URFA - Bir süredir hekim istifalarının yaşandığı Harran Üniversitesi Hastanesi’nde 9 bölüm kapandı. Uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Urfa Tabip Odası Başkanı Bulut Ezer, “Birçok üniversite hastanesi artık ameliyat yapamaz hale geldi” dedi.
Sağlık sektöründe yaşanan kriz her geçen gün derinleşirken, sağlık emekçilerinin sorunları da artıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) 2 bin 63 sağlık emekçisi ile çevrimiçi yaptığı anket verilerine göre, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yüzde 86.86’sı imkanı olsa başka bir meslek yapmak istiyor. Emekçilerin yüzde 33,49’u yurtdışına gitme konusunda kararsızken, yüzde 70,7’si yurtdışına gitmeyi düşünüyor. Emekçilerin yüzde 99,56’sı ülkenin bugünkü ekonomik durumundan memnun değil. Emekçilerin yüzde 89,24’ü kredi veya kredi kartı borçları ile hayatını idame ediyor.
HARRAN ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevli Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve alanda görevli tek hekim Prof. Dr. Mehmet Emin Güldür’ün, geçtiğimiz günlerde istifa etmesi üzerine bölüm kapandı. Üniversite hastanesinde çalışan birçok hekim istifa sonrası özel hastanelerde çalışmaya başlarken, son bir buçuk yılda istifalar sonrası hastanede dokuz bölüm kapandı.
Urfa Tabip Odası Başkanı Bulut Ezer, kent yerelinde yaşadıkları sıkıntıları ve Harran Üniversitesi Hastanesi’ndeki istifalara dair konuştu.
HASTANENİN 9 BÖLÜMÜ KAPATILDI
Yaşananları çok önceden dile getirmelerine rağmen gündeme yeni geldiğini belirten Ezer, istifalar nedeniyle şuan hastanenin 9 bölümünün öğretim üyelerinin olmaması nedeniyle hizmet vermediğini vurguladı. Patoloji, Nefroloji, Hematoloji, Romatoloji, Çocuk Hematoloji, Plastik Cerrahi, Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi ve Göğüs Cerrahisi ile Genel Cerrahi bölümünün organ nakli ünitesinin kapandığını belirten Ezer, üniversitelerin sadece sağlık hizmetlerinin verildiği yerler olmadığını, aynı zamanda geleceğin sağlıkçılarını yetiştiren eğitim kurumları olduğuna dikkat çekti.
ÜNİVERSİTELER 3’ÜNCÜ BASAMAK
Üniversitelerin tıp fakültesi öğrencileri ve asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi aldığı alanlar olduğunu söyleyen Ezer, "Yaşanan eksiklikler bu eğitim alanının da eksik kalmasına sebep oluyor. Bu da altı doldurulamayacak bir durum. Bir tıp öğrencisini patoloji bölümü olmadan mezun etmeniz çok da akla uygun değil. Üniversiteler, 3’üncü basamak hastaneleridir. 3’üncü basamak hastanelerinde komplike vakada bir patoloji bölümünün olmaması durumunda, cerrahi bir vakanın seyrinin nasıl gitmesi gerektiğine dair yorum yapamayacak bir duruma gelirsiniz. Çünkü patoloji bölümünde o parçanın değerlendirmesini yaparken eksikliğe düşersiniz. Komplike vakalarda bütün bölümlerin beraber koordineli çalışması gerekir. Bir bölümün eksikliğinde bile hastalığın yönetimi konusunda ciddi sıkıntılar yaşanır” dedi.
ORGAN NAKLİ DE KAPANDI
Yakın zamana kadar üniversite hastanesinde organ naklinin aktif çalıştığını ve bölgenin bu yönden taleplerini karşıladığını belirten Ezer, “Urfa’da o öğretim üyesinin ayrılması ile organ nakli ünitesi de kapanmış oldu. Karaciğer nakli de yapılamıyor. Urfa’da bulunan hastalar maalesef farklı şehirlere gitmek zorunda kalacaklar” diye belirtti.
AYRILMA NEDENLERİ
İstifaların sebepleri arasında yönetimin talepleri karşılamaması olduğunu belirten Ezer, sağlanan hizmetlerin özlük hakları yönünden yetersiz olması, liyakatsiz atamalar ve yönetimsel sıkıntılar gibi sebeplerin de meslektaşlarının bulundukları kurumlardan istifa etmesine sebep olduğunu dile getirdi. Harran Üniversitesi örneğinde yaşanan sıkıntının Türkiye'nin sağlık sisteminde yaşandığına dikkat çeken Ezer, şunları dile getirdi: “Sağlıkta dönüşümde maalesef sağlığın niteliğinden öte, niceliğine baktılar. Hastaya daha iyi bir hizmet vermek yerine daha çok hasta bakma üzerine kurgulanmış bir sistem oldu. Hastaları, telefon başında randevu bulamayarak bekletmek zorunda bıraktı. Birçok devlet kurumu ve kamu kurumu hastanelerinde de durum aşağı yukarı böyle. Mecburi hizmetini bitiren meslektaşlarımız özele kayıyor. Kamu kurumlarında yer bulamayan hastalar da özel kurumların insafına kaldı. Sağlığı kışkırtan ve niteliksizleştiren bu sisteme karşı sürekli olarak uyarılarda bulunduk. Kışkırtılmış sağlık sistemi daha çok hasta ve hastalık yaratan bir sistem üzerine kurgulanmış bir sistemdir. Bu sayede sermayenin talep ettiği özel hastanelerin isteklerinin karşılandığı bir sistem oluyor. Birçok üniversite hastanesi artık ameliyat yapamaz hale geldi.”
MİTİNGE KATILIM ÇAĞRISI
Ezer, sağlık emekçileri ve sağlıkta halkın yaşadığı sorunları 29 Mayıs’taki "Beyaz miting”te tekrar dillendireceklerini ifade etti.
MA / Ceylan Şahinli