DÎLOK - Mültecilere dönük saldırıların insanlığa karşı işlenen bir suç olduğuna dikkati çeken İHD Dîlok Eşbaşkanı Bahri Oğuz, ırkçılıkla mücadeleye dair bir çalıştay planlarının olduğunu söyledi.
Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde 30 Haziran’da7 yaşındaki çocuğa dönük cinsel taciz iddiaları üzerine Suriyelilere yönelik büyük bir linç başlatıldı. Irkçı gruplar öncülüğünde Türkiye’nin birçok kentine yayılan saldırılarda, Suriyeli yurttaşların arabaları yakıldı, iş yerleri yağmalandı, yaşadıkları evler taşlandı. Antalya’nın Serik ilçesinde 17 yaşındaki Suriyeli Ahmet Handan El Naif, linç edilerek katledildi, Dîlok’ta işten dönen Suriyeli bir işçi bıçaklandı.
Dîlok’a da sıçrayan saldırılara karşı kentteki hak savunucuları ve demokratik kitle örgütleri tepki gösterdi. Antep Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, konuya dair kapsamlı bir çalışma planlıyor. Platform bileşenlerinden İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Eşbaşkanı Bahri Oğuz, çalışmanın hazırlıklarına dair konuştu.
ÖNCEKİ KATLİAMLAR HATIRLATILDI
Bilinçli olarak mülteci düşmanlığının yaratılmaya çalışıldığını belirten Oğuz, “Bir takım medya kanalları ve siyasetçilerin söylemleriyle bu nefret ilmek ilmek işlendi. Daha önce de benzer olaylar yaşandı. 2017 yılında 8 aylık hamile Emani El-Rahmun tecavüze uğramış, sonra da bebeğiyle birlikte katledilmişti. Yine Ankara Altındağ’da da benzer bir girişim olmuştu. Afgan mülteci Vezir Muhammed Nourtani öldü, cesedi yakılarak kaybettirilmek istendi. İzmir Güzelbahçe’de 3 mülteci yakılarak katledildi. Bu suçları canice işleyenler bu söylemlerden güç aldılar. En nihayetinde Kayseri’de yaşananlar da bu zihniyetin devamıydı” diye belirtti.
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ
Hedef alınan mülteci ve göçmenlerin hukuksal alanda da benzeri süreçler yaşadıklarını belirten Oğuz, bu kimliklere dönük işlenen suçların “adli” değil “insanlığa karşı işlenen suçlar” kapsamında ele alınması gerektiğini dile getirdi. Oğuz, “Suçların bu kapsamda ele alınması durumunda daha caydırıcı olacağı, toplumsal barışa katkı sağlayacağı açıktır” dedi.
Olaylarla birlikte Dîlok’taki göçmen ve mültecilerin günlerce evlerinden çıkmadıklarını ve işyerlerini açamadıklarını söyleyen Oğuz, “Platform olarak bu girişimlerin önüne geçmek için çaba sarf edeceğiz. Bu ülkede Türk-Müslüman-Sünni olmayan her kesim hep tehlike altında hissetti. Yakın zamanda bu nefret söylemlerinin hedefi göçmenler oldu. Türkiye’de sürekli ‘ya sev ya terk et’ düşüncesine maruz bırakıldılar. Toplum bir sosyal sözleşme üzerine kuruludur. Hukuk ile inşa edilir. Oysa toplum nefret üzerine kurulmaya çalışılıyor ve ulus-devlet kodlarını taşımayan herkes bu nefretin hedefi oluyor” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞTAY PLANI
Ülkedeki toplumsal sorun ve siyasi krizlerin mültecilere ve göçmelere mal edilemeyeceğine dikkati çeken Oğuz, yaşanan saldırıların son bulması ve toplumsal barışın sağlaması için her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceklerini söyledi. Oğuz, devamında ise şunları belirtti: “Antep Emek ve Demokrasi bileşenleri olarak ırkçılıkla mücadeleye dair bir çalıştay planlıyoruz. Bu çalıştayla oluşturulan algıları düzeltmeyi hedefliyoruz. Toplumsal kurumların her biri toplumsal barış ve ırkçılıkla mücadeleyi hedeflemeli. Bunun için her bir kurumun üzerinde sorumluluk var. Biz de toplumsal muhalefetin üyelerini bu barış hattını kurmaya ve bu mücadeleye omuz vermeye, dayanışmaya davet ediyoruz.”
MA / Ceylan Şahinli