CPT çalışanı Osman: Türkiye kilise ve okulu hedef aldı

ANKARA - Türkiye’nin saldırılarının sürdüğü bölgeleri ziyaret eden CPT çalışanı Kamaran Osman, bir kilise ve okulun hedef alındığına aktararak, "Bu askeri operasyon değil, tamamen bir işgal" dedi.  
 
Toplumsal Barışı İnşa Takımları (Community Peacemaker Teams-CPT), uzun bir süredir Türkiye'nin KDP desteğiyle Federe Kurdistan Bölgesi'ne dönük sürdürdüğü saldırıların çetelesini tutuyor. CPT'den Kamaran Osman, Temmuz ayı başında Duhok'un Amêdiyê kırsalına yayılan saldırıları yerinde gözlemledi. Osman, 17 Temmuz’daki gözlemlerine dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu. 
 
1 AYDA 9 KÖY BOŞALTILDI
 
Osman, Türkiye saldırıları nedeniyle 68 bin dönüm arazinin verimsiz hale geldiğini, 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında 19 aileye ait evin savaş uçaklarının bombardımanında yıkıldığını aktardı. Osman, 9 köyün saldırılar nedeniyle tamamen boşaltıldığı ve 184 ailenin göç etmek zorunda kaldığı bilgisini paylaştı. 
 
'OPERASYON DEĞİL İŞGAL'
 
Gözlemlerine göre Türkiye’nin yaklaşık 40-45 kilometre içeriye girdiğini söyleyen Osman, Türkiye’nin kontrol altına aldığı yerlerde köylere operasyon yaptığını ve insanları zorla köylerinden çıkartıldığını kaydetti. Osman, "İnsanlar evlerine giremiyorlar, köylerindeki tarlalarına erişimleri yok. Bu askeri operasyon değil, tamamen bir işgaldir. Gözlemlediğimiz taktiklerden biri de, Türk askerinin PKK'nin olmadığı köyleri hedef alması. Bu durum, insanları köylerini terk etmeye zorlamakta ve aynı zamanda tarım alanlarını yakmaktadır" diye belirtti. 
 
'TARİHİ KİLİSE HEDEF ALINDI'
 
Türkiye’nin saldırılarından tarihi yerler ve bölgenin altyapının da olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Osman, Kanîmasî'deki Hristiyan köylerinden birinde bulunan tarihi kilisenin hedef alındığını ve bir okulun bombardımanda yok edildiğini ifade etti. Osman, "Türkiye bölgedeki iki su kaynağını da bombalamış ve elektrik şebekesini tahrip etmiştir. Bu nedenle insanlar bölgede artık elektrik alamıyorlar. Türk askerleri askeri üs kurarken, telekomünikasyon kulelerini de yanlarına almakta ve bu telekomünikasyon kulesi bölgedeki ağı kesintiye uğratmakta. Bu nedenle 110 köyde Kürt ya da Irak telekomünikasyon ağına erişimde zorluk yaşamaktalar. Bölgeye vardığımda telefonuma 'Irak’tan ayrılıyorsunuz, Türkiye’ye hoş geldiniz' diyen 4 SMS geldi" şeklinde konuştu. 
 
'TÜRKİYE ÜS KURDUĞU YERDEN ÇIKMIYOR'
 
"Türkiye’nin 1991 yılından bu yana yürüttüğü saldırılar nedeniyle 704 sivil ya öldürüldü ya da yaralandı” diyen Osman, Türkiye'nin saldırılarla Federe Kurdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye arasında tampon bir bölge oluşturmak istediğini ifade etti. Osman, "Türkiye, 1991 yılından bu yana aldığı hiçbir bölgeden çıkmadı ve kurduğu üslerin hiçbirini de kaldırmadı. Türkiye, DAİŞ ile savaşmak için kurduğu üsleri, DAİŞ ile çatışmalar sona ermiş olmasına rağmen boşaltmadı. 100 yıl önce çizilen haritada belirtilen sınır artık geçerli değil. Şimdi Türkiye'nin askeri operasyonları nedeniyle defacto bir sınırımız var” dedi.
 
DEVLETLERİN 'ÇIKAR' SESSİZLİĞİ 
 
Irak hükümetinin sessizliği ve uluslararası kuruluşların sessizliğine değinen Osman, "Eğer Irak ve Irak Kürdistanı bir şey söylemiyorsa ve kınamıyorsa, Amerika Birleşik Devletleri’nden, Almanya’dan, Fransa’dan ya da diğer tüm yabancı ülkelerden nasıl bir kınama bekleyebiliriz? Savaşın etkilediği ülkeler, bu konu hakkında hiçbir şey söylemiyor. Ancak biz CPT olarak, uluslararası toplumun bu durumdaki ikili ahlaka sahip olduğunu düşünüyoruz. Sessiz kalmaları, Türkiye'nin Irak’ın egemenliğini ihlal edip savaş suçları işlemediği için değil, Türkiye’nin onların iyi bir ortağı olmasındandır. NATO’da ve birçok başka alanda ortaklıkları var. Dolayısıyla her iki taraf da kendi ekonomik ve siyasi menfaatleri nedeniyle sessiz kalmayı seçiyor" şeklinde konuştu. 
 
IRAKLI YETKİLİLERLE GÖRÜŞECEKLER
 
Osman, CPT olarak Federe Kurdistan Bölgesi yetkilileri ve köylülerle biraraya geldiklerini aktardı. Osman, ilerleyen süreçte Irak’ta bulunan büyükelçilikler ve Irak hükümeti yetkilileriyle bir araya gelecekleri bilgisini paylaştı. Görüşmelerde saldırılara dair gözlemlerini aktaracaklarını ifade eden Osman, "Bir sivil toplum örgütü olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yetkililere yapılan bilgilendirmeler aracılığıyla bölgedeki insanların hayatında bir değişim yaratmayı umuyoruz. Ancak bu gerçekleşmezse, bunun sorumlusu savaşa dahil olan ve sessiz kalmayı tercih eden, bölgede barış yerine savaşı destekleyen insanlardır.”
 
MA / Hivda Çelebi