Hatimoğulları: Turizm açısından ülkenin barışa ihtiyacı var

ANTALYA - Manavgat’ta konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bir Antalyalı da Hakkari'ye, Van'a turizm amaçlı gidebilmelidir. O nedenle turizm açısından da ülkenin barışa ihtiyacı var" dedi.

 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Ekmek ve Adalet"  buluşmaları kapsamında Antalya'nın Manavgat ilçesinde sivil toplum örgütleri, turizm, inşaat ve tarım işçileriyle bir araya geldi. Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen buluşmaya, DEM Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, DEM Parti Antalya İl Eşbaşkanları ve çok sayıda emekçi katılım sağladı.
 
 BÖLGESEL AYRIMCILIK VURGUSU
 
Burada konuşan Hatimoğulları, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin, “Tarif edilemeyecek kadar derin” olduğunu belirtti. Hatimoğulları, “Eskiden derdik ki; ‘Bıçak kemiğe dayandı.’ Şimdi bıçak kemiği geçmiş, iliklerimizde hissediyoruz. Bugün Türkiye'de 50 milyona yakın insan açlık ve yoksulluk sınırında. Ekmek mücadelesi, adalet mücadelesi için yollarda olmaya, bu mücadeleyi halklarımızla, işçilerle, emekçilerle, sömürülenlerle, ezilenlerle birlikte daha çok büyütmek için, adalet tecelli edene, ekmek kavgasında eşitlik ve adalet sağlanana kadar sürdüreceğiz. Bu çalışmalar halkımızın, işçilerin, emekçilerin desteğiyle büyür. Bu bir tek siyasi partinin tek başına başaracağı iş değildir. Antalya için turizm çok önemli bir sektör. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye'de her şey o kadar kötü yönetiliyor ki; bütün mevsimlerin yaşandığı, güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına her bir taşı, toprağı turizm anlamında dikkat çekecek olan, farklı halkların ve inançların bu ülkede yaşamasından kaynaklı olarak buradaki kültürel zenginliklerin hepsini bir arada düşündüğümüzde 3-5 aylık turizmden bahsetmek çok yetersiz kalır. Türkiye'de öyle bir merkezi politika belirlenmeli ki, kültür, inanç, sağlık, spor, yayla, kaplıcalar, ılıcalar, inanç turizmi, kültür turizmi ve festivallerle turizm sektörünü 12 aya yayabiliriz. Bugün Kürdistan'ın birçok bölgesine batıdan insanlar gidip gezmemiş, görmemiş. Niye? Çünkü bu ülkede bölgesel ayrımcılık yapılmaktadır. Bu ayrımcılığı özellikle Kürdistan coğrafyasına baktığımızda kolaylıkla görebiliyoruz. Bugün bir Hakkari’li gelip Antalya'da tatil yapabiliyor. Bir Antalyalı da Hakkari'ye, Van'a turizm amaçlı gidebilmelidir. O nedenle turizm açısından da ülkenin barışa ihtiyacı var. Turizmin gelişmesi açısından da halklar ve bölgeler arasındaki ayrımcılığın kökten ortadan kalkması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
EKONOMİK BÜYÜME
 
Son dönemlerde en çok istihdamın sağlandığı sektörün inşaat sektörü olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, ekonomik büyümenin tamamen inşaat sektörü üzerinden geliştiğini ifade ederek, “İktisatçılar buna hormonlu büyüme diyor. Üretimin olmadığı yerde gerçek bir ekonomik büyüme olmaz. Burada 5’li çete ve onlara yakın taşeron firmalar kazandı. Onlar bu kadar büyük devasa paralar kazanırken bu üretimi yapan emekçi kardeşlerimiz de yerin 7 kat derinliğinde bir yoksulluğu yaşamaktadır. Özellikle inşaat sektöründe ve buna bağlı olan iş kollarında her ay 30’un üzerindeki emekçi kardeşimiz iş cinayetinde yaşamını kaybediyor. Neden? Bu kadar para kazanan o zenginler, o patronlar, o 5’li çete, iş güvenliği ve işçi sağlığını hiçe sayan bir uygulama içindeler. İş güvenliği ve işçi sağlığı önemsenmek zorundadır. Yasalarda buna karşılık gelen önemli maddeler var. Bununla ilgili çok sayıda kanun teklifini biz DEM Parti olarak parlamentoya verdik ama bu yetmez. Bunun için fiili bir mücadeleye ihtiyacımız var. İşçi kardeşlerimiz sendikalarındaki örgütlenmelerini daha da büyütsün. Bu konuda biz DEM Parti olarak bu sendikal örgütlenmeyi güçlendirmek de dahil, meydanlarda haklarımız için mücadele ederken her daim sizlerle dayanışma içinde olacağız” şeklinde konuştu.
 
