Tahir Elçi davasında avukatlar salonu terk etti

img

AMED - Tahir Elçi cinayetine dair açılan davanın 11’inci duruşmasında savcı, sanık polisler hakkında beraat kararı verilmesi talebini yineledi. Savunmaların ardından avukatlar salonu terk etti. 

Amed’in Sûr ilçesinde bulunan tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ölümüne dair açılan davanın 11'inci duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Karar çıkması beklenen duruşmada, dosya avukatları hazır bulundu. Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, çok sayıda baro başkanı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan ile çok sayıda isim duruşmayı izliyor. 
 
Davada, tutuksuz yargılanan polisler Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi’ye “bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçlaması yöneltiliyor.  Firari Uğur Yakışır'a ise, "2 polisi öldürmek ile devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" iddiası yöneltiliyor. 
Savcının mütalaasında beraat istediği sanık polisler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı. 
 
İddia makamı, celse arasında mahkemeye sunduğu esas hakkındaki görüşünü tekrar etti. Savcı, Tahir Elçi'nin nereden geldiği belli olmayan bir kurşun nedeniyle hayatını kaybettiğini ileri sürerek, suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığını belirtti. Savcı, söz konusu gerekçelerle sanık polisler hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.
 
 
'13 SANİYELİK GÖRÜNTÜ KAYIP'
 
Tahir Elçi'nin kardeşi Mehmet Elçi, "Tahir Elçi, 'burada çatışma ve savaş istemiyorum' dedikten 5 dakika sonra çatışma çıktı" dedi. Elçi, "Onun vurulduğu anı çeken kamerada 13 saniyelik görüntü kayıp. Bu görüntüleri istemediler. Savcılar, birkaç tanığa tehdit ve şantajda bulunarak, Elçi’nin aleyhine ifade vermeye zorladılar. Mahkeme heyeti olarak olayı çözmemek için elinizden geleni yaptınız. İlk duruşmada Türkan Elçi'yi duruşmadan çıkarmakla tehdit ettiniz. Beraat kararı istiyorsunuz, bu doğru bir karar olmaz" diye konuştu. 
 
 EREN: HEPİMİZ CİNAYETİN TANIĞIYIZ
 
Amed Baro Başkanı Nahit Eren, 4 yıl yargılamanın başlatılmasını beklediklerine işaret ederek, "Yargılama başladıktan sonra olayın aydınlatılması için birçok talebimiz oldu. Hepsini reddettiniz. Tahir Elçi dosyası neden bu kadar önemli? Çünkü cinayetin kendisi bize çok şey ifade ediyordu. Korkunç bir cinayetti. Onlarca kameranın önünde güpegündüz bir baro başkanı katledildi. Korkunçtu. Hepimiz bu cinayetin tanığıydık. Herkes bu cinayeti kimin işlediğini biliyor. Ama bunu saklayan güçler var” şeklinde konuştu. 
 
Eren, “Cinayetin işlendiği dönemin başbakanı ‘Bu olayın üstünün örtünmesi gibi bir durum söz konusu değil’ dedi. Bir başbakan bu durumu neden açıklamak ister. Çünkü bu ülkede böyle şeyler var. Tahir Elçi’ye karşı başlayan linç kampanyasına yargı da dahil oldu. Bizler bu dosyaya ilişkin talepte bulunan avukatlar olarak niyetimizi duruşma salonunda ifade ediyoruz; Bu dava siyasi bir suikasttır. Siyasi suikast tanımlamasını yapan ben değilim. Bu ülkenin başbakanı söyledi. O dönem başbakan gelip bu katliamın siyasi suikast davası olduğunu söyledi. Bu tanımlamayı yapan başbakanı dinleme talebini reddettiniz. Olay yeri keşif kararından vazgeçtiniz. Biz bu mahkemeden adil bir karar çıkabileceğine inanmıyoruz. Adli bir vakada olması gereken hiçbir işlem bu davada yapılmadı” ifadelerini kullandı.
 
