WAN - Verilen mücadele sonucu Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmelerinin ertelendiğini belirten Eğitim Sen Wan Şubesi Eşbaşkanı Murat Atabay, “Ekim ayında tekrar bu kanun görüşülecek ise bütün eğitimcilerin buna karşı ayaklanması gerekiyor” dedi.
Eğitim emekçilerinin tepkilerine ve kamuoyundaki tartışmalara rağmen 5 Temmuz'da kabul edilerek Meclis gündemine gelen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) görüşmeleri Ekim ayına ertelendi. Yasa tasarısının 22 maddelik birinci bölümü kabul edilirken, ikinci bölümüne yönelik görüşmeler ise yaz tatili sonrasına bırakıldı.
2022 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan ve 12 madde şeklinde düzenlenen Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun bazı hükümleri Anayasa Mahkemesince iptal edildi. Yeniden düzenlenen kanun teklifi 39 maddeden oluşuyor. Yasa tasarısına ise, öğretmenlik mesleğini değersizleştirdiği, öğretmenlerin iş güvencesini tehdit ettiği, kurulacak Eğitim Akademileri üzerinden AKP kadrolarını yetiştirmeyi hedeflediği, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldırdığı, özlük haklarını zayıflattığı, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirdiği, eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını ortadan kaldırdığı; özel okul ve kurslarda öğretmenlik yapanların başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal haklarına, ücret ve çalışma koşullarına ilişkin bir düzenleme içermediği için karşı çıkılıyor.
Yasa tasarısına karşı Ankara başta olmak üzere birçok kentte gerçekleştirilen eylemler, Meclis’teki görüşmelerin ertelenmesine kadar sürdü. Wan, Amed ve Ankara’daki nöbet eylemlerine katılan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi Eşbaşkanı Murat Atabay, yasa tasarısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘EĞİTİMİN İÇİ BOŞALTILIYOR’
Gündeme geldiği ilk günden itibaren kanuna karşı çıktıklarını belirten Atabay, “AYM’ye başvuru yaptık ve kanundaki birçok madde kaldırıldı.Geçtiğimiz ay içerisinde AKP yeniden bir taslak oluşturarak bunu Meclis gündemine taşıdı. Talebimiz; mesleğin içeriğini net ortaya koyan bir kanun olmasıdır. Ancak AKP’nin ideolojik yapısına uygun bir eğitim emekçisi yaratma aracına dönüştürüldü. AKP, 20 yıldır eğitimin içini boşaltamaya dönük birçok politika sergiliyor. Emekçilerin iş güvencesini ortadan kaldırmaya dönük ciddi adımlar var. 2016 darbesi bir fırsat olarak değerlendirilerek, güvenlik soruşturması ve sözleşmeli öğretmenlik hayat geçirildi” diye belirtti.
Kanunun kabul edilmesi halinde öğretmenlik mesleğinin öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak üç kariyer basamağına ayrılacağına dikkati çeken Atabay, “Akademi eğitiminden söz ediliyor. Bu akademiler hangi illerde olacak? Kimler görevlendirilecek, kim eğitim verecek? Üniversitelerde hiçbir şey öğrenilmedi mi de akademiler devreye konuluyor? Bu kanunla üniversitelerin de içi boşaltılıyor. Yine 5 yılda bir öğretmenlerin eğitime tabi tutulması ve bunun sonucunda öğretmenliği yapıp yapamayacaklarına karar verilmesi var. Kanunda özel sektörde çalışan öğretmenlere dair hiçbir şey yok. Bu kanun, emekçilerin iş güvencesini ortadan kaldırmaya, üniversitelerin içini boşaltmaya ve akademilerin tüm toplum ve eğitimciler üzerinde bir mobbing aracı olarak kullanmanın yasa tasarısıdır” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELE GÖRÜŞMELERİ ERTELETTİ’
AKP ve MHP dışındaki tüm partilerle kanuna ilişkin görüştüklerini söyleyen Atabay, kanunun Meclis’te görüşüleceği gün bakanlık önünde bir geldiklerini hatırlatarak, ekledi: “Yüzlerce arkadaşımızla bir araya geldik ve Meclis’e doğru yürümek istedik. Ancak polis önümüzü kesti ve akşama kadar abluka altına alındık. Sözde ‘öğretmene karşı şiddeti’ önceleyecek, halbuki öğretmene en büyük şiddeti orada kendileri uyguladı. Düşmanca bir şekilde bizlere saldırdılar. Darp ettiler, biber gazı sıktılar ve işkenceyle 11 arkadaşımızı gözaltına aldılar. Ertesi gün öğrendik ki kanun teklifinin görüşmesi ertelendi. Bu ertelemeyi; eğitimcilerin mücadelesi sonucu yapılan erteleme olarak değerlendiriyoruz.”
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
AKP’nin tüm toplumu sindirmeye dönük bir politika yürüttüğünü söyleyen Atabay, topluma açılan bir savaşın söz konusu olduğunu dile getirdi. Atabay, “Bu politikalara karşı örgütlenme noktasında sıkıntılarımız var. Ekim ayında tekrar bu kanun görüşülecek ise bütün eğitimcilerin buna karşı ayaklanması gerekiyor. Bu kanuna karşı her türlü eylem ve etkinliği yapmaya hazırız. Alacağımız sonuç, ortaya konulacak mücadeleye bağlıdır. Bu noktada bütün eğitim emekçilerine çağrımız; genel kurulda görüşülmeye başladığı andan itibaren gençlerin geleceğini ortadan kaldıracak yasal düzenlemeye karşı ortak bir mücadeleyi ortaya koymalarıdır.”