İSTANBUL - Ataşehir’de gerçekleştirilen halk buluşmasında konuşan Avukat Eylem Arzu Kayaoğlu, “İmralı’da çok büyük bir direniş söz konusu. Çünkü Sayın Öcalan, devletin taleplerini yerine getirseydi bu kadar büyük tecrit uygulanmayacaktı” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit ve mutlak iletişimsizlik haline karşı Ataşehir’de bulunan Bismil Kültür ve Dayanışma Derneği’nde halk buluşması gerçekleştirildi. Buluşma ilk olarak özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hayatını kaybedenler adına gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı. Birçok yurttaşın katıldığı halk buluşmasında Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi yönetim üyesi Avukat Eylem Arzu Kayaoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Kayaoğlu, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derinleştirilme sürecine, hukuki boyutlarına ve güncel sorunlarla bağına dair bilgi verdi.
Kayaoğlu diyalog sürecinde dahi cezaevine giden heyetler dışında düzenli bir avukat görüşü yapılamadığını aktardı. Leyla Güven’in başlattığı ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi sonucu tecridim kısmi olarak kalktığını ancak bugüne kadar yarım saatlik 5 avukat görüşü dışında başka bir avukat görüşü yapılamadığını ifade eden Kayaoğlu, “Devletin kendi kanunlarına ve imzaladığı uluslararası sözleşmelere göre Sayın Öcalan’ın diğer tutsaklar gibi avukatlarıyla görüşme hakkından faydalandırılmış olması gerekirdi. Bunu Türkiye’nin kendi anayasasına, infaz kanununa dayanarak söylüyoruz” diye konuştu.
‘DEVLET ANAYASASIZLIK UYGULUYOR’
Devletin tüm halklara karşı büyük bir anayasasızlık uyguladığını belirten Kayaoğlu, “İmralı Hapishanesi’nde tecrit neredeyse 99’dan beri sürüyor. Geçmişte de büyük bir tecrit uygulanıyordu. 2016’daki darbe teşebbüsü ve ilan edilen OHAL ile siyasi tutsakların aile görüşleri askıya alındı, avukat görüşleri kısıtlandı siyasi. Hukukçular olarak biz diyoruz ki İmralı Türkiye’deki tüm hapishaneler için bir laboratuvar. Ne denemek istiyorlar ise önce İmralı’da uygulanıyor” diye belirtti. Devletin İmralı’daki uygulamalara karşı gösterilen sessizlikten dolayı bu yolu seçtiğini vurgulayan Kaya, “ İktidar, uygulamalarına karşı tepki olunca geri adım atmak zorunda kalıyor. İmralı’da uygulananlara Türkiye toplumu ses çıkarmadığı sürece bütün cezaevlerinde bunlar uygulanacak” diye belirtti.
‘İMRALI’DA ÇOK BÜYÜK BİR DİRENİŞ VAR’
İktidarın halka “cezaevi yapıyoruz” söylemi ile propaganda yaptığını belirten Kayaoğlu, Türkiye’de milyona yaklaşan sayıda insanın cezaevlerinde olduğunu söyledi. 2016’dan beri belediyelere yönelik kayyım atamalarına değinen Kayaoğlu, “3’üncü seferdir kayyım atanmasının sebebi sadece Kürt halkının iradesine atanan kayyımdan ziyade bu İmralı’daki tecridin bir sonucudur. İmralı’da çok büyük bir direniş söz konusu. Çünkü Sayın Öcalan, devletin taleplerini yerine getirseydi bu kadar büyük tecrit uygulanmayacaktı” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERİ TOPRAKSIZLAŞTIRMAK İSTİYORLAR’
Türkiye halklarının yaşadığı birçok ekonomik sorun, umutsuzluk ile yurtdışına çok büyük bir göçün yaşandığına da dikkat çeken Kayaoğlu, şöyle devam etti: “94’te köyü boşaltılmış Dersimli bir kardeşiniz olarak söylüyorum hepinizin köyü boşaltılmıştır. Kürt gençleri yurtdışına gitmek, farklı şehirlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Buradaki en büyük sorun, Kürtleri topraksızlaştırmak istiyorlar. Köylerin boşaltılması, asimilasyon, cezaevleri, işkencenin sebebi bizi topraklarımızdan söküp atmak. Bizim uğruna bu kadar bedel ödediğimiz toprakları kaybedecek zeminler olmamalı.”
Ardından buluşma katılımcıların sorunlara dair fikir aktarımları ve çözüm önerileriyle devam etti.