ANKARA - Birinci basamakta Kovid-19 vaka sayılarında yoğun artış olduğunu dile getiren Ankara Tabip Odası üyesi Ümit Yaşar Öztoprak, “Şeffaf bir bilgi paylaşımı yok” dedi.
Sağlık Bakanlığı uzun süredir koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarını haftalık olarak açıklıyor. Kovid-19’a dair bütün önlemler kaldırılarak, tam normalleşme yaşanan Türkiye’de 30 Mayıs- 5 Haziran tarihleri arasında görülen 7 bin 322 vaka sayısı, 11-17 Temmuz’da 219 bin 21 artarak, 226 bin 532’ye çıktı. 5 Haziran’da 19 olan vefat sayısı ise 17 Temmuz’da 96’ya yükseldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’da 19 Temmuz’da vaka sayılarında yüzde 40 artış olduğunu belirtirken, kapanma ve benzeri tedbirlere dönülmeyeceğini söyledi.
Yükselen Kovid-19 vaka sayıları salgının yeniden yayılması riskini de beraberinde getirirken, sağlıkçılar tedbirler alınması gerektiğini ve yeni varyantların da ortaya çıkacağına dair uyarılarda bulunuyor.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Ümit Yaşar Öztoprak, Kovid-19 vaka artışlarını ve hastanelerin durumunu değerlendirdi.
‘SALGINDA BAŞA DÖNDÜK’
Kovid salgının da başa dönüldüğüne dikkat çeken Öztoprak, “Pandeminin başında il sağlık müdürlükleri tarafından birinci basamağa yönelik kişisel koruyucu ekipman verilmiyordu, yine verilmiyor. Ocak ayından itibaren yeni malzeme dağıtımı da olmadı. O zaman filyasyon ekipleri yoktu, bugün ekiplerin sayısı az. Bu durumda çok vakaya az kişi bakmak zorunda kalıyor. Hastalarımız bizi arıyorlar, ‘Bana üç gündür gelinmiyor, neden gelinmiyor?’ diye. Çünkü yoğunluk var ve yeteri kadar çalışan yok. Pandemi bitmiş, her şey başa dönmüş gibi” diye konuştu.
‘TEDBİRLERİN KALDIRILMASI SAYIYI ARTTIRDI’
Birinci basamak sağlık çalışanı olan Öztoprak, 6’ncı dalganın içinde olunduğunu belirtti. Birinci basamak sağlık çalışanlarının vaka sayılarında artışını ilk fark edenler olduğunu kaydeden Öztoprak, “Çünkü bizim takipte, PCR testi pozitif olan hastalarımız Temmuz’un başında iki üç kişiyken şu an 30’lara çıktı. Her birimin de bu şekilde olduğunu düşününce gerçekten de hızlı bir artış var. Bütün tedbirlerin ortadan kaldırılması bunun nedenidir. Şu anda yoğun bir pandemi döneminin içerisindeyiz. Toplu taşımada maskesiz dolaşmanın yasak olmaması, sağlık kurumlarına gelen hastaların maske takmaması, 12 yaşının altındaki çocuklara aşıların açılmaması ve tedbirlerin uygulanmamasıyla vakaların arttıracağını ön görüyorduk, arttırdı da” ifadelerini kullandı.
‘ASM’LERDE YOĞUNLUK ARTTI’
Temmuz ayından itibaren pandemi bitmiş gibi kronik hastalarında Aile Sağlığı Merkezleri’nden (ASM) ilaçlarını almaya başladığını ve bunun da ASM’lerde bir yoğunluğu beraberinde getirdiğini kaydeden Öztoprak, “Kovid şüpheli hastalarımız hem kronik ilaç kullanan ileri yaştaki hastalarımız aynı yerde bekliyorlar. Şu an birinci basamakta gerçekten bir yoğunluk yaşanıyor. Bunların bir araya gelmesi nedeniyle salgının da devam edeceğini düşünüyoruz ve bunun önüne geçmek gerekiyor” diye konuştu.
‘BİLİMSEL YÖNETİMİN OLMADIĞINI GÖSTERİYOR’
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın tedbirlere geri dönülmeyeceğine dair açıklamasına da değinen Öztoprak, “Pandemi bir anda bin vaka sayısına dayanarak her şey bitti. Biz o zaman da nasıl bittiğini bilmiyorduk, halen de bilmiyoruz. Şeffaf bir bilgi paylaşımı yok. Zaten pandemi, başından beri bilimsel esaslara şeffaf bilgiye dayanarak yönetilmedi halen de yönetilemiyor. Bunun sonuçlarını da yaşıyoruz, yaşamaya devam edeceğiz. Burada geleceğe dönük bir şekilde ‘kapatılsın ya da kapatılmasın’ denmesi sürecin bilimsel olarak yönetilmediğini gösteriyor. Tümüyle her yer kapatılsın ya da kapatılmasın demek için yöneticilerin o zamanki sağlık durumu ve vaka sayısı gerçekten biliyor ve bunu kamuoyu ile paylaşıyor olması gerekiyor. Pandeminin yönetim tarzının aslında tümüyle değişmesi gerekiyor” dedi.
‘AŞI METAYA DÖNÜŞTÜ’
Öztoprak, Türkiye’de ve dünyada özelleşen sağlık sisteminin pandemi sürecinin bitmesi önünde bir engel oluşturduğunu belirtti. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın etkilerine de değinen Öztoprak, “Pandeminin başından beri sağlıkta dönüşümün, kapitalizmin sağlığı dönüştürmesinin sonuçlarını yaşıyoruz. Bu bizim sağlık sistemimizde de var ama genel olarak tüm dünyada var. Aşılar daha yoğun, neo-liberalizmden uzak bir şekilde olsaydı, aşıların patent hakkı ve aşılanma tüm dünyaya sağlanmış olsaydı tüm dünyada sadece açılma değil normalleşmeyi ve pandeminin sonuna gelmeyi yaşayabilirdik. Ancak kapitalizm, aşıyı da sağılığı da metaya çevirdi. Şu anda kışkırtılmış bir sağlık hizmeti var. Birinci basamakta günde 110- 120 hasta bakılıyor. Aynı şekilde acillerde de bir günde 4-5 bin giriş görünüyor ama bu kaliteli sağlık hizmeti anlamına gelmiyor. Hatta daha da kötü oluyor. Bu bize aslında sağlıkta şiddet olarak da dönüyor. Bu durumda Kovid-19 pandemisi şu anda bir sağlıkta şiddet epidemisi salgınına dönüşmüş vaziyette” diye konuştu.