Bakırhan Hacı Bektaş-ı Veli'de: Dergahı gerçek sahiplerine teslim edin

NEVŞEHİR-Hacı Bektaş-ı Veli anma etkinliklerinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, ilk kayyımın dergaha atandığını , gerçek sahiplerine teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
 
Nevşehir’de Hacı Bektaş-i Veli anma etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ile birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı.
 
İLK KAYYIM HACI BEKTAŞ-I VELİ DERGAHINA
 
Etkinlikte İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun ardından Bakırhan bir konuşma yaptı. Bakırhan, Hacı Bektaş-ı Veli tarafından 800 yıl önce barış ve kardeşlik tohumlarının ekildiğini kaydetti. Bakırhan, “Türkiye’de bu topraklarda aslında ilk kayım Hacı Bektaş Veli dergahına atanmıştır. 800 yıl önce Hacı Bektaş Veli Dergahı Nakşi şeyhlerine devredilmiştir. Bugün halkın iradesine atanan kayyımlar gibi Alevi halkının inancına Hacı Bektaş Veli öğretisine de kayyım atanmıştır. Dün Hacı Bektaş Veli Dergahına atanan kayyımları nasıl ki Alevi canlar yurttaşlar, yoldaşlar kabul etmedilerse, bütün fiziki ve kültürel kırımlara asimilasyon politikalarına rağmen inançlarını 800 yıldır yaşatarak bugünlere getirdilerse bugün halkın iradesine atanan kayyımları bizler de Alevi yurttaşlarımız gibi Alevi canlar gibi bu coğrafyada kabul etmeyeceğiz. Bizler alevi yurttaşlarımızın ilk kayyımı kabul etmedikleri gibi bugün de atanan yeni kayyımları kabul etmeyerek Hacı Bektaş Veli öğretisine sahip çıkacağız” diye konuştu.
 
ALEVİ VE KÜRTLERE İKİLİ HUKUK
 
Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “30 milyon Alevi yurttaşımızın yaşadığı ibadethanelerini yasaklıyorlar! Bugün canlı olan 30 milyon insanın ibadet ettiği Hacı Bektaş Veli dergahı gibi müzeye çeviriyorlar. Bu dergah müze değil. Alevi yurttaşlarımıza açılmalıdır, bırakılmalıdır. Alevi canlarımız bu dergahta özgürce kendi inançlarını yaşamalıdır. Bunu savunuyoruz savunmaya devam edeceğiz. Bir gün Alevi yurttaşlarımıza kapatılan bu dergahın kapılarını hep birlikte açacağımız günler çok uzak değildir. Bakın Türkiye’de ikili hukuk Kürtlere ve Alevi canlara uygulanıyor. Dergahın içinde hem cami var hem de cemevi var. Cami ibadete açık cemevi kapalı işte bizler bu ikili hukuka itiraz etmediğimiz müddetçe camiler açık cemevleri kapalı kalacaktır. Onun için Hacı Bektaş Veli inancına sahip siz değerli canlarla birlikte Cemevlerinin yasal statüye kavuşması için kavuşacağımız günlere birlikte onurluca omuz omuza edeceğimiz günler bugünlerdir. 
 
GERÇEK SAHİPLERİNE İADE EDİLMELİDİR
 
Bakın değerli halkımız; Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada savaş ve çatışmalar var. Eğer 800 yıl önce dergahına kayyım atanan Hacı Bektaş Veli’nin düşünceleri bugün bu ülkede coğrafyada egemen olsaydı bu savaşlar olmayacaktı. Bu sömürü düzeni olmayacaktı. İnsanlar, iktidarlar için,  egemenler için emperyalistler için birbirini katletmeyecekti. Tam da bugün savaşların çatışmaların, inkar ve asimilasyon politikalarının sürdüğü bu coğrafyada Hacı Bektaş Veli fikriyatını yaşatma büyütme ona sahip çıkma günlerinin içinde olduğumuzu belirtmek istiyorum.  Hacı Bektaş Veli dergahı gerçek sahiplerine iade edilmelidir, Alevi yurttaşlara iade edilmelidir.
 