TARIM VURGUSU 
 
Türkiye’nin sanayisi gelişmemiş bir ülke olduğunu belirten Hatimoğulları, en temel geçim kaynağının tarım sektörü olduğunu ifade etti. Hatimoğulları, “Bu iktidar, toplumun geçim kaynağı, 85 milyon yurttaşın hayat garantisi olan ne varsa hepsini yok etti. Kendine ‘Yerli ve milli’ diyen iktidar buğdayı bile Ukrayna'dan, Rusya'dan ithal etti. Savaşın yoğun devam ettiği süreçte Suriye'den patates ithal ettiler. Bu iktidar başından beri küresel sermayenin bir projesi idi. Bunlar sözde vatansevermiş. ‘Hadi oradan’ diyoruz kendilerine. Bunlar bu vatanın en büyük düşmanları. Bu vatana, bu ülkeye en büyük ihaneti gerçekleştirenlerdir. Bugün DEM Parti olarak ülkeyi yönettiğimiz zaman, ilk iş olarak tarım politikasında devrim niteliğinde değişiklikleri sağlamak olacaktır. Öncelikle şu an acil olarak çiftçiye destek ve teşvik gerekiyor. Mazot, elektrik, sulama suyunun karşılanması, bütün bunların devlet tarafından sübvanse edilmesi gerekiyor. Tarımı geliştirmek zorundasınız. Varsa bereketli hazine arazisi, tarıma açmalısınız” ifadelerini kullandı.
 
‘CEZAEVLERİ İŞKENCEHANEYE DÖNMÜŞ’
 
DEM Parti olarak Türkiye ve Kürdistan’daki sorunları çözmek için mücadeleye devam edeceklerini belirten Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün adaletsizliklerden bahsedilecekse, bunların en başında cezaevleri gelir. Bugün tecrit en ağır şekilde devam etmektedir. İnsanlar düşüncelerinden dolayı, fikir özgürlüğü kapsamında söylediklerinden dolayı cezaevindeler. Bugün cezaevleri birer işkencehaneye dönmüş durumda. İmralı tecridi hala devam etmektedir. 4 parça Kürdistan'da Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesindeki ısrarımızdan ve bu konudaki adalet talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Anadilini her yerde özgürce konuşmak bir haktır. Bugün Kürt'ün düğününe dahi müdahale eden anlayışı asla kabul etmeyeceğiz. Bu adaletsizliğine karşı adalet mücadelesi vermeye, dilimizi her yerde özgürce konuşmaya, geleneksel kıyafetlerimizi her yerde özgürce giyinmeye, düğünlerimizde Kürtçe müzikle halay çekmeye devam edeceğiz. Bunu ne Erdoğan'ın gözaltıları, ne İçişleri Bakanı’nın verdiği talimatlar değiştiremez. Bugüne kadar az mı cezaevi gördük? Bugüne kadar az mı işkence gördük? Bugüne kadar az mı tehcir gördük? Bunların hepsini Kürdistan coğrafyasındaki halklarımız yaşadı. Geri adım atıldı mı? Asla atılmadı. Şimdide de geri adım atılmayacak. Biz bu buluşmalarımızda bir yandan bu sorunları tespit edeceğiz, bir yandan da sizleri dinleyeceğiz. Sizleri dinlemek, sorunları yerinde tespit etmek ve çözüm projelerimizi konuşmak, aynı zamanda bunun kazanıma dönüşmesi için mücadelemizi hep birlikte daha güçlü bir şekilde vermek için bu buluşmaları yapmaya devam edeceğiz.”
 
Hatimoğulları’nın konuşmasının ardından kurulan divanda emekçilerin sorun ve talepleri dinlendi.