RIHA - Pirsûs Katliamının 9'uncu yılına gireceğini hatırlatan SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, "Kobanê Davası buna bir örnek. Suruç bu topraklarda gerçekleşmiş bir gençlik katliamıydı" dedi.
Suruç Aileleri İnisiyatifi, "Adalet mücadeleleri ve görevlerimiz" konulu panel düzenledi. 9’uncu yılına girecek olan Pirsûs Katliamına dikkat çekmek amacıyla Riha Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda yapılan panele Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ferit Şenyaşar, Sosyalist Gençlik Meclisleri Federasyonu(SGDF) Eşbaşkanı Berfin Polat, DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl konuşmacı olarak katıldı. Panelin yapıldığı salon katliamda yaşamını yitiren 33’lerin fotoğraflarıyla donatılarak, “Hiç bir düş yarım kalmayacak” pankartı asıldı. Panele, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Riha Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Panel, 1 dakikalık saygı duruşu ardından Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şube üyesi Celal Doğan'ın konuşmasıyla başladı. Ardından Amed, Pirsûs ve Ankara Katliamlarının konu edindiği "Ölüm ne yana düşer usta" belgeselinin gösterimi yapıldı. Belgesel gösterimi ardından panel konuşmalarla devam etti.
‘GENÇLİK KATLİAMI’
Panel'de konuşan SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, Pirsûs Katliamının üzerinden 9 yıl geçtiğini hatırlatarak, katliamın Rojava Devriminin yıl dönümü ardından gerçekleştiğine dikkati çekti. Polat, "Yanı başımızda bir Rojava Devrimi yaşandı. 19 Temmuz'da yanı başımızdaki devrim topraklarının verdiği güçle mücadele etmesinden hatırlıyoruz bu kenti. Bizler bu devrimi savunmak için daha önce de Suruç'a gelmiştik. Kürt halkının özgürlüğü ve kurtuluşu için verilen bir savaş vardı. Sömürgeye karşı onurla mücadele veren savaşçılar vardı. Bir yandan Rojava Devrimi bir yandan da Türkiye'nin yakın tarihinde yaşanan Gezi ayaklanması oldu. Bununla birlikte yeni bir süreç içerisine girdik. Kobanê inşa kampanyasına başladık. Beraber savunduğumuz yanı başımızda yıkılmış bir kent var. Biz oradaki devrimle gezinin çocuklarını ve Kobanê'nin çocuklarını buluşturmak istiyorduk. Bu köprüyü daha güçlü inşa etmeye, buluşturmayı istiyorduk. Türkiye-Kürdistan devriminin birleştiricisi olmak istiyorduk. Bu devletin en korktuğu şeydi" diye konuştu. "Devlet bu katliamla dayanışanlarla da hesaplaşmak istiyor" diyen Polat, "Kobanê Davası buna bir örnek. Suruç bu topraklarda gerçekleşmiş bir gençlik katliamıydı" dedi.
Ardından konuşan DEM Parti Riha Milletvekili Şenyaşar, tıpkı her 3 katliam gibi ailesinin de yakın tarihte büyük bir katliama uğradığını ve yargılama sürecini hatırlattı.
‘TUTUMUMUZU BÜYÜTEREK AŞACAĞIZ’
"Her anımızın bir katliamla donatıldığı bir tarihin tanıklığıdır bu" diyen DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, "Bunlar sadece yakın tarihte tanıklık ettiğimiz katliamlar. Bu adaletin katliamıdır. Her dosyada olduğu gibi bu dosyada da gizlilik kararı verildi. Bu cezasızlık, unutturmak ve adaletsizliğin tesisi ile önümüze sunulan bir handikap. Biz bir direnç ve dayanışma ağı oluşturmadığımızda daha da büyüyerek karşımıza çıkarılıyor" diye konuştu. Özbingöl şunları söyledi: "Kamunun nitelikli gücü katliamları daha oluşmadan engellemektir. Bunlar bilinen izlenen canlı katillerdi. Suruç katliamının yapılacağına dair ihbarlar yapılmıştı ve katliamın olacağı biliniyordu ve biz bunları aşama aşama öğrendik. Katliamı gerçekleştiren kişinin gözaltına alındığını, karakoldan çelik yelekle çıkarıldığını biliyoruz” diye belirtti.
Ankara Gar Katliamı kararını ve Şenyaşar ailesinin yarın görülecek hastane davası duruşmasını hatırlatan Özbingöl, "Halen cezasızlık politikaları ve katliamlarla mücadele ediyoruz. Katil aynı yerden besleniyor. Bir katliamı önlemedikçe başka bir katliamı durdurma şansımız yok. Bunları el ele tutuşarak tutumumuzu büyüterek aşacağız” dedi.