MÜTALAAYA TEPKİ 
 
“Bu yargılamanın sonunda sizin adalet terazinizi göreceğiz” diyen Eren, “Ceza davasında olan usul yargılamasının bu davada olmadığını söylemek istiyorum. Bu mütalaa Tahir Elçi dosyasına sunulacak bir mütalaa değil. 3 polisin yargılanması meselesi de değildir. Bütün talepleri yerine getirip, öyle karar vermenizi talep ediyorum” dedi. 
 
CENGİZ: 20 YIL DA SÜRSE DAVAYI TAKİP EDECEĞİZ
 
Elçi ailesi avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, "Bu davaya bakan mahkeme ve bu cinayetin soruşturmasını yürüten savcılar taraflı ve bağımlıdır. Savcılığın getirdiği tanıklar ya işkence gördükleri ya da baskı altında ifade verdiklerini anlattılar. Bu cinayetinin üstünü örtmek, örtbas etmek için ellerinden geleni yaptılar. Tahir Elçi cinayeti aydınlatılmaması için bu soruşturmada yer alan herkes elinden gelen her şeyi yaptı. Davayı etkileyecek bütün talepler reddedildi. Birçok delil bu davada yok edildi. Barolar, sivil toplum örgütleri ısrarla bu davayı takip ediyor. Biz 20 sene de sürse bu davayı takip edeceğiz, bütün sorumlular hesap verecek" diye konuştu. 
 
YALÇIN: GEREKLİ ARAŞTIRMA YAPILMADI
 
Avukat Gamze Yalçın, Elçi davasında "cezasızlık" politikasının sürdüğüne belirtti. Yalçın, savcının mütalaasında kullandığı "yapılan tüm araştırmalara rağmen’ ifadelerine işaret ederek, "Mütaaladaki bu ifadeye rağmen bu dosyada hiçbir araştırma yapılmadı. Tahir Elçi katledildiğinde sonra hiçbir soruşturma makamı, gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmamıştır. Tahir Elçi’nin vurulduğu alanda deliller numaralandırılmış olsaydı, Elçi’nin başına isabet eden mermi çekirdeği bulunur, failler ortaya çıkarılırdı. Olay yeri incelemesi yapılmaması ve delillerin toplanmaması nedeniyle deliller kayboldu. Cinayetten dört ay sonra inceleme yapıldı. Londra Üniversitesi'nden gelen rapor olmasaydı, Tahir Elçi dosyası zaman aşımından düşecek, faili meçhul kalacaktı. Soruşturma makamlarının kemikleşmiş tavrı,  yargılama makamına sirayet etti. Kovuşturma aşamasında esasa etki edecek taleplerimiz değerlendirilmedi ve deliller toplanmadı. Tüm taleplerimizi reddettiniz" dedi.
 
MOLU: ETKİLİ SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ
 
Avukat Benan Molu da, Tahir Elçi’nin katledildiği güne kadar hayatını cezasızlıkla mücadeleye adadığını hatırlattı. Dosyanın “etkili soruşturma” hükmünün ihlaliyle yürütüldüğünü söyleyen Molu, “Ne yazık ki hala etkili bir soruşturma yürütülmüş ve sonuç alınmış değil. Bu dosya hiçbir zaman ifade özgürlüğünü ifade eden bir baro başkanının dosyası olarak görülmedi. Yargılama ona göre yürütülmedi” tepkisinde bulundu. 
 
