İSTANBUL - İşçi ve emekçilerin ekonomik kriz gündemiyle 1 Mayıs’ı karşıladığına dikkati çeken BMG temsilcisi Mürüvet Küçük, toplumda siyasal ve ekonomik krizlere karşı dinamik bir hava olduğunu söyledi.
Kitlesel ve coşkulu geçen 8 Mart ile Newroz’dan sonra işçiler, emekçiler, kadınlar, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ne hazırlanıyor. İstanbul’da Maltepe Meydanı’nda kutlanacak 1 Mayıs için hazırlık çalışmalarına başlandı. Hazırlıklarını sürdüren Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) temsilcisi Mürüvet Küçük, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
KRİZ YIKIMI BÜYÜTÜYOR
Ülkede uzun süredir ekonomik ve siyasi krizin yaşandığına vurgu yapan Küçük, gelinen noktanın ise “beslenme, barınma, ısınma” gibi temel ihtiyaçlara bile ulaşılamayan bir sürecin yaşandığına belirtti. Krizin derinleşmesiyle birlikte yılbaşında “sefalet” ücretlerine karşı başlayarak bir dalga niteliği kazanan yaygın işçi eylemlerinin yaşandığını ifade eden Küçük, “Bunlar Türkiye işçi sınıfı adına olağan üstü gelişmelerdi aslında. Çünkü bölünmüş, parçalanmış uzun yıllar ideolojik hegemonya altında tutulan bir işçi sınıfı var karşımızda. Belirli dönemler lokal-anlamlı eylemler dışında bu çapta yaygın ve çeşitlilik gösteren eylemlere tanık olmamıştık. Çeşitli iyileştirmeler yapılmış gibi göründü ama gelinen noktada onlar hızla eridi. Ücret eylemlerinde verilen sözlerin birçoğu tutulmadı. Kriz ise yıkımı her geçen gün daha fazla büyütüyor” diye belirtti.
8 MART VE NEWROZ DİNAMİĞİ
Küçük, 1 Mayıs sürecine krizin bütün ağırlığını hissettirdiği koşullarda girildiğini dile getirerek, “Aynı zamanda bir sınıf olmaktan uzaklaştırılan işçi sınıfı cephesinde yeniden sınıflaşma sürecine girmeye yönelik adımların atıldığı bir eşikte giriyoruz. Toplumun diğer kesimlerinde de dinamik bir hava var. 8 Mart’ta kadınlarda, Newroz’da Kürt halkının öfkesinde gördük bunu” dedi.
MÜCADELE BİLİNCİ ALANLARA YANSIYACAK
“Krizin derinleşmesi nesnel olarak böyle bir patlamayı zaten neredeyse zorunlu hale getiriyor” diyen Küçük, şöyle devam etti: “Temmuz, Haziran gibi bir patlama yeniden işçi sınıfı cephesinden beklemek, söylemek kehanet olmaz. 1 Mayıs, işçi sınıfının bir yıllık mücadele birikimlerini kutladığı bir gündür. Bunu kutlamanın bu yıl özgülündeki anlamı da hem işçi sınıfının bu eylem dalgası içerisinde edindiği bilincini alanlara yansıtması, hem de bu birikimi daha ileriye taşımasında somutlaşmaktadır. Çünkü bu dönemin ruhunda militanlık ve sistemin keskinleştirdiği çelişkiler oranında daha netleşen bir duruş var.”
ÖNCÜ GÜÇLERİN TUTUMU
1 Mayıs’ın öncü güçlerin alacağı tutuma göre şekillendiğinin altını çizen Küçük, şunları söyledi: “Çünkü işçi sınıfının gövdesi şu anda kendi sözünü kolektif olarak söyleyebilecek bir örgütlülüğe sahip değil. Onun öncüsü olduğunu iddia eden sendikalar, meslek örgütleri, devrimci yapılanmaların alacağı tutum belirleyici oluyor. Kitlesellik ama aynı zamanda militan, sokak hakimiyetini ele geçirebilecek bir duruş gerekiyor. İki sınıfın karşı karşıya geldiği irade çatışması olarak tanımlayabileceğimiz bir gün olan 1 Mayıs’a netlikle çıkılmalı.”
‘TAKSİM VE MALTEPE’DE OLACAĞIZ’
BMG olarak hem Taksim hem de Maltepe’de olacaklarının altını çizen Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: “Genel kitle Taksim deseydi, bu atmosferde işçi sınıfının gövdesi ya da toplumsal kesimlerin gövdesi olmasa bile öncüleşen, bundan sonraki zorlu kavgalarda sınıfın gövdesine yön gösterecek kesimlerinin Taksim’de toplanabileceğini düşünüyoruz. Ama bu denilmedi. Daha önce de aynı gerekçelerle sistemin gösterdiği alanlarda 1 Mayıs yapıldı. Ama onlar moral bozucu sonuçlarla neticelendi. Ne istenen kitle toplandı ne o alanlarda beklenen ruh yakalanabildi. Pandemi döneminde solun çeşitli bölükleri Taksim’i çeşitli yerlerden zorladılar, pandemi yasağını da tanımayarak yaptılar bunu. Önemli bir kitle toplandı o gün, akşama kadar sürdü. Bu güçlü bir moral olarak hepimize döndü.”
1 MAYIS HAZIRLIĞI
BMG’nin genç bir bileşim olduğunu sözlerine ekleyen Küçük, “1 yıldır kendi varlığını hissettirmeye çalıştı. Bunu daha çok yaygın ajitasyon propaganda çalışmalarıyla yaptı. Belli adımlar attı. Birikimlerimizden çıkan değerlendirmelerde bu 1 Mayıs’ta yine ajitasyon, propaganda çalışmaları yapılacak ama asıl olarak yüz yüze temas, çeşitli toplantılar şeklinde örgütlenecek. Her bir öznenin kendi gücünü örgütleyerek alanlara taşıması, bunun esas alınması gerektiğini konuştuk” diye konuştu.
ALANLARA ÇAĞRI
1 Mayıs’a işçi sınıfının gerçek anlamını bilerek, kendi talepleri, öfkesiyle gelmesi gerektiğini ve bunun çağrısını yaptıklarını dile getiren Küçük, sözlerini şöyle tamamladı: “1 Mayıs’ın işçi sınıfının önümüzdeki zorlu kavgalara kendisini bir bütünün parçası gibi hissettiği bir mücadele günü olmasını diliyoruz. Bunun olması için hepimizin sahiplenmesi, 1 Mayıs alanlarına gelmesi, anlamına uygun bir ruhla alanları doldurması gerekiyor.”
MA / Kadir Güney