ANKARA - ENaGrup verilerine göre, TÜFE Aralık ayında yüzde 19.35 artarken, 12 aylık artış oranı ise yüzde 82.81 olarak gerçekleşti.
Enflasyon rakamları konusunda Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) alternatif çalışmalar yapan Enflasyon Araştırma Grubu (ENaGrup), 2021 yılı ve Aralık ayının Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı.
ENaGrup’a göre, Aralık ayında TÜFE yüzde 19.35 artarken, TÜFE'deki 12 aylık artış oranı yüzde 82.81 olarak gerçekleşti. En yüksek artış yüzde 37.75 ile gıda ve alkolsüz içecekler kategorisinde olurken, ardından yüzde 26.67 ise “Ulaşım” geldi.
FED faiz arttırma karşı bütün ülkelerin peşi sıra faiz artışı yaptığı belirtilen EnaGrup, Aralık/2021 dönemi ekonomi analiz raporunda Türkiye’nin Merkez Bankası’nın (MB) faiz indirimi kararıyla tüm dünyadan ayrılan bir eksende pozisyon aldığını belirtti.
ENFLASYONUN TIRMANMANACAK
Raporda, “MB faiz indirim politikalarıyla ekonomideki dalgalanmaları son dönemde önemle izledik. Ekonomilerde imkânsız üçlüyü yani enflasyon, kur ve faizi aynı anda hedeflemenin aynı anda olumsuz sonuçlar doğurduğunu yaşanan kur şoku ve yükselen enflasyon ve piyasa faiz oranı ile birlikte gözlemledik. Bunun sonucu olarak, biraz da dolarizasyonu gevşetmek ve ekonomiye can suyu yaratmak amacıyla yeni bir finansal ürün yaratıldı: Kur Korumalı Vadeli Mevduat (KKVM). Önümüzdeki süreçte bu dolara endeksli vadeli mevduat sisteminin yaratacağı ek baskıların enflasyonun tırmanmasında daha da etkili olacağını tahmin ediyoruz. Uzun bir süreden bu yana kalıcı ve yapışkan enflasyon oranlarının tecrübe edilmesi sonucu reel alım gücündeki azalmanın bu baskıyla daha artacağını tahmin etmek zor değildir” ifadeleri yer aldı.
‘YATIRIMLARI OLUMSUZ ETKİLYECEK’
Raporun devamında şunlar yer aldı: Ekonomideki güvenin güçlü bir göstergesi olan düşük ve kararlı bir enflasyon oranı ve döviz kuru varlığının daha çok uzun bir zamanda gerçekleşme olasılığının azalması sonucunda yabancı doğrudan yatırımları da olumsuz etkileyecektir. Çok hızlı bir şekilde kontrolden çıkabilen fiyatların tekrar kararlı bir yapıya gelmesinin uzun zamanlar alacağı gerçeği ile ekonomi politikalarının kısa dönemli kazanımlar üzerine değil de, refah seviyesini artırıcı orta ve uzun vadeli döneme yayılması gereğini vurgularız.”