ANKARA - Yılın ilk yarısında bin 171 hekimin yurt dışına gitmek için başvuruda bulunduğunu kaydeden TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, “Artık uzman hekimler ve akademisyen hekimler de bu göç kervanına katıldı” dedi.
İktidarın sağlık sisteminde uyguladığı dönüşüm politikaları pandeminin de etkisiyle artan kötü çalışma koşulları, yoğun mesai saatleri, ağır iş koşulları ve devamında çözülmeyen diğer problemler nedeniyle birçok sağlık çalışanı farklı ülkelere göç etmek zorunda kalıyor. Birçok hekim yurtdışında çalışabilmek için Türk Tabipleri Birliği'nden (TTB) gerekli olan "İyi hal (Good Standing) belgesi” alıyor.
TTB tarafından 2012’den günümüze kadar tutulan verilere göre en fazla doktor göçü 2021 yılı oldu. Yurtdışına gitmek için geçen yıl bin 405 hekim TTB’den “iyi hal belgesi” almak için başvuruda bulundu. Aralık 2019’dan bu yana toplam 3 bin 381 hekim yurt dışına gitmek için “iyi hal belgesi” aldı. 2022 yılının Ocak ayında 101'i uzman, 96'sı pratisyen olmak üzere 197, Şubat ayında 81'i uzman, 76'sı pratisyen olmak üzere 157, Mart ayında 122'si uzman, 91'i pratisyen olmak üzere 213 hekim, Nisan'da ise 110'u uzman, 104'ü pratisyen olmak üzere toplam 214 hekim, Mayıs ayında 77'si uzman, 84'ü pratisyen toplam 161, Haziran ayında 229 hekim “iyi hal belgesi” için başvurdu. TTB verilerine göre 2022 yılının ilk yarısında bin 171 hekim yurtdışına gitmek için “iyi hal belgesi” alma talebinde bulundu.
SİSTEMİNDEKİ YOZLAŞMA
TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, yurtdışına gidişlerin artmasının önemli sebeplerinden birinin demokrasi ve adalet sistemindeki yozlaşma olduğunu söyledi. Sağlık alanında iyileştirilmeyen çalışma koşullarının, enflasyon ile eriyen yoksulluk sınırının altına düşen ücretlerin de beyin göçüne neden olan önemli etkenler arasında sıralanabileceğini dile getiren Bulut, şöyle devam etti: “Hekimlerin 657 ve 2547 sayılı yasalardan kaynaklanan iş güvencesi ortadan kaldırılmıştır. ‘Kanunsuzluk Hükmünde Kararnameler’ ile dayanaksız, delilsiz, haklarında herhangi bir adli hüküm bulunmayan hekimler bir gecede işsiz bırakılabilir hale geldi. Aile hekimlerine yönelik çıkarılan ceza yönetmeliği ve ASM’lerin personel eksiklikleri koruyucu sağlık hizmetlerini yok eden bir anlayış olarak karşımıza çıktı.”
HEKİMLER İŞSİZ BIRAKILDI
Binlerce hekimin tıp fakültesinden mezun olduktan sonra atamalarının AYM kararları dahi hiçe sayılarak, yapılmadığına dikkati çeken Bulut, “Arşiv taraması adı altında sadece adli sicil belgesinin yeterli olmasına karşın, karanlık dünyanın kara ellerinin oluşturduğu fişlemelerle hekimler işsiz bırakıldı” diye konuştu.
GÜNLÜK 7 HEKİM GİDİYOR
Son 10 yılın en büyük hekim göçünün 2021’de yaşandığının altını çizen Bulut, “Hekimlerin Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) aldığı ‘İyi hal belgesi’ rekor kırarak bin 405’e ulaştı. Verilere göre 2012 yılında 59 hekim yurt dışında hekimlik yapabilmek için başvururken, bu sayı 2013 yılında 90’a, 2014’te 118’e, 2015 yılında ise 150’ye yükseldi. AKP’nin 2000’li yılların başında bir ‘Dünya Bankası projesi’ olarak hayata geçirdiği ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hem çalışan hem hasta sağlığı açısından olumsuz sonuçları olacağına uyarılarda bulunmuştuk. Nihayet ‘Giderlerse Gitsinler’ hezeyanının yansımaları 2022 yılının ilk 5 ayında günlük ortalama 7 hekimin, göçü olarak belirdi. Artık uzman hekimler ve akademisyen hekimler de bu göç kervanına katıldı” diye konuştu.
36 SAAT KESİNTİSİZ ÇALIŞAN VAR
Tutuklanmadan önce ajansımıza konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Selma Atabey de, sağlıkta dönüşüm politikasıyla hastanelerin ticarethaneye, hastaların da müşteriye dönüştürüldüğünü dile getirdi. Atabey, “Sağlık sistemi çöktü, insanlar sağlığa erişemiyor, hekime erişemiyor randevu sisteminde de çok ciddi aksaklıklar var. Sağlık emekçileri bu koşullarda yaklaşık 2,5 yıldır hem özlük hem de demokratik hakları için mücadele ediyor. Sağlık alanında performans listesiyle ücretlendirme politikası var, bu performans sisteminin kaldırılması istiyoruz. İş yükünün fazla olmasıyla beraber sürekli açık olan bir kamu kurumundan bahsediyorum. Nöbetler, vardiyalar, hafta sonları ve özellikle de 36 saat boyunca kesintisiz çalışan asistan hekimler var. Avrupa'daki hekimin performansıyla, Türkiye'de çalışan bir hekimin performansı aynı değil” diye konuştu.
YÜZDE 70’İ YURT DIŞINA GİTMEK İSTİYOR
“Sadece hekimler değil, sağlık emekçileri de Türkiye’den gidiyor” diyen Atabey, şunları söyledi: “Hemşire de acil tıp teknisyeni de bu ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor. Sağlıkçıların yüzde 70’i yurt dışına gitmek istiyor. Bu ülkede çalışan sağlık emekçileri, doktor, hemşire, ‘sağlık hizmeti vermek istemiyorum’ diyor. Sağlık emekçilerinin yüzde 15'i ülkenin sağlık politikalarından memnun diğer, yüzde 85'i ise ‘Biz ülkede sağlık hizmeti veremiyoruz’ diyor. Bu koşullar olduğu sürece de sağlık emekçilerinin, bu ülkede kalması çok zor. Sağlık emekçileri Avrupa’da daha iyi çalışma koşulları ve daha iyi bir ekonomi için gidiyorlar. Anket çalışmaları için hastaneleri ziyaret ediyoruz ve oradaki sağlıkçılar sürekli olarak İngilizce ve Almanca çalışıyor. Bu da aslında yurt dışına gitmenin, zeminini oluşturuyor ve bunu kendileri de çok net ifade ediyor. Bütün sağlık emekçilerini kapsayan bir beyin göçü mevcuttur. Sağlık emekçilerini bu ülkede tutmak istiyorsanız, öncelikle çalışma koşullarını düzelteceksiniz.”