Mor Çatı'dan BM'ye 'göçmen kadınlar' raporu

img
İSTANBUL- BM Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunması Komitesi’ne “Türkiye’de Göçmen Kadınlar ve Kadına Yönelik Şiddet” başlıklı rapor sunan Mor Çatı, raporda göçmen kadınların sorunlarına değinerek, İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi gerektiğini vurguladı. 
 
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Birleşmiş Milletler (BM) Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunması Komitesi’ne “Türkiye’de Göçmen Kadınlar ve Kadına Yönelik Şiddet” başlıklı bir rapor sundu.
 
Türkiye’de göç alanında oluşturulan mevzuat ve yönergelerde kadınlarla ilgili herhangi bir düzenlemenin olmadığı belirtilen raporda, ülkede göçmenlerin sosyal uyumunu tanımlaması hedefiyle 5 yıllık “Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı: 2018-2023” planının da dikkate alınmadığı ve bu alanda herhangi bir somut adımın atılmadığı ifade edildi. Raporda, İstanbul Sözleşmesi’nin “Göç ve Sığınma” başlıklı bölümünde, şiddete uğrayan tüm göçmen kadınların ülkelerine geri gönderilmemesi gerektiği, ancak Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesiyle beraber kadınların ülkelerine geri gönderilme riskiyle karşı karşıya kaldığı vurgulandı. 
 
'TÜRKİYE ŞİDDETLE MÜCADELE MEKANİZMALARINDA SINIRLI' 
 
Raporun devamında, kadınların kamusal destek mekanizmalarına başvurmaktan çekindiğinin altı çizilerek, “Komite, Türkiye devletinden şiddete maruz kalan göçmen kadınlara dair tutulması beklenen ayrıştırılmış verilerin paylaşılmasını istemiş, şiddete maruz kalan göçmen kadınların korunması ve desteklenmesi için kurulmuş olan destek mekanizmalarına, bu mekanizmalara eşit biçimde erişimin sağlanıp sağlanamadığına ve kolluk birimleri ile sağlık ve destek hizmetleri arasında güvenlik duvarı oluşturularak göçmen kadınların korkmadan destek alabilmelerinin sağlanması için alınan önlemlere dair bilgi talebinde bulunmuştur. Türkiye devletinin raporunda bu sorulara verilen yanıtlar Türkiye’de şiddetle mücadele mekanizmalarına dair yüzeysel ve genel bir özet ile sınırlı kalmaktadır. Yasada var olan eşitlikten bahsederken uygulamada bu eşitliğin nasıl sağlandığına ilişkin hiçbir veri paylaşılmamaktadır. Bu durum, şiddete maruz kalan göçmen kadınların özellikli ihtiyaçlarına dair derinlikli bir çalışma yapılmadığını açıkça göstermektedir” denildi.
 
GÖÇMEN KADINLARIN SORUNLARI
 
Raporda göçmen kadınların; ayrımcılık, önyargı, ana dilde hizmete erişememe, bilgiye erişim, resmiyette kayıtsız olma hali, ekonomik, sağlık hizmetlerine erişememe, çalışma koşulları alanlarında yaşadıkları zorluklara yer verildi.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE DÖNÜLMELİ
 
Raporun tavsiye bölümünde ise İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar dönülmesi gerektiği vurgulandı. “Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı: 2018-2023” planının bittiğinin ifade edildiği raporda, 2024 yılından itibaren yeniden hazırlanacak olan strateji belgesi ve eylem planında, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla eşgüdümlü ve koordinasyonlu şekilde yapılması gerektiği belirtildi. Raporda, göçmen kadınlar ve çocukları koruma ve destek sağlanması, Göç İdaresi Başkanlığı’nda kadına yönelik şiddetle ilgili özellikli çalışmalar yürüten çok dilli ve etkin çalışan bir birim oluşturulması, baroların adli yardım birimlerinde göçmen kadınlara yönelik uzun vadeli nitelikli ve ücretsiz hukuki destek vermesi, ekonomik yardımlar gibi tavsiyelerde bulunuldu.
 
VERİ TUTULMALI
 
Ayrıca raporda, kadınlarla ilgili verilerin tutulmasının önemli olduğu belirtilerek, şu konulara dair verilerin tutulması istenildi: 
 
“Kaç göçmen/mülteci kadın maruz kaldığı erkek şiddeti nedeniyle şikayette bulunmuştur? Kaç göçmen/mülteci kadın şiddetten korunmak amacıyla 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirlere başvurmuştur? Göçmen/mülteci kadınlar hangi tedbirlere başvurmuşlardır ve kaç kadın başvurduğu tedbir kararlarına ne kadar süreyle erişebilmiştir? Kamu görevlilerine yönelik göçmen kadınlara uyguladıkları ayrımcı veya ihmalkar davranışlar nedeniyle yürütülen soruşturmaların sayısı nedir ve soruşturmalar nasıl sonuçlanmıştır?”