Ekonomist Altıntaş: Savunma ve dinbazlık harcamaları azaltılmalı

img
ANKARA - Ekonomideki kötü gidişatı değerlendiren ekonomist Mustafa Altıntaş, “Sadaka ekonomisinin yerini, sosyal devlet almalı, savunma ve dinbazlık harcamaları azaltılmalıdır" dedi. 
 
Ülkede derinleşen ekonomik kriz nedeniyle halk, temel gıda ürünlerine dahi erişemiyor. Esnaf ise kar bir yana cepten tüketen duruma geldi. Ankara'da kendince çözüm arayışlarına giren kimi yurttaş topladığı pet şişeleri satıp pazar masrafını çıkartırken, kimisi ay sonunu getirebilmek için bayat ekmek alıyor. 
 
Ulus ve İncesu semtinde mikrofon uzattığımız yurttaş ve esnaf yaşadıklarını anlatırken, ekonomist Mustafa Altıntaş da ekonomideki kötü gidişata dair konuştu. 
 
50 TL İLE PAZARA GİDİYOR 
 
Bina temizleyerek geçimini sağlayan Sahra Taş, “Aldığım parayla kira ve faturaları ödüyorum. Temizlik yaptığım binadan topladığım pet şişeleri satarak pazara geliyorum. Bir oğlum lise 2’ye gidiyor sadece 10 TL harçlık verebiliyorum ama bir simit olmuş 6-7 TL. Oğlum ‘Anne pazara gidip karpuz al’ diyor ama nasıl alayım pazara 50 TL’yle gidiyorum. Bununla da ancak yarım kilo ıspanak, bir kilo domates, iki kilo salatalık alabiliyorum. Markete varıyorum; peynir, zeytin pahalı. Pazara geliyorum her şey pahalı. 4 kişilik bir aileyiz günde 5 ekmek alıyorum. ‘Ucuzlayacak’ diyorlar ancak olan bize oluyor. 200 TL su, 200 TL elektrik gelmiş ne yapacağız?” diye sordu.
 
BİR TEK GARİBANA YOK
 
Pazar esnafı Cafer Doğan (40), asgari ücretin hiçbir şeyi karşılayamadığını dile getirerek, “Türkiye’de para çok, ancak hırsızlık, yolsuzluk yapanda var. Garibanda yok. Asgari ücretle çalışan bugün peyniri bulsa zeytini bulamıyor, zeytini bulsa çayı bulamıyor. Çayı bulsa çorbayı bulamıyor bu bir gerçek. Bu ülkede asgari ücretle çalışıp çocuk okutmak zor. Düzen böyle kapitalist, sömürgeci bir düzen. Bu ülkede dürüst siyasetçiler değil şovmen siyasetçiler var; ‘Ey İsrail, ey Obama, ey Kemal’ diyecek işi götürecek” ifadelerini kullandı.
 
BAYAT EKMEK ALIYOR
 
Emekli olduğu halde geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmak zorunda kaldığını ifade eden Bilal Haseki (67), daha ucuz diye iki günlük bayat ekmek aldığını söyledi. Haseki, “Biri çıkmış diyor; ‘Su üç liraysa içmeyin.’ Sen kimsin ya eleştiriyorsun, nasıl içmez suyu. ‘İçme’ ne demek? Bu ülke uçuruma gitmiş. Hacettepe’den emekli oldum, maaşım yetmiyor. Ek iş yapıyorum, köle gibi çalışıyorum. Hala adam da çıkmış bize açlıktan yoksulluktan bahsediyor. Şimdi fırına gideceğim iki gün öncesinin bayat ekmeğini alıp eve gideceğim. Çünkü bir buçuk liraya veriyor, 3 liraya ekmek alamıyorum” diyerek, var olan duruma dikkat çekti. 
 
‘TAYYİP OLDUĞU SÜRECE AÇLIK OLACAK’
 
Ev emekçisi Güler Keskin, “Tayyip olduğu sürece bu ülkede açlık olacaktır. Makarna dağıtır yine gelir. Ülkedeki gençlik bitmiştir. Ona oy veren insanların da aklını test ettirmesi lazım. Onu savunan insanların ve oy verenlerin çoğu makarna alıyor, rüşvet alıyor” tepkisinde bulundu.
 
‘HER GÜN FİYATLAR DEĞİŞİYOR’
 
İsmini vermek istemeyen emekli bir yurttaş, aynı ürünü her defasında farklı bir fiyatla aldığını belirterek, “2 gün önce aldığım çay 30 TL’ydi. Bugün ise 40 TL oldu. Fakir ne yapsın? Çantalarımız boş, evlerimize dönüyoruz. Ne maaşımız var ne de paramız. Bu insanların hali ne olacak? İnsanlar kan ağlıyor. Dul maaşı alıyorum, iki ayda bin TL veriyorlar. 200 TL elektrik parası geliyor, nereye yetecek bu para. Çocuğu olan insanlar ne yapacak?” diye belirtti.
 
‘EMEKLİ MAAŞI YETMİYOR’
 
İktidarın bir an önce gitmesi gerektiğini belirten emekli Hasan Karaca, şöyle dedi: “İnsanlar öldü, fakir fukara öldü. Bu iktidardan bir an önce kurtulmalıyız. Emekli maaşım yetmiyor, milletvekillerinin yetiyor. AKP'lilerin yetiyor. Erken seçim gelsin. Bir tane oğlum var, asgari ücretle çalıştığı için evlendiremiyorum. Bir düğün 300 bin TL’ye mal oluyor. Parayı nerden bulalım. Eve o ‘kırmızı et’ dediğimiz şey var ya götüremiyoruz. Onlara, hasret kaldık. Bir an önce seçim gelsin, başka kurtuluş yolumuz da yok.” 
 