KÖKSAL: DELİLLER TARTIŞILMADAN MÜTALAA VERİLEMEZ
 
Avukat Tuğçe Duygu Köksal ise, “Sayın Savcı mütalaasını verdi. Mütalaasını 2 kez süre istedikten sonra son celsede verdi. Savcılık makamının mütalaa vermeye hazır olmadığını ve deliller tartışıldıktan sonra mütalaasını vereceğini söylemesini beklerdik. Mütalaaya katılmıyoruz. Mütalaaya bakıldığında basit bir insan öldürme dosyası olarak nitelendirilmiştir. Bu dosya basit bir insan öldürme dosyası değildir. Çünkü burada istihbari bir operasyonun neticesinde 3 kişi hayatını kaybetmiştir. Mahkeme olay yerinde keşif yapmış olsaydı bu gün dosyada başka sanıklar da olabilecekti. Tahir Elçi’yi kimin öldürdüğü belli değil. Mermi çekirdeği ortada yok. Deliller bir bütün olarak karartıldı. Dolayısıyla bu operasyonun nasıl yürütüldüğü, ölümcül atışı kimin yaptığı ve deliller tartışılmadan mütalaa verilemezdi. Ama sayın savcı beraat mütalaası verdi. Görüntüler tekrar izlenmeliydi. Olay tekrar canlandırılmalıydı. Bunlar yapılmadı. Tahir Elçi’yi kimin öldürdüğünü bulunamadı. Mermi çekirdeği bulundu. Yani deliller toplandı ama karartıldı. Deliller toplanmadan, olay yeniden canlandırılmadan mütalaa uygulanırsa cezasızlığa sebebiyet verileceği açıktır. Ya bu karardan dönün, keşif yapılsın ya da bu yargılamayı bir bütün alarak sanıklar için ayrı değerlendirmeler yapılsın” talebinde bulundu.
 
YAZGAN: İDDİANAMENİN DİLİ BU ÜLKENİN AYIBIDIR
 
Avukat Aynur Tuncel Yazgan, "Bu davada bir maktül, birden fazla sanık var. Bazı sanıklar hakkında taksirle ölüme neden olma, bazıları hakkında ise kastla öldürme suçundan dava açılmış. Kast ile taksirle öldürme arasında bir ayrım var; sanık polisler hangi çabayı gösterdiler de haklarında olası kastla değil, bilinçli taksir suçundan dava açıldı? Bu davanın iddianamesinin dili bu ülkenin ayıbıdır" dedi.
 
SAĞKAN: SİZDEN TALEBİM YOK
 
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, “İlk defa bir savcının bir olayın aydınlatılmaması için sanık lehine tutum içine girdiğini görüyoruz. Gelinen nokta, ölünen bir noktaydı. Sanık sıfatını alan kişiler, aslında tanık olarak dinlenmişler. Sanık sıfatını alabilmeleri için bile dosya avukatları yıllarca mücadele etti. Evrensel hukuk prensipleri yarışına girilirse, sayın savcı bu yarışa giremez. 11 celse oldu sizler, bizler, vekiller, avukatlar, baro başkanları burada. Bir tek sanıkları göremiyoruz. Bu kadar kritik bir dosyada, bu kadar ciddi hazırlık yapan avukatlar varken, sizler o sanıkların sorguya alınması hakkını elimizden aldınız. Sizin kararınızı çok net biliyoruz. Karar belli zaten. ‘Yargı, savcılık, savunma makamıyla birlikte el ele verdik ve 8 buçuk yıl süren davayı çözemedik’ mi diyeceğiz? ‘Tüm araştırmaları yaptık’ demeyi siz vicdanınıza sığdırıyorsanız, diyecek bir şeyimiz yok. Sizden herhangi bir talebim yok. O zaman bu dosyayı üst mahkemelerde sürdürürüz” ifadelerini kullandı.  
 
AKTAR: CEZA VERİLMEMESİNİN SEBEBİ ELÇİ'NİN KÜRT OLMASI
 
Olay günü yaşananlara şahitlik ettiğini anlatan avukat Mehmet Emin Aktar, Elçi dosyasının başından beri aydınlatılmak istenmediğine dikkat çekti. Olay günü hiç kimsenin delil toplama çabası içinde olmadığını ifade eden Aktar, savcının “Şüpheden sanık yararlanır”  demesine tepki gösterdi. Aktar, olaya dair kimi fotoğrafları mahkeme heyetine gösterdi. Tahir Elçi cinayetinin gizlenemeyecek bir olay olduğunu ve bu nedenle dosya açılmak zorunda kalındığına dikkat çeken Aktar, “Dosyada ceza verilememesinin altındaki temel mantalite Elçi’nin Kürt olması” diye kaydetti.
 
