Eğitim-öğretim yılı ağır sorunlarla başlıyor

WAN - Eğitim-öğretim yılının yeni müfredattan anadilde eğitime, taşımalı sistemden beslenmeye ve okul bütçelerine kadar birçok sorunla başladığını belirten Eğitim Sen Wan Şube Başkanı Murat Atabay, kentte çok sayıda yeni okula ihtiyaç olduğunu söyledi.
 
2024-2025 yılı eğitim ve öğretim yılı 9 Eylül'de başlıyor. Ancak okullarda ders zilinin çalmasına sayılı günler kalırken, çözülmeyen sorunlar katlanarak artıyor. Artan maliyetler, eğitime az bütçenin ayrılması, anadilinde eğitim verilmemesi, okul, öğretmen eksikliği ile öğrencilerin beslenme ihtiyaçlarının karşılanmaması en önemli sorunların arasında yer alıyor. 
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi Başkanı Murat Atabay, eğitimde halen büyük sıkıntıların yaşandığını söyledi. 
 
OKUL TADİLATLARI 
 
Okulların açılmasına günler kalmasına rağmen binalarda tadilatların tamamlanmadığı bilgisini paylaşan Atabay, plansızca yapılan tadilatlara ilişkin şunları belirtti: “Okul tadilatlarına genelde Temmuz-Ağustos ayı gibi başlanılıyor ve maalesef eğitim öğretim yılına kadar bitirilemiyor. Okulların onarımı için 3 aylık bir tadilat süresi çıkarılıyor ancak bu maalesef bir yılı bulabiliyor. Wan'da da şu an elimize ulaşan verilere göre birçok okulda tadilatlar yeni başladı. Tadilatın devam ettiği okulların öğrencileri başka okullara gitmek zorunda kalıyor ve bu öğrencilerin nasıl taşınacağı ise belli değil” diye belirtti. 
 
TAŞIMALI SİSTEM 
 
Personeller noktasında da her yıl olduğu gibi bu yıl da problemler olduğunu ve genellikle İŞ-KUR üzerinden alımın yapıldığını söyleyen Atabay, bu süre zarfında okullarda hijyen ve temizlik konusunda da çok ciddi problem yaşandığını vurguladı. Atabay, “Tasarruf Tedbirleri Genelgesi kapsamında okullara gönderilen bir yazıda, taşımalı öğrenci sayısının azaltmak ve pansiyonlara yerleştirmek için her şeyi yapıyorlar. Özellikle köy okullarında okuyan öğrenciler pek çok problem yaşayacak. Önceki yıllarda da taşıma ihalesinin uzun sürmesinden kaynaklı öğrenciler okullara geç başlıyordu. Bu noktada özelikle kız çocuklarında okuldan kopuşlar yaşayacak. Yemekler sağlıklı çıkmıyor” ifadelerini kullandı. Atabay, pansiyonlarda etkin olan tarikat ve cemaatleşme durumuna da dikkat çekti. 
 
ANADİLDE EĞİTİM 
 
Anadilde eğitimin şart olduğunun altını çizen Atabay, çocukların bilmedikleri bir dilde eğitim almalarının asimilasyona neden olduğunu ifade etti.  Sistemin esas amacının da asimilasyon ve kültürel yozlaşma olduğuna dikkati çeken Atabay, “Çocuklar anadilinde eğitim alamadıkları için akademik olarak da bir başarı elde edemiyorlar. Anadilde eğitim halen bile problem olarak olduğu yerde duruyor” dedi.  
 
EĞİTİME AYRILAN BÜTÇE 
 
Okullara ayrılan bütçeye dikkati çeken Atabay, şunları belirtti: “Çoğu zaman okullar kendi bütçelerini oluşturmak için velilerden yardım toplamak ve kayıt parası almak zorunda kalıyorlar. Okullarda temiz suya erişim çok sınırlı ve yine okulla aç gidip gelen çocuklar da var. Yoksul çocukların eğitim ve öğretime devam etmesi noktasında çok büyük sıkıntılar var. Bizim bu bağlamda her çocuk bir öğün de olsa sağlıklı bir şeyler yesin diye yemek talebimiz oldu ve halen de duruyor buna karşın hiçbir adım atılmış değil.” 
 
Maliyetlerin artığını ve ailelerin, ekonomik krizle birlikte masrafları karşılayamayacak duruma geldiğini dile getiren Atabay, bu durumun ise çocukların eğitimden kopmalarına neden olduğunu söyledi. Bakanlığın kaynak sunmamasından kaynaklı maliyetin öğrencilere yüklendiğini belirten Atabay, bu nedenle okulu terk ederek “çocuk işçiliği”ne itilenlerin sayısının fazla olduğunu söyledi. 
 
YENİ EĞİTİM MÜFREDATI 
 
 İktidarın MESEM uygulamasına işaret eden Atabay, yeni müfredatın bilimsellikten uzak, dini referans aldığını kaydetti. Atabay, “İçeriği çocukları yaratıcılıktan ziyade, itaate sevk eden bir içeriğe sahip. Bu müfredatla eğitimin zorluğunu görmek mümkündür. Gelişmekte olan ülkeler arasından, eğitime en az bütçe ayıran ülkedeyiz. Bütçenin çok farklı alanlara aktarıldığını biliyoruz” dedi. 
 
ÖĞRETMENLERİN KOŞULLARI 
 
Eğitim emekçilerinin liyakatle bir yere gelmemiş idareciler eliyle mobinge maruz kaldıklarını ve açlık sınırına yakın bir maaşla çalıştıklarını söyleyen Atabay, şöyle devam etti: “Eğitim emekçilerinin, geçimlerini sağlayabilmek için ek işte çalışmak zorunda kaldıkları bir eğitim öğretim süreci başlıyor. Çoğu kişi dışarıdan kurs, eğitim desteği vererek ya da pansiyonlarda nöbet tutarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Meslek kanunu da eğitim fakültelerini yok sayan onları ayrı bir akademi ve mülakata alacak bir sistem üzerine çalışma var” diye belirtti. 
 
Sınıf kapasitelerinin olması gereken 16-24 sayısının çok üzerinde olduğunu söyleyen Atabay, bu limit üzerinden değerlendirildiğinde Wan’ın ilçelerinde çok sayıda yeni okula ihtiyaç olduğunu dile getirdi.