Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti soruldu: Acımız ilk günkü gibi taze

HABER MERKEZİ - İHD ve kayıp yakınları, Amed, Êlih ve Colemêrg’de gözaltında kaybedilen akıbetini sordu.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle sürdürdükleri eylemin 810’uncu haftasında Amed’in Rêzan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. 
 
Kayıp yakınları açıklamaya ellerinde kayıplarının fotoğraflarıyla katılırken, alanda kayıpların fotoğraflarının olduğu pankart açıldı. Açıklamaya, Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun da katıldı. 
 
Burada konuşan İHD Şube Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, insan hakları savunucusu ve Kürt halkının dostu Tarık Ziya Ekinci’yi kaybetmenin üzüntüsünü dile getirerek, başsağlığı dileğinde bulundu. 
 
Ardından İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Amed’in Hêne (Hani) ilçesine bağlı Hurê köyünde 15 Ağustos 1994’te gözaltında kaybedilen İbrahim Kartay’ın hikayesini okudu.
 
‘OĞLUNU SORAN BABAYA ATEŞ AÇTILAR’ 
 
İbrahim Kartay’ın hikayesi şu şekilde: “1965 Licê doğumlu İbrahim Kartay, Hênê ilçesinin Hurê köyünde ikamet eder. Evli ve üç çocuk babası olan Kartay’ın köyüne 15 Ağustos 1994 tarihinde askerler tarafından baskın düzenlenir. Askerler, köylüleri meydanda toplayıp, köyü boşaltmalarını ister. Köylülerin eşyalarını almalarına izin verilmeden evler yakılmaya başlanır. Köylülerin geçim kaynağı olan hayvanlar da silahlarla taranarak öldürülür. Köy çıkışında eşini bekleyen Salime Çakır’a köylüler eşinin gözaltına alındığını söyler. Çocuklarıyla komşu köye sığınan Salime Çakır, eşinden haber alma umuduyla 10 gün bekledikten sonra kayınpederi ile birlikte Hêne’ye giderek Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunur. Savcılıktan haber alamayan aile, Hani Jandarma Karakolu’na gider. Burada karakoldaki yetkililer aileye ‘İbrahim Kartay gözaltına alınmadı’ cevabını verir. Bir süre sonra baba Kadri Kartay tekrardan karakola gider fakat karakoldaki kişiler tarafından kendisine ateş edilir ve oğlunun bir daha sormaması için tehdit edilir. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kalır. Gözaltına alınırken ve gözaltında tutulurken insanlar tarafından görülmesine rağmen gözaltına alındığını inkâr edilen İbrahim Kartay’dan bir daha haber alınmaz.” 
 
Saman, Kartay’ın gözaltında kaybedilişin 30’uncu yılında bir kez daha adalet talep ettiklerini belirterek, “Yargı makamları zamanaşımı hükümlerini, faillerin soruşturulmasını ve yargılanmasını önlemek için kullanmaya son versin. İbrahim Kartay dosyasında hakikati açığa çıkartacak, bu suçun tüm sorumlularını tespit ederek cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılsın istiyoruz. İbrahim Kartay için ve tüm kayıplarımız için adalet sağlansın istiyoruz” dedi. 
 
Etkinlik, oturma eylemiyle son buldu. 
 
ÊLIH 
 
 
İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 646’ncı haftasında Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yaptı. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartının açıldığı eyleme, insan hakları savunucularının yanı sıra kayıp yakınları ile çok sayıda kişi katıldı. 
 
Bu haftaki eylemde Ağustos 1994’te, Êlih merkeze bağlı Zorava köyündeki evinden alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in hikayesini şube yöneticisi Rezan Baytar okudu.
 
İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in hikayesi şu şekilde: “Eşim İbrahim Çelik ve oğlum Edip Çelik Êlih’e bağlı Zorava köyünde ikamet ederken, gece saat 20.00 sularında sivil giyimli uzun namlu silahlı 4 kişi evimize gelerek eşim ve oğlumu sordu. Eşim ve oğlum dışarı çıkıp onlarla görüştükten sonra birlikte bahçeye indiler. Bahçede konuşurlarken ben de onlara bir şeyler ikram etmek için içeri girdim. 15 dakika sonra bahçeye indiğimde hiçbir kimseyi bulamadım, komşulara sordum onlardan da gören olmamıştı. Ertesi gün Batman İl Jandarma Karakoluna gidip yazılı başvuruda bulundum. Gözaltında olup olmadığını sordum. ‘İbrahim ve Edip Çelik gözaltında değil’ dediler. O günden sonra ikisinden bir haber alamadım. 
 