ELÇİ: ADİL BİR YARGILAMA YOK 
 
Elçi’nin yeğeni avukat Berfin Elçi, "Adil bir yargılanma olmadığı için sizden bir şey talep etmiyoruz. Tahir Elçi’nin dik duruşunu devam ettireceğiz" dedi.
 
GÜVEN: ADALETE İNANÇ KAYBOLDU
 
Avukat Yakup Güven, “Emniyetin amacı güvenliği sağlamak iken, emniyetin tehdit altına geldiğini gördük. Adliyelerin hak arama merci olduğunu düşünürken, birçok kez mahkemelerin aklama mekanizması haline geldiğini gördük. Bundan kaynaklı insanların adaletin sağlanacağına dair inancı da kayboldu” dedi. 
 
Avukat Cihan Aydın, “Tahir Elçi cinayetleri gibi cinayetleri işleyenler ve cinayeti işleyenleri koruyanların hepsi bizim için aynıdır” diyerek, Elçi’nin katilinin bulunmasını istedi. 
 
TOKAY: ELÇİ KORUNMADI
 
Avukat Aziz Tokay, Tahir Elçi’nin “PKK terör örgütü değildir” dedikten sonra gelişen tehdit, soruşturma, dava sürecini anlattı. Tokay, "Elçi korunmamıştır. O bu ülkenin barış umudunu korudu ama kendisi korunmadı. Elçi’nin vurulduğu gün, barış, adalet, hukuk vuruldu. Bu cinayet kendisine yapılan linç kampanyası kadar alenen işlendi” diyerek, dosyada bulunan tüm taleplerini yinelediklerini kaydetti. Tokay, “Tahir Elçi cinayetinin faili-meçhul cinayetler kervanına katılmaması için sonuna kadar mücadele etmeye andımız var” diye kaydetti.
 
ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, "Cezasızlık politikasıyla bu dosya kapatılmak isteniyor. Tahir Elçi’nin yaşam hakkı vardı ve bu elinden alındı. O gün orada başka birimiz de olabilirdi. Biz bunun aydınlatılmasını istiyoruz. O gün orada kolluğun elinde bir istihbarat olacak ve engellenemeyecek? Kimse kimseyi kandırmasın" dedi. 
 
‘DAVA ZORLA AÇILDI’
 
Tahir Elçi davasının "zorla açılmış bir dava" olduğunu söyleyen avukat Mesut Beştaş, "Dolayısıyla meşe ağacına zorla gönderilen kişi meşe toplamadan geldi. İddia makamının durumu budur. Gerçekten olayın ortaya çıkarılması için yapılması gerekenleri beklemek cahilce. Bu yargılama kamuoyu baskısıyla yapılıyor. Çıkın bu sokaklara, ‘Bu cinayeti kim işledi, niye işledi?’ diye sorun. Herkes ‘Sarf ettiği sözlerden dolayı katledildi’ derler. Siyasi cinayetlerin bir amacı olmaz. Tahir bu ülke için risk olduğu için öldürülmedi. Tahir’in kullandığı cümleler gibi cümlelerin başkası tarafından kurulması engellendi” diye kaydetti. 
 
Duruşmaya ara verildi. 
 
BARO BAŞKANLARI KONUŞTU
 
Aranın ardından söz alan İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç, "Elçi’nin öldürüldüğü günün kara bi gün olduğunu unutursak, eğer etkin soruşturma yapılmaz ve suçlular cezasız bırakılırsa, bu dava hukuk tarihine kara bir gün olarak geçecektir. Yapılan yargılamanın 'mış' gibi yapıldığı görülüyor. Yargılamadaki eksiklikler giderilmezse, sorumlular cezalandırılmazsa hukuk olmaz. Bir baro başkanının katli üzerine hala bir yargılama gerekli şekilde yürümediyese bu ülke hiçbir yurttaşın hukuk güvenliği yok demektir. Mahkeme, mütalaadan ayrılarak bu yargılamanın laikiyle yapılması ve faillerin net bir şekilde verimli cezaların verilmesi noktasında hukuk devletine karşı yükümlüdür” ifadelerini kullandı. 
 
