DİYARBAKIR - 1 Mayıs’a hazırlanan sendikalı kadınlar, “Alanları da sokakları da hiçbir şekilde boş bırakmayacağız. Savaşa karşı barışı haykıracağız” diyerek, 1 Mayıs’a katılım çağrısında bulundu.
Türkiye’de emekçiler, bu yıl ekonomik krizin derinleştiği ve yoksulluğun arttığı bir ortamda 1 Mayıs’ı karşılıyor. Her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da emeği sömürülen kadınlar, bu yıl toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı durarak, 1 Mayıs alanlarını dolduracak. Diyarbakır’da da “Birlikte Değiştireceğiz” şiarıyla 1 Mayıs İşçi Bayramı, Pazar günü saat 10.00’da İstasyon Meydanı’nda kutlanacak. Sendikalı kadınlar, tüm kadınları 1 Mayıs alanlarında örgütlenmeye çağırdı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin ve Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş Diyarbakır 2 No’lu Şubesi Eşbaşkanı Hanife Kardaş değerlendirmelerde bulundu.
SAĞLIKTA ÇÖKÜŞ
Sağlık çalışanlarının sağlıkta dönüşüm sistemiyle yani 2000’li yılların başından bu yana bir sürü sorunla karşı karşıya kaldığını kaydeden Orak, “Sağlıkta dönüşüm sistemi vatandaşın da çalışanında aleyhine olan bir programdı. Bunu sürekli de dile getiriyorduk ve karşı çıkıyorduk. Şimdi de onların yansımalarını görüyoruz. Pandemi sürecinden sonra aslında sağlık sisteminin ne kadar kötü bir sistem olduğunu, sağlıkta dönüşüm adı altında ‘çöküşün sistemi’ gibi bir sistem oturttuklarını ve sağlık sistemini pandeminin karşısında ne kadar çaresiz bir duruma geldiğini gördük. Pandemiyle beraber var olan sorunlar gün yüzüne çıktı” dedi.
HASTANELERDE KADIN-ERKEK AYRIMI
Kadın sağlık çalışanlarının sağlık alanında ekstra bir yükünün olduğunu kaydeden Orak, kadınların yaşadığı eşitsizliklerin her geçen gün arttığını kaydetti. Orak, sağlık alanında kadınların yaşadığı sorunları şöyle sıraladı: “Çocuklara kadınlar bakmak zorundaymış gibi bir algı var. Pandemi sürecinde çocuklarımızla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşadık. Çocuklarımıza bakacak kimseyi bulamadık. Hele ki ebeveynlerin ikisi de sağlıkçıysa çok büyük sıkıntılar oluştu. Bunun dışında hastanelerde kadın ve erkek sağlık çalışanları arasındaki ayrım da gün geçtikçe artıyor. Toplum gittikçe muhafazakarlaşıyor. Muhafazakarlaşan toplumda da toplumsal cinsiyet kavramları ön plana çıkıyor. Çalıştığımız birimlerde de kadın ayrı erkek ayrı oturma odaları ve yemekhaneler oluşmaya başladı. Bu da ilişkileri çok olumsuz yönde etkiliyor. Yöneticilikte daha çok erkeklere yer veriliyor. Kadınlar daha alt basamaklarda çalıştırılıyor.”
SENDİKALI KADINLAR BASKI ALTINDA
Ülkenin her anlamıyla çöküşün içinde olduğunu söyleyen Orak, hak hukuk mücadelesinin de çok kötü durumda olduğunu belirtti. Sendikal mücadele yürüten kadınlara yönelik baskılara dikkati çeken Orak, “Sendikal mücadele yürüten kadınlar sürekli gözaltılarla karşı karşıya kalıyor. Kadınları eve mahkum etmek isteyen bir sistem var. Bu sisteme karşı mücadele edeceğiz. Alanları da sokakları da hiçbir şekilde boş bırakmayacağız. Eşitsizliklere karşı herkesi SES’te örgütlenmeye ve aktif çalışmaya çağırıyoruz” diye belirtti.
KADINLAR 1 MAYIS ALANLARINA
Bütün kadınları 1 Mayıs alanlarında örgütlenmeye çağıran Orak, “Bu sorunlarla mücadele edebilmemizin tek nedeni bir arada olmaktır. Bunun da alanı 1 Mayıs alanlarıdır. Bu mitinge öncelikle kadın emekçiler olmak üzere bütün emekçileri davet ediyoruz. Savaşa karşı barışı haykıracağız. Savaşın ve şiddetin her türlüsünün toplumdaki dezavantajlı gruplara daha fazla zararlarının dokunduğunu biliyoruz. Hak hukuk mücadelesinde ihraç olan arkadaşlarımızın görevlerine geri dönmesini istiyoruz. Bugün onları ihraç olmaya mahkum edenleri biz mahkum etmek istiyoruz. Asgari ücretler eridi, verilen zamların hiçbir önemi yok. Gelir gider arasında çok büyük bir fark var. Hiçbirimizin geliri giderleri karşılayamayacak durumda o yüzden herkesi alanlara çağırıyoruz” dedi.
