Hevsel’deki çiftçiler: İktidar savaşı bırakıp, sorunlara çözüm bulsun

img
DİYARBAKIR - Hevsel Bahçeleri’nde tarım yapan çiftçiler, tohum, yakıt ve gübreyi borçla aldıklarını belirterek, hükümete “Savaşı, silahı bir kenara bırakıp, sorunlara çözüm getir” çağrısında bulundu. 
 
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve aralıksız 8 bin yıldır yapılan tarımla adı dünyada bilinen Hevsel Bahçeleri de ekonomik krizden etkilendi. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Hevsel Bahçeleri’nde çiftçilik yapanlar, girdi maliyetlerin yükselmesiyle birlikte üretimin etkilendiğini söyledi. Gübre ve mazota yüzde 100’ü aşan zamların altında ezildiklerini ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirten çiftçiler, destek sunulmaması halinde gıda krizi başta olmak üzere birçok krizin daha da ağırlaşacağını dile getirdi. 
 
‘DEVLETİN BİR DESTEĞİNİ GÖRMEDİM’
 
Aslen Elazığ Palu’lu olan ancak 50 yıldan bu yanadır Hevsel Bahçeleri’nde tarımla uğraşan Aziz Sezgin, son yıllarda olduğu kadar hiçbir dönem zorlanmadığını ifade etti. Girdi maliyetlerinin yükseldiğine dikkati çeken Sezgin, “Gübre eskiden 65 TL iken şimdi 700-800 satış fiyatıyla piyasada. Bunun kazancı nedir? Devlet sürekli çiftçilere destek veriyoruz diyor. Ben yıllardır bu işi, yapıyorum daha devletin bir desteğini ne görmemişim ne de almışım. Tayyip Erdoğan ‘biz halkın hizmetçiyiz’ diyor.  Bunu söylüyor ama ne bir katkısı ne de adaletli bir düzeni var. ‘Her şeyden haberdarız’ diye ortalıkta reklamlarını yapıyorlar. Hâlbuki hiçbir şeyden haberi yok. Milleti dinlemeleri lazım, ülkeye bir düzen oturtmaları lazım bu kriz durumunu bitirmeleri lazım” dedi. 
 
‘ÇİFTÇİNİN EMEĞİ SÖMÜRÜLÜYOR’
 
Çiftçilerin Türkiye koşulları altında bu işi daha fazla yapmaya gücünün yetmediğine anlatan Sezgin, 10 dönüm tarladan aldığı verimin yetersiz olduğunu kaydetti. Sezgin, devamında şunları anlattı: “İki torba gübre alıyoruz 1400-1600 TL. Ben 6 ay çalışsam bile gübreye verdiğim parayı çıkaramam. Devlet çiftçiye hiçbir destek sağlamıyor. Türkiye’de adalet yok adaletsizlik var. Sabah 6’da geliyoruz tarlalarımıza havanın sıcaklığı çok artmadan işlerimizi biraz hafifletiyoruz ve ancak akşam dönüyoruz. Ben ve eşimin gün boyu kazancı sadece 250-300 TL bu da hiçbir şeye yetmiyor.” 
 
‘ZAMLARDAN EN ÇOK ETKİLENEN ÇİFTÇİLERDİR’
 
Bir başka çiftçi Murat Bilbay da işlerin gittikçe kötüye gittiğini ve içinden çıkılamaz bir hal aldığını dile getirdi. Tarlaya verdikleri onca emek ve masrafa rağmen tarladan verim alamadıklarını vurgulayan Bilbay, ülke genelinde yapılan zamlar sonucu en çok etkilenenlerin çiftçiler olduğunu söyledi. Bilbay, “Her şeyin fiyatları yüksek, şu an tarlaya kullandığımız gübre 700-800TL, mazota harcadığımız parayı saymıyorum bile. Eskiden cebimizde bir şey kalırdı, mazot, gübre fiyatları ucuzdu fakat şimdi baktığımız da cebimiz bomboş. Her gün gelen zamlar sadece fakiri fukarayı etkiliyor” diye konuştu. 
 
‘GELİRDEN ÇOK GİDER OLUYOR’
 
Bu işi bu koşullar altında yapamadıklarının altını çizen Bilbay, ekinleri fide halinde alıyoruz ve domatesin fidesi 2-3 TL arası, marul ve diğer ekinlerinde maliyetinin oldukça yüksek olduğunu belirterek şunları söyledi: “Gelir giderler birbirlerini asla karşılamıyor. Sabahın erken saatlerinde gelip geç saatlerde çıkıyoruz. Sulama yaptığımız zamanlarda ise tam gün kalma durumumuz oluyor. Verdiğimiz emeğe baktığımızda, bu işi boşuna yaptığımızı düşünüyoruz. Çünkü emeğimizin karşılığını alamıyoruz.” 
 
‘TARIM EMEKÇİLERİ GÜVENCESİZ ÇALIŞIYOR’
 
Türkiye’de tarım emekçilerinin güvencesiz çalıştığını hatırlatan Bilbay, sistemin acilen buna bir çare getirmesi gerektiğini ifade etti. Bilbay, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’deki iktidar artık savaşı, silahı bir kenara bırakıp ülkenin gerçek sorunlarına çözüm getirmeli. Bu ülkeyi çiftçiler ayakta tutuyor ve çiftçilere destek verilmez ise ülke tamamen krize girecek. Bugüne kadar tarım alanında devletten hiçbir destek almamışım. Tohumcuya, gübreciye, mazotçuya binlerce yüzlerce borcum var. Borçla bu tarla işini yürütüyorum. Artık bizlere borç bile vermiyorlar. Gübre kullanmayınca verim alamıyoruz, verim almadığımızda da geçinemiyoruz.”