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, "Barışın elçisi Tahir Elçi katledildi. Bu cinayet kameralar karşısında işlendi ama herkes gözünü ve kamerasını kapattı. Oysa kamuya açık bir alanda, emniyetin olduğu bir alanda meslektaşımız katledildi. Hukuksuzluğun yenisini belki bugün burada da yaşayacağız. Adaletin, hukukun olmadığı bir yerde insan haklarından, demokrasiden bahsedemezsiniz. Geleceğinizin hukuk güvencesi altında olduğunu söyleyemezsiniz. 8 yıldır delillerin toplanmaması kimin kusuru? Burada bir yanlış var, bunun tespit edilmesi gerekiyor. Taleplerimiz gerekçesiz reddediliyor, bugünde reddedilecek" şeklinde konuştu. 
 
Wan Baro Başkanı Sinan Özaraz, "Tahir Elçi’nin katledildiği günden bu yana gerçeklerin ortaya çıkmaması yönünden çaba içerisine girildiğini gördük. Biz neyi beceremedik biliyor musunuz? Tahir Elçi kim tarafından ve niye katledildi? Bu 2 sorunun cevabını veremedik. Halbuki cevabı netti” diye belirtti. 
 
Tahir Elçi’nin tüm mağdurların ve Kürt halkının yanında yer aldığını söyleyen Özaraz, "Soruları sorduğumuz zaman katili buluyoruz. Tahir Elçi’nin sözlerinden kimler rahatsızlık duyuyordu, biz bunu bile sorgulamadık. Mahkeme maddi gerçeğin ortaya çıkmasına dönük taleplerin reddedilmesinden kaynaklı burada adil bir karar çıkmasını beklemiyoruz. Tarih bu kararı verenleri ve bu aşamaya gelmesini yargılayacaktır” şeklinde konuştu. 
 
Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu, "Siz burada bir karar vereceksiniz, bir tercih yapacaksınız ve siz de bunun farkındasınız. Bu salonda herkes sizin vereceğiniz karardan çok emin. Bugün şaşırmak istiyorum. Bu şaşkınlığı siz de kendinize yaşatabilirsiniz” diye belirtti.
 
ELİK: BU DAVA BURADA BİTMEZ
 
Mêrdin Baro Başkanı İsmail Elik, herkesin adil bir karar talebi olduğunu söyledi. Elik, "Meslektaşlarımız böyle bir karar çıkmayacağı konusunda emin. Ben de buradan adil bir karar çıkmayacağını biliyorum. İşlenen siyasi cinayetleri açığa çıkaran, sorumluları yargılayan, adil bir şekilde cezalandıran ilk karar çıkacak mı? Bundan daha önemli bir dava önümüze gelmeyecek. Bir ilk olmayı becerebilmelisiniz. Eğer ki bu mahkemeden adil bir karar çıkmazsa Mêrdin Barosu olarak diğer barolarla beraber her 28 Kasım’da Tahir Elçi için adaleti haykıracağız. Bu dava burada bitmez. Tahir Elçi’nin sorumluları hesap vermeden, çıkacak her karara karşı insanlar asla bunu kabul etmeyecek ve sonuna kadar bu dava devam edecek" şeklinde konuştu. 
 
