İSTANBUL - İçişleri Bakanlığı’nın İBB’ye dönük başlatılan teftişi protesto eden TÜM BEL-SEN ve Genel-İş üyeleri, haksız ve hukuksuz girişimlere karşı ortak tavır alma çağrısında bulundu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Tüm Belediye ve Yerel yönetim hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) İstanbul 4 ve 5 Nolu şubeleri ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel-İş üyeleri, İçişleri Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkında teftiş başlatmasına ilişkin ortak tepki gösterdi. “Halkın iradesini yok satamaz 86 bin İBB emekçisini lekeleyemezsiniz” pankartının açıldığı açıklamada sık sık, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “AKP'nin memuru olmayacağız” sloganları atıldı.
DİSK İstanbul temsilcisi Nevzat Karataş, “Ekrem İmamoğlu İstanbul halkı için çalışırken, Soylu ise bir İçişleri Bakanı değil de, bir siyasi parti temsilcisi gibi biz diyor. Belediyede çalışan 86 bin kişi için yaşasın işçilerin birliği diyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği diyoruz. Ülkenin iç işleri yanıyor. Ülkeden yaşayan insanların keseleri boşalmış durumdu. Ülkenin rahat nefes alabilmesi için erken seçim diyoruz” diye belirtti.
KARALAMA OPERASYONU
TÜM BEL-SEN Merkez Kadın Sekreteri Nazife Bayrak Tosun ise, ekonomik krizin boyutunun her gün arttığına dikkati çekti. Tosun, her gün gelen zamlarla emekçilerin daha da yoksullaştığını söyleyerek, iktidarın kendisinin yarattığı krizin görülmemesi için İBB ve çalışanlarına karşı karalama operasyonu başlattığının altını çizdi.
‘KABUL ETMİYORUZ’
Soruşturma ile algı oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Tosun, açıklamaların hem İBB’yi hem de çalışanları zan altında bırakmaktan başka bir şey olmadığını dile getirdi. Kamu kurumlarından işe alım öncesinde adli sicil kaydının alındığını hatırlatan Tosun, siyasi iktidarın seçimlerle yapamadığı asılsız ithamlar yaparak, halkın iradesinin gasp edilmeye çalışıldığını belirtti. Tosun, “TÜM BEL-SEN olarak 86 bin kamu emekçisine dönük bu mesnetsiz, dayanaksız, hukuk dışı dedikoduya dayalı devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan iddiaları kabul etmiyoruz. İstanbul Büyük Şehir belediyesi emekçilerinin terörize edilmesini, hedef haline getirilmesi kabul etmiyoruz” dedi.
KAYYUMLAR ATANDI
“AKP-MHP siyasal iktidarı bugün olduğu gibi geçmişte de kendine muhalif olan, kendi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan ederek düşmanlaştırmıştır” diyen Tosun, sözlerine şu şekilde devam etti: “Daha dün, Diyarbakır, Mardin, Van, Batman gibi onlarca belediyede; belediye başkanları, meclis üyeleri terörist ilan edilerek yerlerine kayyum atanmış, Boğaziçi üniversitesinde kayyum rektöre itiraz eden, yurdun dört bir yanında barınamıyoruz diyen üniversite öğrencilerinin, ekmek paraları için geceleri kağıt toplayan atık kağıt işçilerinin ve daha nicelerinin, hiçbir hukuki dayanak olmadan ‘terörist’ ilan edip cezaevine atılması gibi bugün de İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki 557 emekçi yarın başka bir AKP'li olmayan belediyede çalışan yüzlerce emekçi hiçbir hukuki dayanak olmadan gözaltına alınabilir veya tutuklanabilir.”
SESİMİZİ GÜR ÇIKARMALIYIZ
Sendika olarak belediye emekçilerine ve belediyelere yapılan her türlü haksızlığın karşısında durduklarını ve durmaya devam edeceklerini ifade eden Tosun, “Kaygımız tüm bu haksız hukuksuz yönelimlerin temel amacının; emek, demokrasi, barış ve özgürlüklerden yana tüm toplumsal kesimlerin sesini susturmayı amaçlayan yeni organize şiddet yönelimin başlangıç adımları olmasıdır. Siyasal iktidarı bir kez daha uyarıyoruz, demokratik ve halkçı belediyelere ve Belediyede çalışan emekçilere yönelik ötekileştirici, suçlayıcı söylem ve uygulamalara derhal son verilmelidir. Emekten, insan haklarından, adaletten yana olan tüm demokratik kamuoyunu bu haksız ve hukuksuz girişimlere karşı ortak tavır almaya, alanlara çıkmaya ve sesimizi hep birlikte daha güçlü daha gür çıkarmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.