‘KARPUZ 60-70 TL OLMUŞ’
 
Eşiyle birlikte 20 yıldır çalıştığını ifade eden Leyla Çelik (43), “Daha önce kenara birkaç bir şey atabiliyordum ama şu an bunu yapamıyorum. Domatesin, biberin kilosu 15 TL. Asgari ücret alan birinin pazardan bir şey alması mümkün değil. Dar gelirli asgari ücretle geçinenler, pazardan 2 torbayla dönüyor. Mazot 25 TL benzin 25 TL olmuş ne bekliyorsunuz. Ama bu böyle gitmez. İş yeri sahibiyim gelirimle giderim başa baş, kazancımı yiyorum. Bir karpuz aldık 60 lira. 60-70 liraya karpuz almak mümkün müdür?” diye sordu.
 
‘ALIM GÜCÜ YÜZDE 100 DÜŞTÜ’
 
Emekli Ünüvar Uyar, geçinemediğini vurgulayarak, “Beslenme kuru yiyip mideni doldurmak ise ‘doydum’ derseniz, eğer beslenme buysa sorun yok. Üzerinize nefes almayan naylon giysileri 3-5 kuruşa alıp giyerseniz giysi sorununuz da yok. Ama ne kadar sağlıklı yaşıyoruz ne kadar geçiniyorsunuz derseniz değişir? Alım gücümüz yüzde 100 düştü. Eskiden bedavaya aldığımız şeyleri şu an gram gram alıyoruz. Temel sorun ülkenin yönetilememesi. Toplumun varlıkları bir tarafa kayıyor. Bu iktidarın gitmesi gerekiyor” dedi.
 
ESNAF İÇİN EN KÖTÜ SEZON
 
Pazar esnafı, en kötü sezonu geçirdiklerini belirterek, temel gider kalemleri olan akaryakıt ve elektriğe indirim yapılmasını istedi. 
 
25 yıldır pazarda plastik ev gereçleri satan Yasin Korkut (40), “Millet para bulamıyor ki gelsin alışveriş yapsın. Satışlarımız git gide düşüyor, kar oranlarımız düştü. Mazot 25 lira olmuş. Sadece aylık mazot giderimiz 3 bin lira. Mazota bir çare bulunmadığı sürece esnaf biter” ifadelerini kullandı. 30 yıllık esnaf Hüseyin Kan (70), “Her hafta fiyatlar değişiyor o yüzden satış yok. Geçen yıla oranla karımız çok düştü. Bir haftaya aldığımız ürünü bir sonraki hafta aynı fiyata alamıyoruz. Bunun yolu hükümeti değiştirmek, ayakta kalamıyor artık gitsin.  ‘Şükür’le malı götürüyorlar. ‘Şükür etmesini bilmiyorsunuz’ diyorlar. Olduktan sonra niye şükür etmeyelim yok işte. Emekliyim şu an kirada oturuyorum. 2 bin 500 TL maaş alıyorum bin 500 TL kira veriyorum. Nasıl geçineceğim, mal alamıyoruz mal satamıyoruz piyasa bu” diye belirtti. 
 
Ağrı’dan Ankara’ya gelen ve pazarcılık yaparak geçimini sağlayan İsrafil Ertek (40), iktidarın değişmesi gerektiğini vurguladı. Sistemin değişmesi gerektiğini vurgulayan Ertek, “300 TL yevmiye alıyorum. Çocuğumu bin 400 kilometre ötede bırakmışım ama bize yetmiyor. Bazıları gözünü kapatıyor ‘ekonomi çok iyi’ diyor. Gelsin bana geçimi öğretsin. Nasıl geçiniyor bu adam? Ben pazarın içindeyim geçinemiyorum. Bu nasıl geçiniyor demek ki tepede dayısı var” dedi.
 
‘ÇÖZÜM TEK ADAM REJİMİNİN SONLANMASI’
 
Esnaf ve yurttaşın belirttiği sorunları bir de uzmanına sorduk. Ekonomist Mustafa Altıntaş, yaşanan gıda krizinin nedeninin “tedarik sistemi ile üretimdeki daralma” olduğunu belirtti. Gıda krizinin çözümünün “tek adam” yönetiminin sonlanması olduğunu söyleyen Altıntaş, “Girdilerin üretim planlanması yapılmalı. Bunların kazanç-kar üretiminden vazgeçilerek, girdi fiyatlarında kararlılık verilmelidir. Bu krizden çıkmanın bir diğer koşulu ise yağma, yalan, talandan uzak, hukuk devletinin yeniden yapılanması, sosyal devletin yeniden kurumsallaştırılarak, savurganlıktan vazgeçilmesi, tasarrufun saraydan başlatılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. 
 
‘SAVUNMA BÜTÇESİ AZALTILMALI’
 
 “Sadaka ekonomisinin yerini, sosyal devlet almalıdır” diyen Altıntaş, şöyle devam etti: “Dolaylı vergilerin toplam kamu gelirleri içindeki ağırlığı azaltılmalı. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alımından vazgeçilmelidir. Yurtta barış, bölgede barış, dünyada barış ilkesinden sapılmayarak, savunma harcamaları ve dinbazlık harcamaları azaltılmalı. Askerlik görevi, yoksulların üzerine yıkılmasından vazgeçilerek, eşitlik hiç olmazsa bu alanda sağlanmalıdır.”  
 
MA / Berivan Kutlu