Agirî Baro Başkanı Serdar Günakın, "Hukukçular hak ihlallerine karşı direnç gösterdi. Bizim talebimiz sadece cinayeti işleyenlerin değil, arkasındaki güçlerinde yargılanmasıydı. Ancak maalesef mütalaa bu yönde değildi. Tahir Elçi’nin diğer faili meçhul cinayetlerden farklı olacaktır eğer bir ceza çıkarsa. Tahir Elçi binlerin önünde katledildi. Bu örtbas edilebilecek bir cinayet değildir. Adalet tecelli etmelidir. Bu yargıdan bizim beklentimiz budur” diye belirtti.
 
CANAN: HUKUKU UYGULAYIN
 
Colemêrg Baro Başkanı Ergün Canan, “Bu tarihi kararda lütfen yasaları ve hukuku uygulayalım. Tahir Elçi davasının cezasız kalmaması için bu kararı bekliyoruz” dedi. 
 
Giresun Baro Başkanı Soner Karademir, “Çok zor bir dava gibi görünüyor ama buraya getirilen delillere bile bakmış olsaydınız, vereceğiniz kararda vicdanınız rahat olurdu. Yargı sistemimiz, bu dosyadaki yargılamada su kaçırıyor. İnsanlar, yüreğine su septiştirecek bir karar bekliyor. Ama ben beklemiyorum” dedi. 
 
Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun, "Ceza yargılaması vicdan yargılamasıdır. Tüm deliller toplanıyor ama sonuçta siz vicdanınıza göre karar veriyorsunuz. Bizim vicdanımız rahat etmedi. Bu dava bizim için yakıcı bir dava. İçimizi soğutacak bir karar bekliyoruz sizden” şeklinde konuştu. 
 
Dêrsim Baro Başkanı Fatma Kalsen, “Biz buraya adil karar çıkacak diye gelmedik. Tahir için ve adaletsizlikle mücadele için buradayız. Tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya kaldığınızın altını bende çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
 
Qers Baro Başkanı Fettah Çapkurt, “Her ne kadar böyle olsa da biz inancımızı yitirmek istemiyoruz. Normalleşmenin olacağına dair beyanlar söz konusu. Eğer normalleşme, yumuşama olacaksa tarihi fırsat; Tahir Elçi dosyasından yumuşama başlayabilir. Tahir Elçi demokrasi, barışla ilgili üstüne düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiştir. Sıra bizlerde” ifadelerini kullandı. 
 
Adana Baro Başkanı Semih Gökayas, “Bir baba olarak bu yargılamayı çocuklarıma ifade edemiyorum. Devlet bu davanın üstüne yatmış vaziyette, gözünü ve kulağını kapatmış vaziyette. Eğer yurttaşlar bu devlete güvenecekse, adalet olduğu taktirde güvenecek, sevecek. Hepimizin için de adaletsizlik açısından bir kuşku olursa ne güven ne sevgi olur. Bugün 9 yıllık sürecin altında devletin itibarını korumak size düşmüş” dedi. 
 
GEÇİLMEZ: EVRENSEL DEĞERLERE GÖRE KARAR VERİN
 
Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, "Tahir Başkanı hiç tanımıyordum ama hep şunu duydum tanıyanlardan: O bir barış elçisiydi. Amed’e gelmekten korkuyordum. Hep burada yıllarca yaşanan acılara tanıklık etmekten korkuyordum. Bu yargılama Tahir başkanın değerine yakışır bir yargılama değildi. Sizden evrensel değerlere, vicdanınıza ve kanuna göre karar vermenizi diliyorum” dedi. 
 
Sêrt Baro Başkanı Muhammed Alptekin, "Tahir Elçi için çok ciddi bir mücadele var ve onun bize bıraktığı bir miras var. Bizlerin yaşam hakkının korunup korunmayacağını, yaşam hakkımız ihlal edildiğinde etkin soruşturma yürütüleceği konusunda tereddütlülerim var. Şu an onun yargılaması, hükmü verilecek” diye kaydetti.
 
ÇANKAYA: CEZASIZ KALMASI YENİ CİNAYETLERE KAPI ARALAR
 
Bedlîs Baro Başkanı Gülhan Bayram Sekmen, Isparta Baro Başkanı Ünsal Çankaya ve Zonguldak Baro Başkanı Türker Kapkaç, taleplerin ara kararlara yansıtılmadığını ve delillerin toplanmadığını söyledi. 
 
