İZMİR - İmralı Cezaevi'nde uygulanan ağır tecrit koşullarıyla ilgili İzmir Barosu'na başvuru yapan ÖHD İzmir Şubesi, avukatlık mesleğinin gereği olarak baronun Adalet Bakanlığı ile görüşmesini talep etti.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile avukat görüşünün engellenmesi üzerine İzmir Barosu’na başvurdu. ÖHD daha önce 29 Kasım 2022'de yaptığı başvurudan bir sonuç çıkmaması üzerine baroya tekrar bir dilekçe vererek, Adalet Bakanlığı ile görüşmeleri talebinde bulundu.
Şube yöneticisi avukatlar tarafından verilen dilekçede, İmralı'da uygulanan tecrit nedeniyle avukat ve ailelerin 38 aydır haber dahi alınamadığı vurgulandı. Dış dünya ile bağları tamamen koparılmış olan tutsakların yaşam koşulları hakkında kaygılar olduğu belirtilen dilekçede, "Bu haklı endişe haline rağmen 25 Mart 2021 tarihinde gerçekleşen bu ilişkilenme hali aynı zamanda mahpuslarla son temas tarihi olmaktadır. Aradan geçen otuz sekiz aylık süreye rağmen mahpusların durumu hakkında bilgi edinmek mümkün olmamıştır. Bu süre zarfında mahpuslarla fiziki temas kurulamadığı gibi telefon ya da mektup yoluyla da iletişim kurmalarına müsaade edilmemiştir. Bu husus mahpusların mevcut durumları hakkında oluşan kaygıların büyüyerek devam etmesine neden olmaktadır" denildi.
TALEPLER REDDEDİLİYOR
Avukatlar tarafından yapılan periyodik görüşme başvurularına cevap dahi verilmediğine dikkat çekilen dilekçede, "Mahpuslara yönelik üç ayda bir yinelenerek devam ettirilen disiplin cezaları gerekçe gösterilerek aile görüşmelerini engelleme uygulaması, kesintisiz bir şekilde devam ettirilmektedir. Bursa İnfaz Hakimliği tarafından sistematik olarak alınan 6 aylık avukat görüş yasağı kararlarına karşı mahpusların avukatlarıyla görüşmelerinin sağlanmasına yönelik talep ve şikâyetlerle birlikte yasak kararlarının esasları ve dayanaklarının avukatlara tebliğ edilmesi, UYAP kayıtlarının yapılması avukatları tarafından talep edilmektedir. Ancak bu talepler de reddedilmektedir. Yine gizli yürütülen, yasal denetime kapalı, yasal dayanaklardan yoksun, tutulma koşullarının insanlık dışı biçimlerde seyretmesine yol açan, öngörülemez, genel ve soyut güvenlik gerekçesine dayalı avukat görüş yasaklarına karşı Anayasa Mahkemesine başvurular yapılmaktadır" ifadeleri yer aldı.
ENDİŞE VERİCİ KOŞULLARA SON VERİLMELİ
İmralı'da yaşananların uluslararası hukuk ile Türkiye Anayasası’na da aykırı olduğu belirtilen dilekçede, "Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak baroların yasal görevleri arasındadır. Aynı şekilde avukatlık yasası gereğince avukatlık onurunun ve meslek düzeninin korunmasını, meslekin adalet amaçlarına uygun olarak bağlılık ve onurla yapılmasını sağlamak da bu görevler arasındadır. Bu nedenlerle; bin 330 avukat olarak Adalet Bakanlığı’ na yapılan ve ekte sunulan 22.01.2024 tarih, 2024/1926-4 sayı numaralı başvurunun gereğinin yerine getirilmesi ve avukatlık mesleğinin ifa edilebilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı nezdinde başvuru ve girişimlerde bulunulmasını, İmralı Yüksek Güvenlikli kapalı Ceza İnfaz Kurumunun ziyaret edilerek yerinde incelemelerde bulunulmasını, otuz sekiz aydır kendilerinden haber alınamayan mahpuslar ile derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın avukat ve aile ziyareti kapsamında fiziki temasın sağlanarak, endişe verici mahpusluk koşullarına son verilmesi için gereken girişimlerde bulunulmasını talep ederiz" diye belirtildi.