TÜM BEL-SEN üyeleri kayyımların hedefinde

img

DİYARBAKIR - TÜM BEL-SEN Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Mehmet Candar, ihraç ve baskılar nedeniyle üye sayılarının bin 480'den 456'ya düştüğünü aktararak, bunun temel nedeni olan kayyımlara karşı mücadele edeceklerini söyledi. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki belediyelere 2016 yılında atanan kayyımlar, ilk iş olarak yüzlerce kişinin işine son verdi. 2019 yılında Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimine geçen belediyelere atanan kayyımlar da işçi kıyımını sürdürdü. İşçi kıyımının en çok yaşandığı kentlerden birisi Diyarbakır oldu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerine atanan kayyımlar, en çok Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) üyesi işçileri hedef aldı. 
 
6 yıllık süreçte TÜM BEL-SEN'e üye 440 kişi, belediyeden ihraç edildi. Yüzlerce sendika üyesi, kayyım yönetiminin baskı ve mobbing uygulamaları sonucu ya sendika üyeliğinden istifa etti ya da hükümete yakınlığıyla bilinen Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası'na (BEM BİR-SEN) üye yapıldı. Üye sayısı bin 480'den 456'ya düşen TÜM BEL-SEN, bu nedenle birçok belediyede yetkili sendika olmaktan çıktı. TÜM BEL-SEN üyeleri üzerindeki kayyım baskısı halen devam ediyor.  
   
TÜM BEL-SEN Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Mehmet Candar, kayyım sürecinde ve sonrasında yaşananlara dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
KAYYIMLAR ÖNCESİ HAZIRLIK 
 
Sendikalarının belediye emekçilerine özlük, sosyal ve mali anlamda destek sağlayan birçok sözleşme imzaladığını anımsatan Candar, kayyımlar öncesi kentteki tüm belediyelerde yetkili sendika olduklarını ve üyelerin kendi istekleriyle kendilerine üye olduklarını aktardı. Kayyımlarla halk iradesinin gasp edildiğini söyleyen Candar, "Kayyım gelmeden önce belediyede ilkin kayyıma karşı duracak, direnecek, onun seçilmiş değil atanmış olduğunu gösterecek üyelerimizi ihraç ettiler. Çünkü seçilen eşbaşkanlarımız halkın iradeleriydi. Kayyımlar hazırlık yapmıştı. Bunun için emek demokrasi, adalet ve barış mücadelesi veren bütün arkadaşlarımızı ihraç ettiler" dedi. 
 
Kayyımlar öncesi üye sayılarının bin 480 olduğunu, sonrasında 500'ün altına kadar düştüğünü aktaran Candar, ihraç edilen üyelerinin birçoğu hakkında tek bir soruşturma dahi olmadığını ifade etti. Candar, "Kopyala-yapıştır tarzıyla ihraç edilen bir sürü arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızdan birçoğu daha sonra mahkeme kararıyla beraat etmişti" diye kaydetti. 
 
İHRAÇLA TEHDİT EDİLDİLER 
 
Birçok üyelerinin tehditlerle BEM BİR-SEN'e üye yapıldığını ifade eden Candar, "2017 yılında KHK'lerle birlikte her gün emekçiler ihraç ediliyordu.  Kalan üyelere de 'Siz bu sendikaya üye olmazsanız yarın sizin de isimleriniz KHK'yle ihraç edilenler arasında yer alacak' şeklinde tehditler oldu. 'Bunu kim söylüyor?' diye sorunca da 'Genel sekreter söyledi' diyorlardı. Ellerinde isim listesi vardı. 'Üye olmazsan ismine çarpı koyarım', 'Önce açığa alınırsın bir sonraki KHK'de de ihraç edilirsin' diye tehdit etmeye devam ettiler. Bizden istifa edip BEM BİR-SEN'e geçip ihraç edilenler de oldu. Ama kimse onları sahiplenmedi" diye konuştu. 
 
İHRAÇ EDİLENLERİN YAŞADIKLARI
 
Üyelerinin iktidar tarafından açlığa mahkum edilmek istendiğine dikkati çeken Candar, ekonomik krizle ihraç üyelerinin yaşadığı sorunların arttığını söyledi. Candar, "Yani şu anda çok dramatik bir süreç yaşanıyor ve ihraç edilen arkadaşlarımız gerçekten çok zor durumda. KESK olarak ihraç edilen arkadaşlarımızla bir dayanışma içerisinde oluyoruz ama bu yeterli değil. Ekonomik krizin durumunu biliyorsunuz. Dayanışma ücretiyle bazı arkadaşlarımızın geçimini sağlayamıyoruz. Bugün intiharın eşiğine gelmiş arkadaşlarımız var. Aileler çok zor durumda, kemoterapi gören arkadaşlarımız var, böbrek yetmezliğinden diyalize giren arkadaşlarımız var" şeklinde konuştu. 
 
HUKUKİ YOLLAR SONUÇ VERMEDİ
 
İhraç edilen üyeleri için başlatılan hukuki yollardan sonuç alamadıklarını belirten Candar, "KHK'yle ihraç edilen 6 arkadaştan 2'si ret kararı aldı. İstinafta tekrar kayyım politikasının devamı olan retlerde devam ediyor. 10 arkadaşımız tekrar ret aldı, bu arkadaşlarımız hakkında ne bir tutuklama ne bir soruşturma ne de gözaltı vardı" dedi. 
 
MOBBİNG SÜRÜYOR
 
Mobbing ve tehditlerin halen sürdüğünü aktaran Candar, şunları söyledi: "BEM BİR-SEN'den ayrılıp tekrardan bize gelen arkadaşların üyelik dosyası belediyeye gidiyordu ve arkadaşlarımız işyerinde mobbingle karşı karşıya bırakılıyordu. 375 No'lu KHK'nin 35. maddesinde yer alan sendikal yetkiler kurumlara verildi. Bu madde üyeler üzerinde ciddi bir mobbinge yol açıyor. Kurum kayyımdır, yöneten kayyımdır. Arkadaşları açığa alıyor, açığa aldıktan sonra valilikte kurulan komisyona gönderiyor. Komisyona gönderdikten sonra İçişleri Bakanlığı'na gönderiyor. Bakanlık üzerinden ihraç ediliyorlar." 
 
'MÜCADELE EDENLER KAZANIR'
 
Kendisinin de ihraç edildiğini aktaran Candar, "Hakkımızda tek bir soruşturma yok. Tamamen keyfi bir uygulamaydı. Muhalif ve kayyımlara karşı olduğumuz için yapıldı bunlar. Ancak kayyımlara ve irade gaspına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu şehrin seçilmiş eşbaşkanları görevlerine dönene kadar asla durmayacağız. Herkesin gördüğü üzere AKP'de bir çözülme var ve bir seçim olursa muhtemelen kaybedecekler. AKP'nin kaybetmesiyle birlikte kayyımlar da gidecek. Ama biz mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Evet, kaygılarımız var. Bu gayet doğaldır. Ama mücadele etmeden de kazanımların olmayacağını hepimiz iyi biliyoruz. Çünkü kazananlar hep mücadele edenlerdir" şeklinde konuştu. 
 
MA / Ergin Çağlar