Hazır ürünlere talep marangozluğu bitiriyor

ŞIRNEX - Fabrikasyon ürünlere talebin bitirme noktasında getirdiği marangozluğu ailesi 3 kuşaktır sürdüren Metin Şentürk, kendisinden sonra çocuklarının mesleği sürdürmeyeceğini söyledi.
 
Kapitalizmle gelişen endüstriyel üretimin küreselleşmesi, yerellerde sürdürülen geleneksel el zanaatlarını birer birer yok olmanın eşiğine getirdi. Nüfus artışının ve kışkırtılmış taleplerin getirdiği aşırı tüketim ihtiyacının karşılanması için üretimin tüm alanlarında makineleşmesi, el zanaatlarını sürdürülemez hale getirdi. Marangozluğun geleneksel bir şekilde kuşaktan kuşağa aktarıldığı Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesinde, zanaatkar sayısı giderek azalıyor. Marangozluğun sürdürdürüldüğü Sûka Tarî'de birçok esnaf ya kepenk indirdi ya da başka bir mesleğe yöneldi. Marangozların sayısının azaldığı çarşıda, esnaf bu durumunu ilgi azlığına bağladı. 
 
KERESTEYE 55 YILDIR ŞEKİL VERİYOR
 
Çarşıda 55 yıldır marangoz olarak yaşamını sürdüren Fadıl Harman, beşik oklava gibi eşyalar üreterek geçimini sağlandığını belirterek, fabrikaların artmasıyla birlikte işlerinin yok olma eşiğine geldiğini söyledi. Çarşının sayılı ustalarından olan Harman, "1972 dükkanımı açtım. O zamanlar kapı, pencere ve dolap yapıyordum. Ancak fabrikaların çoğalmasıyla birlikte pencere ve kapı için talep olmuyor. Ben de beşik ve ev işlerinde kullanılan ürünler yapıyorum. Her ne kadar eskiye oranla talep azalsa da geçimi kendi ellerimle yaptığım bu ürünler sayesinde sağlıyorum. Eskiden her şey elle, emekle yapılıyordu. O zaman daha güzeldi. Şimdi her şey makineyle yapılıyor, bu nedenle bizimde işlerimiz azaldı" ifadelerini kullandı. 
 
3 NESİLDİR DEVAM EDEN ZANAAT
 
Dedesinden, babasına, babasından kendisine miras kalan mesleği sürdüren Metin Şentürk, makinaların çoğalmasıyla birlikte marangozluğa ilginin azaldığını vurgulayarak, dede mesleğinin kendisinden sonra son bulacağını söyledi. Şentürk, "Eskiden marangozluk çok daha güzeldi. Her şey elle yapılıyordu, talep çok fazlaydı. Ancak şimdilerde talep azaldı. Dedemden babama kaldı, babamdan da bana kaldı, ancak benim çocuklarım bu işi yapmayacak. Şimdiye kadar üç nesil geçimimizi bu işle yapıyoruz. Ekonomik kriz ve hayat pahalılığıyla birlikte geçimde zorlaştı. Tahtadan yaptığımız beşikler fabrika ürünlerine göre daha kullanışlı ve sağlıklı. Fabrikadaki ürünler plastikten yapılıyor. Tahta plastiğe göre daha sağlıklı" diye konuştu. 
 
'ARTIK FABRİKA ÜRÜNLERİ TALEP GÖRÜYOR'
 
Babasından devraldığı marangozluğu 50 yıldır sürdüren Sayit Beğen, hem ekonomik kriz hem de sermayenin işlerini bitirme noktasına getirdiğini belirterek, "Bir zamanlar gemi dahi yapıyorduk. Binaların kapı ve pencerelerini yapıyorduk. Ancak Makinaların çıkmasıyla birlikte gemi, kapı ve pencereye talepte kalmadı. Artık fabrika ürünleri talep görüyor. Şimdilerde ise sadece beşik ve mutfak ürünlerini yapıyoruz. İşlerimiz eskiye oranla azaldı. Eskisi gibi iş olmuyor. Fabrika ürünleri bizim tahtadan ürettiğimiz ürünler kadar sağlıklı değil, plastik ürünler. Bir nesil bu tahtadan yapılmış beşiklerde dinledikleri şarkılarla büyüdü. Fabrika ürünleri bunun önünü alamaz. Ekonomik krizle birlikte tahtanın fiyatı her geçen gün artıyor. Bu nedenle geçimiz de zorlaştı" şeklinde konuştu. 
 
'KİRAMIZI ZAR ZOR VERİYORUZ'
 
Babasından kalan marangozluğu 64 yıldır sürdüren Abdurrahman Çağlak ise ekonomik kriz ve zamlardan yakınarak, geçinemediklerini ifade etti. Marangozluğun eskisi gibi talep olmadığını söyleyen Çağlak, "Eskisi gibi işlerimizde olmuyor. Her şeye 4 kat zam gelmiş. İşlerimizde eskisi gibi olmuyor. Ekonomik krizden dolayı geçimimizi sağlayamıyoruz. Kirada kalıyoruz. Kiramızı da zar zor veriyoruz. Eskisi gibi talep de yok. Eskiden çok güzeldi. Hem işlerimiz çoktu hem de bu kadar zam yoktu. Marangozluk yaparak geçimimizi rahatlıkla karşılıyorduk, ancak şimdi geçim olmuyor" diye belirtti. 
 
MA / Mahmut Altıntaş