- yüksek kur” politikasının kısa vadede başarılı olunmayacağını gören Saray ekonomistleri, bu kapsamda 2023’ten önce seçimlerin yapılmamasını öneriyor. Mevcut politikanın başarıya ulaşması için bir dizi öneride bulunan Saray ekonomistleri, ilk olarak yükseltilecek asgari ücretle birlikte kıdem tazminatı fonunun kurulmasını ve savaş sayanyisine yönelik yatırımların sürdürülmesinden yana.
HEDEF CARİ FAZLA
Sarayda yapılan tartışmalara göre, “yüksek kur” politikasının sürdürülmesi ve faiz oranının GSYH’nın büyüme oranına sabitlenmesi öneriliyor. Bu yöntemle cari açığı kapatmayı hatta muhtemel turizm geliriyle de cari fazla verilmesini öngörüyor.
DOLARDA DÜŞÜŞE İZİN YOK
Saray’da enflasyonda bir düşüş görülmeden dolarda bir düşüşe izin vermeme kararı alınması konusunda fikir birliği olduğu ifade ediliyor. TL’nin değer kaybı arttıkça sanayide istihdam ve rekabet gücünün artacağı ileri sürülüyor.
MB DOLAR ALABİLİR
Saray ekonomistleri, kurdaki artış tamamen taşımayacak seviye gelirse, Merkez Bankası’nın dolar satın almasıyla piyasayı rahatlatma yöntemini öneriyor.
KIDEM TAZMİNATI KALDIRILACAK
Söz konusu politikanın başarıya ulaşabilmesi için zamana ihtiyaç olduğu ve bunun içinde sermayeye aktarılacak yeni kaynaklar öneriliyor. Düşük faiz-yüksek kur politikasının temel hedeflerinden biri “tasarruf” adı altında kıdem tazminatının kaldırılarak yerine Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurmak. Bu yöntemle 50 ila 70 Milyar TL civarında bir fon biriktirmeyi düşünen Saray’ın ekonomi kurmayları, iç piyasanın canlanmasıyla vergi artışlarının olacağını ifade ediyor. Düşünülen plana göre, yıllardır kıdem tazminatından şikayet eden sermaye sahiplerine kıyak geçilecek. AKP, işçilerden yükselecek itirazı ise “Kıdem tazminatından çok az işçi yararlanıyor, şimdi tüm işçiler yararlanacak” savı üzerinden ikna etmeye çalışacak. Fonda birikecek para, işsizlik fonunda olduğu gibi hazine garantili kamu projeleri, özel kesime teşvik, iktidara yakın dernek ve vakıflar arasında pay edilmesi muhtemel.
SAVAŞ POLİTİKASI SÜRDÜRÜLECEK
Halkta yükselen itirazları PKK’ye karşı mücadele adı altında rıza üretme ve bu anlamda üretim yapan sektörler üzerinden çarkların döndürülmesini isteyen Saray kurmayları, Kürtlere yönelik son 6 yıldır sürdürülen politikayı da “başarı hikayesi” olarak görüyor. Savaş sanayisini ihya edecek yaklaşımın devam ettirilmesini isteyen Saray kurmayları, mevcut politikanın yurttaşlarda rıza göstermesi için de sahada ikna çalışmalarının yapılmasını öneriyor. Bu kapsamda AKP milletvekillerine ve teşkilatlarına talimat verdiği ifade ediliyor.
MUHALEFET İLE TARTIŞMAMA KARARI
AKP’li yetkililer, mevcut politikayı yurttaşlara anlatırken faizleri kontrol etme ve cari açığı kapatma üzerinden bir hat çizmeyi hedefliyor. AKP, Kasım ayından sonra başvuracağı bu yönlü politikaların muhalefetle tartışmaktan kaçınmayı seçecek. Makroekonomik verilerden sonuç alınabildiği zaman muhalefete somut verilerle yüklenmeyi hedefliyor.
2023 HAZİRAN’A KADAR SEÇİM YOK
Düşük faiz-yüksek kur politikasının ancak uzun vadede başarıya ulaşabileceğini düşünen Saray kurmayları, makroekonomik verilerinin en geç 2022 Haziran ayında düzeleceğini varsayıyor. Başka da yolun olmadığını düşünen Saray, ekonomik veriler düzelmeden erken bir seçime “evet” demesi muhtemel görünmüyor.
Bu yaklaşıma göre, 2023 yılında düşük faiz, yüksek kur politikası ve savaş stratejisi sürdürülecek. Yani dövizin, enflasyonun, zamların ve işsizliğin yükselmesi kaçınılmaz. İktidarın planı tutar mı tutmaz mı onu da çok kısa zamanda göreceğiz.
MA / Deniz Nazlım