HER YERDE MÜCADELE EDECEĞİZ
 
Hacı Bektaş Veli dergahı içindeki cemevi açılmalıdır. Aleviler kardeşimizdir, canlarımız diyorlarsa seçimler geldiği zaman, yeri geldiği zaman ama sıra Hacı Bektaş Veli Dergahı içindeki cemevine gelince açmıyorlar, müze yapıyorlar. İşte biz bu riyakar Alevileri, Kürtleri yok sayan anlayışla mücadele ediyoruz. Meclis’te sokakta, Hacı Bektaş’ta olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında Alevi yurttaşlarımızın cemevlerinin resmi olarak ibadetgâh olması için mücadele edeceğiz, mücadelemize devam edeceğiz. 
 
HEP BİRLİKTE EDECEĞİMİZ GÜNLER İÇİNDEYİZ
 
Bakın değerli canlar, Alevilerin Alevilikle ilgili hiçbir hakkı tanınmıyor. Alevilerin ne yasal ne de Anayasal hakları vardır. 30 milyon insanın inancının yasal bir güvencesi, karşılığı olmaz mı? Demek ki onlar Hacı Bektaş Veli fikriyatını yok sayıyorlar. Onun için onlara hatırlatma zamanının geldiğini belirtmek istiyorum. Bugün burada olduğu Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle genciyle kadınıyla birlikte Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını sahiplenmek, savunmak, bunun yasal statüye kavuşması için ortak mücadele edeceğimiz günler içindeyiz.
 
ASLA KABUL ETMEYECEK
 
Utanmadan başka bir şey başka bir şey daha yapıyorlar. 30 milyon Alevinin inancını Kültür ve Turizm Bakanlığının bir müdürlüğüne bağlamaya çalışıyorlar. Alevilik inancı, 30 milyon Alevi Kültür Başkanlığı’nın içine sığmaz, sığmaz. 30 milyon Alevi’yi bir müdürlük içine sığdıramazsınız. Aleviler, rızalığı siz canlardan alırlar. Rızalığı saraydan almanızı istiyorlar. Aleviler asla kata Saraydan rızalık almazlar. Onu için bu Kültür ve Turizm Bakanlığının bu beyhude yaklaşımlarından bir an önce vazgeçip Alevi yurttaşlarımızın özgürce kendi örgütlenmesi içinde kendi inançlarını yaşayabilecekleri bir zemin yaratmaları gerekiyor. Dün Kürt coğrafyasında koruculuk dayatılıyordu, bugün dedelerimizi, pirlerimizi, analarımızı maaşlara bağlayarak Alevi yurttaşlarımızın içinde korucular yaratmak istiyorlar ama bunu çok iyi bilsinler Aleviler asla Kültür ve Turizm Bakanlığının yaratmaya çalıştığı bu koruculuk anlayışını kabul etmeyecektir. Aleviler asla para pula mevki ve makamla fikriyatını satmayacaktır. Bunu satanlar Alevi değildir Alevi inancından değildir.”
 
Utanmadan başka bir şey başka bir şey daha yapıyorlar. 30 milyon Alevinin inancını Kültür ve Turizm Bakanlığının bir müdürlüğüne bağlamaya çalışıyorlar. Alevilik inancı, 30 milyon Alevi Kültür Başkanlığı’nın içine sığmaz, sığmaz. 30 milyon Alevi’yi bir müdürlük içine sığdıramazsınız. Aleviler, rızalığı siz canlardan alırlar. Rızalığı saraydan almanızı istiyorlar. Aleviler asla kata Saraydan rızalık almazlar. Onu için bu Kültür ve Turizm Bakanlığının bu beyhude yaklaşımlarından bir an önce vazgeçip Alevi yurttaşlarımızın özgürce kendi örgütlenmesi içinde kendi inançlarını yaşayabilecekleri bir zemin yaratmaları gerekiyor. Dün Kürt coğrafyasında koruculuk dayatılıyordu, bugün dedelerimizi, pirlerimizi, analarımızı maaşlara bağlayarak Alevi yurttaşlarımızın içinde korucular yaratmak istiyorlar ama bunu çok iyi bilsinler Aleviler asla Kültür ve Turizm Bakanlığının yaratmaya çalıştığı bu koruculuk anlayışını kabul etmeyecektir. Aleviler asla para pula mevki ve makamla fikriyatını satmayacaktır. Bunu satanlar Alevi değildir Alevi inancından değildir.”