Kaybettiklerimize ait birer mezarları olsa belki kabullenirdim bu acıyı. Maalesef acımız ilk günkü gibi taze.”
 
Açıklama oturma eyleminin ardından son buldu.
 
COLEMÊRG
 
 
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, "kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla eylemlerinin 134’üncü haftasında Gever ilçesinde bulunan Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 2006 yılında Dağlıca’da koyunlarını otlattığı sırada katledilen İslam Terkoğlu’nun failleri soruldu. 
 
İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Eren Baskın, Terkoğlu’nun katledildiği olayı hatırlatarak, “İslam Terkoğlu, 23 Kasım 2006 tarihinde yanındaki arkadaşı Reşit Soydan ile gün boyu topladıkları odunları bir kamyonete doldurdu. Gece 23.00 sularında Yüksekova’ya doğru yola çıktılar. Yol güzergahı üzerinde aracın önü askerlerce kesildi, herhangi bir uyarı yapılmaksızın araca ateş edildi ve İslam Terkoğlu olay yerinde ağır bir biçimde yaralandı. Reşit Soydan ise şans eseri yara almadan kurtuldu. Vurulan Terkoğlu’nun sivil olduğunu anlayan kolluk kuvvetleri her ne kadar hastaneye sevkini sağlamaya çalışılmış olsa da Terkoğlu yolda hayatını kaybetti. Aynı saatlerde Hakkari Valiliği ‘iki teröristin etkisiz hale getirildiği’ ile ilgili açıklamada bulundu. Lakin Reşit Soydan götürüldüğü jandarma taburundan adliyeye sevk edilmeksizin serbest bırakıldı. Terkoğlu ailesinin hukuki açıdan yapmış olduğu tüm başvurular ret edildi. Böylelikle Terkoğlu’nun akıbeti faili meçhul bırakıldı” diye konuştu.
 
İZMİR
 
İHD İzmir Şubesi, iki haftada bir düzenlediği “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eylemini Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, “Kayıplar vicdandır, sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartları taşındı. İHD İzmir Şubesi Yöneticisi Bahadır Altan, 10 Ağustos 2004'te kaybedilen İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği öğrencisi Tolga Baykal Ceylan'ın (24) hikayesini paylaştı. 
 
Anne Kadriye Ceylan'ın devletin bütün yetkili kurumlarına başvurduğunu aktaran Altan, "Başvurduğu her yerde görevlilerin ilgisizliği ile karşılaştı. 2004 yılında Demirköy Savcılığı'nın başlattığı soruşturma dosyası 2006 yılında 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararı verilerek kapatıldı. Anne Kadriye Ceylan’ın başvurusu üzerine İHD'de girişimlerde bulundu, ayrıca konuyu Meclis'e taşıdı. 09 Şubat 2011 tarihinde Tolga Baykal Ceylan’ın akıbetini araştırmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon kuruldu. Komisyon raporunda 'Komisyonumuz bu aşamada, elindeki verilerin değerlendirilmesi sonucunda, normal asayiş olayı olarak değerlendirilmesi gereken bir kayıp olayı ile karşı karşıya olduğumuz sonucuna ulaşmıştır' denildi" ifadelerini kullandı.
 
İŞKENCENİN TANIĞI VAR
 
Altan, Erol Avcı isimli itirafçının Tolga Baykal Ceylan’a, İkitelli'de bir çiftlik evinde Astsubay Ali Kaya ve Osman Hayal tarafından işkence yapıldığını anlattığını aktardı. Gözaltında kaybedilen bu insanların kemiklerini istediklerini belirten Altan, "Bir mezarları olsun istiyoruz. Kayıplarımızı kaybedenlerin yargılanmasını istiyoruz. Son kaybımız bulununcaya ,failler yargılanıncaya kadar bu mücadelemiz  devam edecek" diye konuştu.