Mûş Baro Başkanı Kadir Karaçelik, "Tahir Elçi davası bir dönemin açılış, bir dönemin kapanışını ifade etmektedir. Cezasızlıkla mücadelenin amaçlarından biri ihlalin tekrar edilmemesidir. Akşam saatlerinden sonra yurttaşlar ve failler bu kararı tartışacak. Failler için bu karar neyi ifade edecek? Burada verilecek karar önemlidir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin sonuçlarını gördük. Bu davanın cezasız bırakılması yeni cinayetlere davetiye çıkarmak demektir" dedi. 
 
Sêmsur Baro Başkanı Bilal Doğan, "Tahir Elçi alçakça, haince bir şekilde katledildi. 9 yıldır süren adalet mücadelesinde bugün 'Her türlü araştırmaya rağmen delile ulaşılamadı' deniyor ama herhangi bir araştırma yapılmadığını biliyoruz. Bugün yargılamadan çıkacak sonuç, yargı tarihinde iyi ya da kötü bir şekilde yerini alacak" ifadelerini kullandı.
 
Êlih Baro Başkanı Erkan Şenses, "Kolluğun yargılandığı dosyalarda koruma zırhı olarak kullanılıyor. Yargı siyasi baskı altında görev yapmış bir yargı olmasın. Tarafsız bir şekilde karar versin istiyoruz. Sizden adil bir karar beklemiyorum ama Elçi'nin katillerinin cezalandırılması için gereken mücadeleyi vereceğiz" diye konuştu. 
 
'39 TALEP REDDEDİLDİ' 
 
Avukat Mahsuni Karaman, dosyanın soruşturmadan itibaren "bir devlet gölgesi" altında yürütüldüğünü söyledi. Karaman, soruşturmanın yeniden yürütülmesi gerektiğini vurguladı.  
 
Avukat Mahsun Batı, “Kürtlerin avukatlık ilişkisi her zaman politik olmuştur. O yüzden öldürülen Kürt avukatların hepsi politik cinayetleridir. Tahir Elçi suikastine de bu açıdan bakmak daha doğru. Bu dosyada deliller karartıldı, tanıklara baskı yapıldı, tanık uyduruldu. Bugüne kadar 39 talebimiz reddedildi, bugünküyle birlikte 40 olacak. Siz sanığı olmayan bir davada yargılama yapmaya çalıştınız. Sanıkların yüzünü dahi görmediniz. Yargılama yapıyormuş gibi yaptınız. Adaletin sağlanması için en ufak talebimizi bile kabul etmediniz. Mahkemenin adaleti sağlama gibi bir derdi olmadı. Biz adalet dedikçe bu mahkeme failler kol-kanat geldi. Bu şekilde adaleti sağlayamazsınız. Şimdi de yargılama yapmadan karar vermek istiyorsunuz. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Hukuksuzluğu kabul etmediklerini söyleyen Mahsun Batı, mahkemeyi protesto ettiklerini belirtti. 
 
Duruşma salonundakiler, alkışlarla salonu terk etti. 
 
GAZETECİNİN TELEFONUNA EL KONDU
 
Avukatların salonu terk etmesi sırasında görüntü çektiği iddia edilen Evrensel gazetesi muhabiri Dilan Temiz gözaltına alındı. Avukatların tepkisi ardından Temiz, serbest bırakılırken, telefonuna el konuldu

Avukatların salonu terk etmesi sırasında salonda avukatlarla polisler arasında arbede çıktı. CHP'li Sezgin Tanrıkulu, "Burası karakol mu?" tepkisinde bulundu. Sonrasında söz verilen sanıklar ve avukatları beraat talebinde bulundu.

Mahkeme başkanı kararını açıklamak üzere, duruşmaya yarım saat ara verdi.