‘KADINLARIN İŞ YÜKÜ ARTTI’
DİSK Genel İş Diyarbakır 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Hanife Kardaş ise, kadınların iş yerlerinde çektiği zorluklara dikkati çekerek, özellikle bölgede belediyelere atanan kayyımlarla birlikte kadınların iş yüklerinin daha da arttığını kaydetti. Kardaş, “Kayyımlar geldikten sonra iş yerlerinde erkek ve kadın işi ayrımına kadar gitti. Kadınlar en zor yerlere verilmeye başlandı. Kadınları sürekli park bahçe, temizlik, çayhane işlerinde görev verirken erkekleri de sürekli masa başı işine veriyorlar. Eşitlik yok, her zaman olduğu gibi kadınlar arka plana atılıyor. Kadın emekçileri ele alırken geniş kapsamlı ele almamız gerekiyor; kadınlar sadece iş yerlerinde çalışmıyor, gece gündüz evlerde çalışan, yemek yapan, ütü yapan, çocuk bakan kadınlar var. Onların da hiçbir şekilde emekleri görülmüyor. Yine tarlalarda çalışan kadınlar var. O kadınların da emekleri görülmüyor. Bu yüzden ekonomik krizden en çok etkilenen kadınlar oluyor. Bu ekonomik krizin yansıması da kadınlara şiddet olarak dönüyor” diye belirtti.
TÜM KADINLARA ÇAĞRI
Ülkedeki ekonomik krize ve savaşa dikkati çeken Kardaş,“Ekonomik kriz hatsafada ve savaşlar da aynı şekilde sürüyor. Mevcut olan iktidar kendini kurtarmak için her seferinde bir yerlerde savaş çıkarıyor ve bütün ekonomiyi savaşa yatırıyor. Biz kadınlar 1 Mayıs’a ekonominin savaşa değil çalışana yatırılması şiarıyla gideceğiz. Şiarımız da ‘Hep birlikte değiştireceğiz.’ Kadınlar olarak da hep birlikte değiştireceğiz. Kadınlar olarak eşit iş, eşit aş diye haykıracağız. Çünkü biz kadınız, varız, var olacağız, her yerde olup mücadelemize her yerden devam edeceğiz. Tüm kadınları da ‘hep birlikte değiştireceğiz’ şiarıyla alanlara çağırıyoruz. Bütün kadınlar birlikte haykırarak hak ve hukukumuzu savaşa değil bizlere verilmesini isteyeceğiz” dedi.
SENDİKAL MÜCADELE
Diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da kadın çalışanlarının sorunlar yaşadığını belirten Eğitim Sen 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, “Eğitim iş kolunda da idareciler ve yöneticilerin yüzde 95’i erkeklerden oluşmakta ve eril zihniyetin hakim olduğu çalışma alanlarında kadınlar mobinge, ayrımcılığa uğramakta duygusal şiddetle karşı karşıya kalmaktadır. Bunun yanı sıra iş kolumuzda şuanda asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalan çok sayıda kadın arkadaşımız bulunmakta, binlerce sözleşmeli arkadaşımızın yanı sıra ataması yapılmayan binlerce eğitim fakültesi mezunu kadın arkadaş bulunmaktadır. Şu anda özel sektörde esnek ve güvencesiz bir şekilde çalışmak zorunda kalan, emeği sömürülen binlerce kadın arkadaşımız bulunmaktadır. KHK ile 35’inci maddeyle yüksek disiplin kurulu ile ihraç edilen, sendikal alanda mücadele verdiği için sürgün edilen ya da tutuklanan kadın arkadaşlarımız bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
‘KADIN MÜCADELESİNİ BÜYÜTECEĞİZ’
Ülkede siyasi, ekonomik, sosyal alanda gün geçtikçe derinleşene çoklu bir kriz yaşandığına dikkati çeken Akşahin, “Kadınlar ülkede yaşanan çoklu krizlerin etkilerini en derinden yaşayan kesimdir. Ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz. Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lilerin işine geri döndüğü bir demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. Yokluğa, yoksulluğa, sömürüye karşı güvencesizliğe ve savaş politikalarına karşı taleplerimize sahip çıkacak, 1 Mayıs’ta alanlarda kadın mücadelesini büyüteceğiz” diye belirtti.
‘BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ’
Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulmasını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasını talep eden Akşahin, “İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptal edilip 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalanmasını istiyoruz. Maaşlarımızın-ücretlerimizin insanca yaşamaya yetecek bir seviye yükseltilmesini, herkese güvenceli istihdam sağlanmasını, tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmesini istiyoruz. Tüm savaş politikalarına karşı barışı, halkların kardeşliğini savunmak için, 1 Mayıs’ta Alanlarda olacağız. Tüm kadınlara ‘Birlikte Değiştireceğiz’, ‘Birlikte 1 Mayıs’a’ şiarıyla mitinge davet ediyoruz” dedi.
MA / Eylem Akdağ