'KESK, besleme sendikalara benzemez'

ANKARA- Adalet Nöbeti’nin 6’ncı gününde gerçekleştirmek istedikleri basın açıklamasının engellenmesine tepki gösteren KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal, “KESK onların bildiği o besleme sendikalara benzemez” dedi.

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) ve bileşenlerinin “OHAL sürüyor, adaletsizlik büyüyor” şiarıyla 20 Temmuz günü başlattığı Adalet Nöbeti’nin 6’ncı gününde Kızılay Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’nda yapmak istediği basın açıklaması polisler tarafından engellendi.

BİBER GAZI KULLANILDI

KESK Genel Merkezi’nden İnsan Hakları Anıtı’na doğru yürümek isteyen kitle, Güvenlik Şube ve Çevik Kuvvet ekipleri tarafından genel merkez binası önünde kalkanlarla sıkıştırılırken, anıta doğru yürümekte ısrar eden kitleye yoğun biber gazı kullanıldı. Çok sayıda KESK üyesi gaz nedeniyle fenalaştı.

Biber gazının etkisiyle genel merkez binasına girmek zorunda kalan KESK üyeleri, saat 19.00’da Genel Merkez önünde basın açıklaması yapmaya karar verdi. “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Baskılar bizi yıldıramaz ve “Emekçiye değil çetelere barikat” sloganlarının atıldığı açıklamaya Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) temsilcilerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile çok sayıda siyasi parti yöneticisi katıldı.

Açıklama sırasında yoğun güvenlik önlemleri alan polis ekipleri, açıklamayı takip etmek isteyen yurttaşları engelleyerek alandan uzaklaştırdı.

Açıklamada söz alan KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal, Ankara Emniyeti ve Valiliğe tepki göstererek, “Bugün Ankara Emniyeti hukuksuz bir şekilde KESK binasının önünde üyelere saldırmışsa da biz yine de kendileriyle hukuken mücadele vereceğiz” dedi.

‘KESK BESLEME SENDİKALARA BENZEMEZ’

“KESK onların bildiği o besleme sendikalara benzemez” vurgusu yapan Köksal, KESK’in kurulduğu günden beri kendini mücadele ederek var ettiğine dikkat çekerek, “Onca saldırıya rağmen KESK ayakta kalmışsa mücadeleye olan inancımızdan ötürüdür. Biz siyasetlerin iktidar kavgalarının sonucuna mahkûm değiliz. Biz hak neyse onu söyleriz. Mücadeleyi alanda veririz. Siyasi partilerin biat ettiği konfederasyonlardan değiliz. Emniyetin görevi bizim güvenliğimizi sağlamaktır, kamu emekçisine saldırmak değildir” diye konuştu.

Basın açıklaması “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganlarıyla son buldu.

DERSİM 

KESK Dersim Şubeler Platformu da, OHAL rejiminin 6’ncı yıl dönümüne ilişkin Seyid Rıza Meydanı’nda açıklama yaptı. “Ohal sürüyor adaletsizlik büyüyor adalet nöbetindeyiz” yazılı pankart ardından açıklama yapan KESK Dersim Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Kahraman Yürük, 15 Temmuz darbe girişiminin aydınlatılmayan siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını istedi.

'ANAYASASIZLAŞMA YAŞANIYOR'

Ülkede 6 yıl önce  “Allah’ın lütfu” olarak değerlendirip 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL ile 32 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldığını ve  131 bin 922 işlem tesis edildiğini hatırlatan Yürük, yaklaşık 130 bin kişinin kamu görevinden ihraç edildiğini söyledi. Aralarında kadın ve çocuk hakları mücadelesi yürüten dernekler, basın kuruluşları da olmak üzere 2 bin 761 kurum ve kuruluşun kapatıldığını hatırlatan Yürük, AYM kararlarına rağmen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yoluyla çalışma hakkının engellendiğini, devlet kurumlarının AKP kadrolarıyla doldurulduğunu söyledi.

Emekçilerin grev haklarının OHAL ve KHK gerekçe gösterilerek, yasaklandığını hatırlatan Yürük, OHAL sürecinden bu yana tam anlamıyla bir anayasasızlaşma sürecinin yaşandığını belirtti. Yürük, OHAL uygulamaları eliyle Anayasa’nın 121, 129 ve 130’uncu maddelerine aykırılık taşımasına rağmen KHK ile liste usulü ihraçlar yapıldığını söyledi.

