‘Türkiye cesareti KDP’nin ihanet çizgisinden alıyor’

img
İSTANBUL - DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, Türkiye'nin Federe Kurdistan'a yönelik saldırılarında KDP’nin üstlendiği role dikkat çekerek, “İhanetçi ve işbirlikçi bir tutumdur" diye tepki gösterdi.  
 
Türkiye'nin KDP işbirliğiyle 17 Nisan 2022'de Federe Kurdistan'ın Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına başlattığı ve son dönemde bölgede kalıcılaşmanın adımını attığı saldırıları Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz değerlendirdi. Saldırıları işgal olarak niteleyen Kalmaz, "Türk devleti saldırı gerçekleştirdiği alanları PKK'yi gerekçe göstererek girdiğini söylüyor. Fakat kesinlikle şu an işgal ettiği yerler PKK güçlerinin olmadığı yerlerdir" ifadelerini kullandı. 
 
'İHANETÇİ VE İŞBİRLİKÇİ TUTUMDUR'
 
KDP'nin Türkiye ile işbirliğini "ihanet" olarak değerlendiren Kalmaz, "Türkiye yüzyıllardır Kurdistan'ı işgal etmek isteyen bir devlettir. Kürtlerin hiçbir kazanımını kabul etmeyen, Kürt'ü kabul etmeyen bir devlet gerçekliği var. Dolayısıyla böyle bir saldırı gerçekleşirken KDP'nin bu işgal saldırılarına karşı tutumu açık ve nettir: İhanetçi ve işbirlikçi bir tutumdur" diye konuştu. KDP'nin Türkiye'nin saldırılarına zemin yarattığını ifade eden Kalmaz, "KDP, Kürtlere karşı ihanet suçunu işliyor. Başka bir devlet gelip sizin topraklarınıza el koyuyor, her gün köylerimizi bombalıyor, yani bir bütünen sizin hakim olduğunuz noktayı işgal ediyor ve siz buna sessiz kalıyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir olay görülmemiştir" diye belirtti.  
 
"KDP sivil alanların bombalanmasına ve insanlarımızın katledilmesine nasıl göz yumuyor" diyen Kalmaz, KDP'nin çizdiği yolun ve tutumunu biran önce gözden geçirmesi gerektiği söyledi. Türkiye'nin kurduğu karakollara dikkati çeken Kalmaz, "Türk devleti gitmiş Kurdistan bölgesinde istediği yere kontrol noktaları ve karekol kuruyor. Bu cesareti nereden alıyor, tabii ki KDP'nin ihanetinden alıyor" dedi.
 
'TÜRKİYE ÇETELERİ YERLEŞTİRMEK İSTİYOR'
 
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la görüşmek istediğini, Esad'ın ise Suriye'de Türkiye'ye bağlı silahlı çetelerin ülkeden çekilmesini istediğini ifade eden Kalmaz, "Erdoğan da bu çeteleri Türkiye'ye getiremeyeceğine göre, Güney Kurdistan'a götürmek istiyor. Yani Afrîn ve Serêkaniyê'de yaptığı talan ve işgali Güney Kurdistan'a taşıyarak orada PKK'ye karşı savaştırmak istiyor" değerlendirmesi yaptı. 
 
'İŞGAL SALDIRILARINA KARŞI ORTAK MÜCADELE'
 
KDP'nin işbirliği politikasına karşı bölgedeki halka duyarlılık çağrısı yapan Kalmaz, "KDP'nin aklını başına alması ve aynı zamanda çizdiği bu ihanetçi çizgiden derhal vazgeçmesi gerekiyor. Güney Kurdistan halkı, Türk devletinin işgal saldırısına karşı seslerini yükseltmeleri ve asla bulunduğu toprakları terk etmemesi gerekiyor. Bu anlamda bize de buralarda ciddi sorumluluklar düşüyor. Bizler bu işgal saldırılarına karşı ortak mücadele ile sesimizi her alanda yükselteceğiz" şeklinde konuştu.
 
'ROLÜMÜZÜ OYNAMAK İÇİN BİR SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ'
 
Türkiye'nin ekonomisinin yürüttüğü savaş politikaları nedeniyle çöktüğünü, ancak hala bu politikada ısrar edildiğini ifade eden Kalmaz, gerçekten barışın inşası ve ekonominin düzelmesi isteniyorsa savaş politikasından vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. 
 
Savaş politikası ile PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit arasındaki ilişkiye dikkati çeken Kalmaz, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 2013-2015 yılları arasında süren diyalog sürecine işaret ederek, "Sayın Abdullah Öcalan bu konuda muhataptır. Barış isteniyorsa İmralı'ya gidilmedir. Muhatap ve çözüm yolu bellidir. Bu savaş politikalarının derhal sonlanması gerektiğini her dönemde belirtiyoruz. Türkiye halklarına zarardan başka bir şey katmadığını görüyoruz. Mevcut sürece dayanarak bizler DEM Parti olarak da önümüzdeki süreçte rolümüzü oynamak için bir süreç başlatacağız"  diye kaydetti. 
 
'CHP KÜRT SORUNUNDA İNİSİYATİF ALMALI'
 
Önümüzdeki dönemde iktidar hedefi olan CHP'nin Kürt sorununda inisiyatif alması gerektiğine değinen Kalmaz, şunları söyledi: "CHP demokratik bir Türkiye istiyorsa barış rolünü de oynaması gerekiyor. Bunun da tek karşılığı Kürt sorununun çözümüdür. Kürt sorunu çözülürse, Türkiye'nin barışı da gerçekleşir. Bizler şunu çok iyi biliyoruz: Kürt sorununu çözmeyen çözülür. Dolayısıyla CHP Türkiye'nin ikinci yüzyılını demokratikleştirmek istiyorsa, somut adımlar atması gerekiyor."