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

20 Temmuz 2016’da ilan edilen ve 7 kez uzatılan OHAL’in iki yıl sonra 19 Temmuz 2018’de kaldırıldığını hatırlatan Yürük, fiili OHAL’in sürdüğünü söyledi. Yürük son olarak, “KESK olarak da sendikal hak ve özgürlüklere yönelik ihlallerin artmasına karşı ve KESK’li ihraç üyelerin görevlerine iade edilmelerine yönelik hukuki, fiili ve meşru mücadelemiz kesintisiz devam etmektedir. Bu vesileyle, iktidar bloğunun temel hak ve özgürlükleri ayaklar altında alan, anayasayı hiçe sayan, yargıyı siyasallaştıran uygulamalarından rahatsız olan, başta çalışma hakkımızı elimizden alan hukuksuz ihraçlar olmak üzere bu uygulamalar nedeniyle mağdur olan, demokrasi, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet talebi olan tüm kesimleri dayanışmaya  çağırıyoruz” dedi. 

İZMİR

KESK İzmir Şubeler Platformu ise, “OHAL sürüyor, adaletsizlik büyüyor” başlığıyla başlattığı Adalet Nöbeti kapsamında Alsancak İskelesi önünde forum düzenledi. “OHAL sürüyor, adaletsiz büyüyor” pankartı açılan forumda sık sık “Zafer direnen emekçinin olacak”, “KHK'lar gidecek biz kalacağız” ve “Ne OHAL ne darbe Demokratik Türkiye” sloganları atıldı.

NÖBETİN NEDENLERİ

Forumda ilk olarak söz alan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü darbenin yapıldığı günden bugüne aynı yerde durduklarını söyledi. Çözümün askeri ya da sivil darbede değil, eşit, özgür bir Türkiye’de olduğunu vurgulayan Karakaş, “Bu nöbeti başlatmamızın temel nedeni Türkiye’deki adaletsizlik. Bunlar, İstanbul Sözleşmesi’nin fesih edilmesi, Gezi davalarının adaletsiz bir şekilde yürütülmesi. Şenyaşar ailesinin yaşadığı hukuk garabeti, KHK’li arkadaşlarımızın ihraç edilmesi. KESK’lilere başlatılan baskıların artması ve sansür yasası olarak tabir ettiğimiz Basın Yasasına karşı adalet nöbeti başlattık. Bunların yanı sıra birçok adaletsizlik var” diye belirtti.

Ardından söz alan KESK İzmir Kadın Meclisi üyesi Gülsev Sağıroğlu da, OHAL sürecinde birçok kadın derneğinin kapatıldığına dikkati çekti. İstanbul Sözleşmesi’nde çekilme kararına da değinen Sağıroğlu, “Her türlü şiddetin arttığı, kadın katili erkeklerin cezasız kaldığı böylesi bir dönemde hukukun üstünlüğü ilkesini bir kez daha ihlal eden İstanbul Sözleşmesi kararı hukuki değil siyasidir. Bu karardan Cumhurbaşkanlığının Anayasa’nın da üzerinde bir makam olduğu ilan edilmiştir” dedi. 

‘KATLİAM SİYASETİ’

Daha sonra söz alan Halkların Demokrasi Partisi İzmir İl Eş Başkanı Çınar Altan da, toplumun ezici bir çoğunluğunun adalet aradığını vurguladı. Altan, 20 Temmuz 2016’nın bir adamın çıkarları uğruna toplumu terbiye etmeye başladığı tarih olduğunu belirtti.

HASTA TUTUKLULARIN DURUMU

Ardından söz alan İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Yöneticisi Ali Aydın ise, hasta tutuklular ve infaz yasalarıyla ilgili konuştu. Türkiye’nin her yerinde adalet nöbeti tutulmasının nedeninin adaletsizlik olduğunu kaydeden Aydın, şöyle devam etti: “Adaletsizliğin sürdüğü yerlerden birisi de cezaevleridir. Özellikle mahpusların hak ve özgürlükleri ellerinden alındı. Bunların içinde en önemlisi sağlık haklarını kullanamamalarıdır. Sağlık hakkının kullanılmamasının sonucunda cezaevleri sağ girenin ölü çıktığı bir sisteme dönüştü. Yine tahliyesi gelenlerin infazlarını bitirmemeleri için çeşitli disiplin cezaları verilmekte. Hatta cezaları biten mahkumlar bile tahliye edilmemektedir.”

KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri ise yaşadıkları süreci ve adaletsizliğe karşı mücadeleye dair konuşmalar yaptı.